Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Boş tribünlere gündüz maçları çare olur dedik. Bursa- Osmanlı, Başakşehir-Konya 13.30’da oynuyorlar, tribünler dolu değil. Beşiktaş yılda bir kez Kayseri’ye gidiyor, hem de 16.00’da oynuyor, tribünler boş. Fenerbahçe stadın ancak yarısını doldurabiliyor. 2.5 milyon Passolig kartı satılmış ama insanlar statlara gitmiyor. Peki futbolsever ne istiyor? Futboldan zevk almak istiyor. İddialı, savaşan takım istiyor. Başarı varsa seyirci var.

        Fenerbahçe de aynı dertten muzdarip. Takım iyi oynamıyor ki seyirci sayısı artsın. Bakmayın siz başkanı bahane edip takımı boykot kararı alan küçük gruplara. Allah aşkına dünkü futbol kimi ne kadar mutlu edecek? F.Bahçe sadece 7 haftada zirveden 8 puan geriye düştü. Evinde tam 7 puan kaybetti. O protestocular yönetimi eleştirsin de bir de şapkayı önüne koyup düşünsün. Acaba Kadıköy’de rakibi boğan o eski atmosferi yaratsalardı 7 puan gider miydi?

        Neyse.. Hiçbir şey mazeret değil elbette. Sahaya çıkan kadroya bakıyorsunuz, Lens ve Sow olmasa da 9 yabancılı Alanya ile mukayese kabul etmez. Daha üstün oynasa da bunu oyuna, skora yansıtan bir takım yok ortada. Kadroya zenginlik katan oyuncuları elbette var da canına can, futboluna renk katacak Volkan Şen ve Alper gibi iki ayrıcalıklı isme sahip aslında F.Bahçe. Allah vergisi yetenekler. Oyunun seyrini her an değiştirebilecek kalitedeler. Gel gör ki ikisinin de son tercihleri hep yanlış. Çalışıyorlar, çabalıyorlar son adımda duvara tosluyorlar. Topu daha çok koşturmayı tercih etseler, doğru zamanda doğru karar verseler çok şey değiştirecekler de olmuyor.

        Top ağırlıklı Fenerbahçe’de, hakimiyet Fenerbahçe’de, golü arayan Fenerbahçe, ama özellikle ilk yarıda savunmada kalan Alanya’nın yakaladığı gibi iki net pozisyonu bile bulamıyor. Tıkır tıkır işleyen bir düzen hala yok. Bir dağınıklıktır, bir gerginliktir gidiyor. Bu takımın Monaco, Feyenoord maçlarındaki futbolunu görmemiş olsam bu kadar şaşırmayacağım. Hoca da hala arayışta. Takım kurgusunda, sisteminde, anlayışında arayışta, neyin yanlış gittiğinin arayışında. Takımın yine en iyisi Mehmet Topal kendi yarattığı, sürdürdüğü, sonlandırdığı pozisyonda ağları bulmasa Fenerbahçe gol atamayacak.

        BİR EMENİKE İLE OLMAZ

        Emenike’nin süratine, kuvvetine güvenip defans arkasına atılan toplar yetmez bu takıma. Hücum aksiyonlarına çeşitlilik getirmek şart. Kanatları etkin, tabelayı değiştirecek seviyeye getirmek şart. Van Persie’yi daha doğru kullanmak şart. Santrfor arkası görevini Stoch’a, Aatıf’a vermemek de şart.

        KORNERLERİ RVP Mİ ATAR?

        Van Persie demişken.. Uzun zaman sonra ilk 11’i gördü, kötü de değildi ama oynatıldığı yer ne kadar doğru tartışılır. Hele hele gol sıkıntısı çekilirken. Hele hele “Gol garanti” tabiri dünya futboluna Van Persie üzerinden konulmuş bir tabirken. Santrfor arkası oynaması verimini ne kadar düşürüyorsa Emenike- Aatıf değişikliği sonrası gerçek yerine geçmesine rağmen topla buluşturulamaması da bir tuhaf. Bu takımda kornerleri Van Persie mi atar, o da ayrı soru.

        Diğer Yazılar