Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Türkiye’de oynanan futbol kimseyi tatmin etmiyor. Tribünler boş. Seyirci ortalamasında Avrupa’nın önde gelen ülkelerinin ikinci liglerindeki seyirci sayısını dahi yakalayamıyoruz. Buna rağmen önümüzdeki ay yapılacak yayın ihalesi için 600 milyon dolarlar telaffuz ediliyor. Hatta “İhale 700- 800 milyon dolar arası biter” diyenler var.

        İştah açan rakamlar. 6 şirketin birden ihaleye niyetlenmesi nedeniyle kulüpler ellerini ovuşturmaya başladı bile. Şimdilik ortalık sessiz. Gürültü koparsa bu paraların paylaşımında kopar. Anadolu kulüpleri daha fazla pay istiyor. Fenerbahçe mevcut dönemin 400 milyon dolar olan rakamının en az 100 milyonunu hak ettiklerini, bu konuda mağdur edildiklerini zaten yıllardır dile getiriyor. Bu toplara hiç girmeyen, hep uzaktan izleyen Galatasaray da bu kez atladı. Pasta büyüdü, gözler fal taşı gibi açıldı. Hiç de alışık olmadığımız bir durum ama Galatasaray da Fenerbahçe ile aynı görüşte. Levent Nazifoğlu, Fenerbahçe’ye hak vermiş! Bir yandan “Riva ve Florya’nın satışına izin vermezseniz şampiyonluğa mal olur” sözleriyle Galatasaray Genel Kurulu’nu tehdit ediyor, diğer taraftan da yayın ihalesinde Fenerbahçe ile birlikte aslan payını almaları gerektiğini söylüyor. Daha yeni yönetici ama işi çabuk öğrenmiş. Orayı satalım, burayı satalım; yayın kuruluştan parayı kapalım, Galatasaray’ı kurtaralım planı! Yöntem buysa böyle yöneticiliği sokaktaki her Galatasaraylı yapar.

        Akıllarınca da Beşiktaş’ı hesaba katmıyorlar. Galatasaray sponsor bulabilmek için kapı kapı dolaşırken, dünya markaları sponsorluk için Beşiktaş’ın kapısındaydı. Neden acaba? Beşiktaş’ın büyüklüğünü de, giderek yükselen trendini de görmezden geliyorlar. Oysa ki bu kulüp ciddi anlamda gelecek vadediyor. Çoğunluk Beşiktaş’a ülkenin en sempatik takımı gözüyle bakıyor. Kabul edemeyenler olsa da bu takım seviliyor. Geçmiş yıllarda Fenerbahçe de Galatasaray da Avrupa’da nice zaferler elde etti. Hep kıskanıldı. Ama bugün Beşiktaş’a bakın. Avrupa’daki başarılarını kıskanan yok. Herkes alkışlıyor. THY Yönetim Kurulu Başkanı İlker Aycı’nın sözleri buna iyi bir örnektir. “Ben Beşiktaşlı değilim. Ama Beşiktaş o kadar sempatik takım ki sevmeden duramıyorum” diyor. Çok kimsenin görüşü bu yönde. Beşiktaş şımarmaz, Beşiktaşlı şımarmaz, mutevazılığını korur, büyüdükçe küçülmeyi bilirse de her zaman kazanır.

        GELİRLER GİDEREK ARTIYOR

        Aktifbank’ın Futbol Ekonomisi raporunu inceledim. Harika bir araştırma yapmışlar. Geçtiğimiz iki sezon baz alınmış. Buna göre;

        15.822 ve 16.292 seyirci ortalamaları ile oynayan Beşiktaş, stadına kavuştu ve şimdi full çekiyor.

        Sponsorlar için cazibe merkezi haline geldi. Dünya markaları artık Beşiktaş’a sponsor oluyor.

        Son iki sezonda en çok bilet satan takım Beşiktaş. (379 bin-322 bin)

        İnternette en fazla bilet satışı yapan kulüp Beşiktaş. (183 bin-225 bin)

        2015-16 sezonunda bir önceki sezona oranla finansal gelirlerini yüzde 48.6 oranında artırdı, toplamda 323.4 milyon TL gelir elde etti.

        2015-16 sezonu Şampiyonlar Ligi ve UEFA Avrupa Ligi’nden elde ettiği gelir toplamda 39.5 milyon TL olarak gerçekleşti. Bir önceki sezonla kıyasla %96’lık artış yaşandı.

        Yeni stadın yarattığı ivme ile birlikte sezon sonundaki maç günü geliri toplamda 46.9 milyon TL’ye ulaştı. Bu rakam %83.4 oranında bir artışa denk geliyor.

        Son iki sezon gelirlerine bakıldığında, Fenerbahçe ve Beşiktaş, dört büyükler içinde bütün gelir kalemlerini artıran kulüpler olarak öne çıktı.

        Beşiktaş, hem naklen yayın hem de maç günü gelirinde en fazla artış yaşayan kulüp oldu. Maç günü gelirini %83.4, naklen yayın gelirini ise %28.9 oranında artırdı.

        Ve tüm bu veriler statsız geçen yıllara ait. Feda dediler, cefa çektiler; aynı yolda yürürlerse sefa dönemi de çok uzak değil.

        Diğer Yazılar