Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Monaco şokunun faturası Pereira’ya kesilirken, hocaya hiç güven kalmadı. Kafalarda bitti de resmi olarak bitirmek kolay değil. Hele hele bir çırpıda kovmak hiç kolay değil. Sonuçta kapı gibi sözleşmesi var. Şampiyonlar Ligi’ne katılamayıp zaten kulübü en az 20 milyon Euro’dan etti. Yönetimin bir de üstüne 4-5 milyon daha verip ödüllendirip, gönderecek hali yok. Çünkü Pereira istifa etmeyip, parayı koparmanın peşine düşecektir.

        İş o kadar basit olsa başkan sezon bitiminde yolları ayırırdı. Ama tüm Avrupa ve Türk kulüpleri gibi ekonomik anlamda F.Bahçe’de de sıkıntılar var. Har vurulup harman savurulacak dönem değil. Kulüp menfaatleri gereği o dönemde de biletini kesemezdi, şimdi de kasayı düşünmek zorunda.

        Herkes için en hayırlısı Pereira’nın istifası. Belli bir süreç yaşanacaktır. Pereira’dan, daha çok çalışması, belki sistemde değişikliğe gitmesi bile istenecektir. Van Persie’yi silip atmasına izin verilmeyecektir. Bazı kısıtlamalar getirilecektir, yardımcıları konusu masaya yatırılacaktır. Yine olmuyorsa faturası yüklü çıksa da ipler koparılacaktır. Kolu kaybetmektense parmak kesilecektir.

        Pereira Fenerbahçe’den kazandığı parayı hiçbir yerde bulamaz. Bu nedenle direnecektir ama yıpranacaktır da. Yönetimin koyacağı kriterler de canını sıkacaktır, o saate kadar kalırsa lig başlayınca tribünlerin protestosu da.

        Hocayı anlamakta insan zorlanıyor. Sanki kendisini kovdurmak istiyor. Durup dururken 3-5-2’ye geçip, geçen sezon takımın belkemiği olan savunmayı darmadağın etmesi... Monaco’ya turu göz göre göre vermesi.. Takıntıları, inatları.. Her topu Fernandao’ya şişirmek gibi demode olmuş bir yöntemi seçmesi.. Kulüp için böylesine hayati önem taşıyan bir maçtaki oyuncu tercihleri.. Sakat Kjaer’i sahaya sürmesi..

        TUHAFLIKLAR VAR

        Monaco maçının en dikkat çekici yanlarından biri F.Bahçe’nin ilk dakikadan itibaren şişirme toplarla pozisyon kovalaması oldu. Dakika 80 olur, acil bir gole ihtiyaç olur, şişirirsin, doldur boşaltı tercih edersin. Fernandao’ya şişiriyorsun, adam iki stoperin arasında kalmış, tek bir top indiremiyor. Hadi diyelim denedin, sonuç alamadın. Baktın olmuyor, bu çağ dışı yöntem tutmadı, yanlıştan erken dönersin. Tuhaflık yanlıştan dönmemesinde, oyuncularına ısrarla “topu içeri şişirin” talimatı vermesinde. Futbolcuların saha içinde hocaya kazan kaldıracak halleri yok.

        REAL MİSİN BARCELONA MI?

        Haddini bilmek, gerçekçi olmak lazım. Niye ille de 3-5-2. Takımın yapısı buna uygun mu acaba? Deneme-yanılma metoduyla hareket edeceğin bir dönemde değilsin. Gazozuna maça değil, hedefinde Şampiyonlar Ligi olan bir maça çıkıyorsun. Sen Real Madrid misin Barcelona mı? Monaco Hasan Ali ile Van der Wiel’i kanatlarda perişan etmiş, orta sahada Ozan-Salih ikilisi yaratıcılıktan uzak, çaresiz, hocada 3-5-2’den taviz yok. Bu da tuhaf...

        Fernandao tam 105 kilo olmuş. O iri cüssesine rağmen rakip defansı zorlayamıyor bile. İlk maçta da kötüydü. Sezona hazır olmadığı ortadayken rövanşa Emenike-Aatıf Chahechoue ikilisi ile çıkmamak da tuhaf..

        DOKTOR “OYNAR” RAPORU VERDİ Mİ?

        Bir tuhaflık da Kjaer kararında. Son idmanda sadece düz koşu yaptı. Uzatma olasılığını da düşünürsek oynatmak ciddi bir riskti. Hem bir oyuncu değiştirme hakkını çok erken kullanmak zorunda kalabilirdin hem de Kjaer’in daha uzun süre takımdan ayrı kalma ihtimali vardı. Şimdi turu da kaybettin, belki uzun süre Kjaer’i de. Merak ediyorum doktor acaba “oynar” raporu verdi mi?

        Ya Skrtel, Van der Wiel, Roman... Adamlar Liverpool’da oynamış, Schalke’de, PSG’de oynamış, şimdi şaşkın durumdalar. Pereira’nın yanlışları savunmayı da dağıttı.

        Monaco rövanşı çantada keklik değildi, sıradan bir maç değildi. Bu kadar çok yanlışı kaldıracak maç değildi. Ve her 90 dakikanın ardından “Artık önümüzdeki maçlara bakacağız” demek, her mağlubiyeti hakeme, zemine bağlamak da Pereira adına kurtarıcı değil.

        Diğer Yazılar