Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        TamSaha Dergisi’nin bu ayki sayısında Mazlum Uluç imzalı güzel bir inceleme haberi vardı. Buna göre; Spor Toto Süper Lig’in ilk yarısında takımlarında forma giyebilen 1996 ve sonrası doğumlu oyuncu sayısı sadece 20. Bu oyuncuların sahada kaldığı dakikaların ortalaması 329. Gençlerin sahada kalma süresi toplamın içinde %2.3. Sekiz takımda (Akhisar Bld., Antalya, Aytemiz Alanya, Beşiktaş, F.Bahçe, G.Saray, G.Birliği, Osmanlı) 1996 ve daha sonrasında doğmuş tek bir oyuncu bile forma giyemedi. Kulüplerimiz Türk gençlerine de güvenmiyor, yabancı transferinde de gençleri tercih etmiyor.

        Ülkemizde zaten altyapıya önem verilmiyor, genç oyuncu yetişmiyor da tek tük yetişen de kulüplerinde şans bulamıyor. 3 büyüklerde 21 yaş altı tek oyuncu bile formanın yüzünü göremiyor. Altyapıya eğilmenin gerektiğini yıllardır her futbol adamı söylüyor da taşın altına elini koyan çıkmıyor. Gençleri mümkün olduğu kadar erken yaşta sahalara süreceksiniz, tecrübe kazandıracaksınız ki yarınlarımız kurtulsun..

        Kimse üretmiyor, düşünmüyor. Bunun için kafa yoranlar hiç mi yok? Var elbette. Örneğin Mahmut Uslu. Önerisini yıllar önce Fatih Terim’e iletmiş. Sonuç çıkmamış. Yani projeler üretenler de söyledikleriyle kalıyorlar.

        Biz Almanya modelini örnek alabilir miyiz? İmkansız. Çünkü meşakkatli iş. Bizde kimse uğraşmaz. Bölgelere ayırmışlar, havuz oluşturmuşlar, amatörlere ağırlık vermişler. Mantar gibi futbolcu yetiştiriyorlar. Ama örnek alabileceğimiz modeller var. İspanya gibi. Geçenlerde Fenerbahçe de gündeme getirdi. Rezerv Lig...

        Bugün La Liga’da mücadele eden 10 kulübün İspanya 3. Ligi’nde, Sevilla’nın da İspanya 2. Ligi’nde takımı var. Barcelona, Real Madrid, Athletic Bilbao, Celta Vigo, Espanyol bu kulüplerden örnekler. Örneğin Sevilla’nın ikinci takımı şampiyon olsa bile La Liga’ya yükselemiyor. Kural böyle. Tümü de genç futbolcularını alt liglerde oynatıyor. Kendini biraz geliştiren kiralık veriliyor, A takıma geçiyor. Barça’nın A takımına altyapıdan kazandırdığı futbolcuların oranı herkesin malumu.

        Bizde niye olmuyor anlamıyorum. Beşiktaş, F.Bahçe, G.Saray, Trabzon, Bursa, Başakşehir, Konya’nın da genç futbolcuları var, diğerlerinin de. Ama 19-21 yaş liginde mücadele ediyorlar. Süper Lig’de oynama şansları zaten yok. Yarışmacı ligde top koşturamıyorlar. Bir kriter getirilse, örneğin Süper Lig’in ilk 6 sırasında yer alan kulüplerin ikinci takımlarına da alt liglerde mücadele etme şansı verilse. 6 takım için en az 66 genç futbolcu 90 dakika oynama şansı bulur, kendini geliştirir. Hem kulüpler hem Türk futbolu kazanır, genç yetenekler kaybolup gitmez.

        Eminim ki Fatih Terim de bu işlere kafa yoruyordur da neden bir arpa boyu yol alamıyoruz acaba?

        ŞENOL GÜNEŞ VE TALEBELERİ

        Beşiktaş, Konya maçına sular seller gibi başladı, şiir gibi bitirdi. Futbolu mest etti. Hani ‘Geçen sezonun Beşiktaş’ı bu sezon yok’ diyorduk ya; işte o Beşiktaş ‘Ben buradayım’ dedi. Evet Aykut Kocaman’ın haklı eleştirileri oldu. Evet hakemin kırılma noktası sayılabilecek kararları vardı. Ama hiçbiri Beşiktaş’ın futbolunu, galibiyetini gölgeleyemez.

        Herkes Beşiktaş’ı göklere çıkarırken, eleştiren ise tek isim vardı.. Şenol Güneş. Saffet Sancaklı’nın eşinin cenaze töreninde karşılaştığım Şenol Hoca’ya da bu düşüncemi ilettim. Güneş elindeki ile yetinmiyor, hep daha iyiyi amaçlıyor. Güzellikleri değil de hep eksikleri söylüyor ki futbolcular yolu şaşırmasın. Futbolcularına sürekli tavsiyesi de şu:

        “Bırakın sizi eleştirsinler, bırakın saldırılar olsun. Bunlar sizi hep hazır tutar, bu tip davranışlara hazırlıklı olursunuz, önlemini de alırsınız. Ama aşırı övgülere kanmayın. O övgüler yarın gelir sizi bir anda yerle bir eder. Çünkü bu tip durumlara karşı hazırlıksızsınızdır.”

        Hocaya, “Ne yaptınız da bu adam bu sezon bir başka oynuyor?” diye Quaresma’yı da sordum. Yanıtı, “Ben bir şey yapmadım. Ne yapıyorsa yönetim yapıyor” oldu.

        Eğitici, öğretici, yol gösterici bir o kadar da mütevazı yani..

        Diğer Yazılar