Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Komplo teorileri üretmek, ardından da bu teoriler üzerinden yorumlar yapmak yıllardır moda. Olmuşsa böyle olmuştur ya da olacaksa bile böyle olacaktır mantığından hareketle ortaya atılan iddialar, yapılan yorumlar futbolumuzun vazgeçilmez unsuru.

        Komplo teorilerini gündeminden düşürmeyen bir isim de Şükrü Ergün. Mikrofonu başkandan devraldığında bu tarz iddiaları ortaya attı durdu. Galatasaray’ın önünün kesilmeye çalışıldığını, Fenerbahçe’nin Avrupa’dan men edildiği bir ortamda Galatasaray’ın başarısının futbol endüstrisine zarar vereceği düşüncesinde olanların kendilerine oyunlar oynadıklarını iddia etti. Başkan deseniz daha önceki gün federasyonu taraf tutmakla suçladı.

        Acaba öyle mi?

        Önü kesilmeye çalışılan, federasyonun dışladığı Galatasaray’a bakın ki; Beşiktaş, Fenerbahçe maçlarındaki gözlemciler ufak çaplı grupların birkaç saniyelik küfürlü tezahüratlarından bir tekini bile atlamazken, TT Arena’da adeta özel yetkili gözlemciler (!) görev yapar. (Bkz. Akhisar maçı)

        Son 3 sezonda Fenerbahçe 17, Beşiktaş 12 maç ceza alırken, Galatasaray’a tek bir ceza çıkmaz. Melo gibi bir adam 8 hafta sarı kart sınırında oynayıp, bu kadar gaddarlığına rağmen topu topu 4 kart görürken, Beşiktaş’ta Oğuzhan’a çıkan kart sayısı bile 7’dir.

        Sanki, hocasının cezası görülmemiş şekilde bir sonraki seneye ertelenen, kırmızı kartlı oyuncusunun ertesi hafta oynamasına izin verilen Galatasaray değildir.

        Örneklemeler çoğaltılabilir de balık hafızalı bir toplum olduğumuzdan kolay unuturuz.

        Zaten bizim ülkemizde moda. Hangi takımda işler kötü gitse o kulübün önü şu ya da bu sebeple kesiliyordur. Hatayı kendimizden başka her yerde ararız.

        Bugün Galatasaray’ın önünü kesmeye çalışan bir kesim varsa adresi ne Yıldırım Demirören, ne federasyon kurulları, ne Fenerbahçe ne de biz basın mensupları. Doğru adres Galatasaray’ın içi. Galatasaray’ın yarısı Fenerbahçeli gibi hareket ediyor. Takımın kötü oynamasını, Mancini’nin başarısız olmasını isteyen çok. Kurumsallığa karşılar çünkü kendi çıkarlarını düşünüyorlar. Ne yapalım edelim de bir ucundan faydalanalım diyenlerin sayısı hiç de az değil.

        İşte o kesimin ürettiği son bir komplo var ki akıllara zarar. Şahsen inanmasam da yazalım, gündeme getirelim ki herkes bilsin, öğrensin.

        Şunu herkes kabul ediyor ki Fatih Terim’in ayrılışından sonra takımda ciddi bir düşüş yaşandı. Bu düşüşe farklı nedenler gerekçe olarak gösterilebilir, gösteriliyor da. Ama bu kesimin, yani Fenerbahçeli gibi hareket eden Galatasaraylılar’ın iddiasına göre baş sorumlu eski futbolcular!

        Şu sıralar ayakları kesilse bile Florya ile çok sıkıfıkılar. Yönetim bu durumdan rahatsız. Engellemeye kalksalar skandal olacak. Çünkü hepsi de efsane isimler. Yerli oyuncuların kafalarını karıştırıyorlar. “Sizin değeriniz bilinmiyor. Yerli oyuncuya değer vermiyorlar, yabancılar baştacı. Terim zamanında böyle miydi?” gibi sözlerle resmen Türk oyuncuları kışkırtıyorlar. Yani “Terim gitti, siz de oynamayın” demek istiyorlar.

        Camiada bunlar yaşanıyorsa rezalet.

        Yaşanmıyorsa, hepsi palavraysa bile bu dedikoduları çıkaranların tamamının Galatasaraylı olması başka bir rezalet.

        Bunları duyduktan sonra düşmanı dışarıda aramak da abesle iştigal etmek demek.

        O KORKU BAŞKA KORKU

        Bugünkü derbi Galatasaray için tam anlamıyla kırılma noktası. Olası bir mağlubiyet Aysal’ı da Mancini’yi de çok zor durumda bırakabilir ancak Galatasaraylılar’ın esas korkusu başka.

        Fenerbahçe, Beşiktaş maçına asılmaz, ikincilik de gider korkusu. Ciddi bir panik içindeler. Haksız da sayılmazlar. Fenerbahçe kendi eliyle ezeli rakibine Şampiyonlar Ligi’nin kapısını mı açacak? Elbette açmak istemez. Ancak istemese de çatır çatır oynar da neyse...

        Öyleyse Galatasaray kendi göbeğini kendi kesecek. Ya kazanacak, kimsenin eline bakmayacak. Kazanamazsa da kaderine razı olacak. Şayet lig sonunda ikinciliği Beşiktaş’a kaptırırlarsa da Fenerbahçe’yi suçlamaya kalkmasınlar. Tek sorumlusu Galatasaray’ın ta kendisi.

        Diğer Yazılar