Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        GEMI zaten su alıyordu. Dibe vurdu vuracaktı, Ünal Aysal kaçtı. İnan Kıraç’ın, liselilerin, lisecilerin güvendiği dağlara kar yağdı. Para bitti, miras tükendi, Aysal bahaneler yaratıp yan çizdi. O dönemin neticeleri esas bundan sonra kendini gösterecek. İddia edildiği gibi haciz memurları kapıya dayanacak mı, icra takipleri başlayacak mı, futbolcular birer birer kaçacak mı, Avrupa’dan ağır bir ceza çıkacak mı göreceğiz.

        Ünal Aysal zeki adam. Şahsi fikrim şu... Galatasaraylılar’ı uyuttu, Galatasaraylılar da başkanın verdiği ilaçları yutup uyudu. Neymiş? İki şampiyonluk yaşatmış, başarılıymış. Fenerbahçe ile Beşiktaş’ın sorunlarla boğuştuğu sezonlarda başka hangi takım şampiyon olacaksa!

        Neyse... Aysal küçülmeyi değil, büyümeyi seven bir insan ama son konuşmasında bile Galatasaray’ın borcunu bırakın düşürmeyi, aynı seviyede tutmakla övünmek zorunda kaldı. Hem de bunca gelire rağmen. Neler yaşadığına ve yaşattıklarına ucundan kıyısından değinecek olursak...

        ■ Galatasaray Kulübü Derneği’nin Sportif A.Ş.’deki hissesi % 65. SPK kanununa göre halka açık şirketler 5 yıl üst üste zarar ederse (Bu süre 2015 Mayıs’ta doluyor) imtiyaz hakkını kaybediyor, oy hakkı kalmıyor. Genel kurul azınlıktaki %35 arasında yapılıyor. Bu durumda da sözkonusu %35’in çoğunluk hissesine (%18) sahip herhangi birisi ya da birileri, G.Saray’ın sahibi olabilir. Bu kişi F.Bahçeli, Beşiktaşlı bir işadamı da olabilir; bir fon da olabilir; Kazak, Rus şirketi de. Elbette Aysal-Kıraç’ta. Yani Aysal böyle vahim bir tabloyla devrediyor kulübü.

        ■ Sedat Doğan’ın açıkladığı gibi G.Saray vergi ödemiyor. Bunun için de Maliye ile problem yaşıyor. Hesaplar inceleme altında. MASAK soruşturması da işin başka yönü.

        ■ Yönetim küçük yatırımcıyı mağdur ettiği için 2. sermaye artışına istediği şartlarda izin alamadı, 150 milyon lira gelir kaybı yaşandı.

        ■ İlk kez bir G.Saray başkanı, dönemin başbakanından randevu dahi alamadı. Siyasiler ile ilişkilerin sorunlu olması da Aysal’ın gözünü korkuttu.

        ■ Federasyon ile gerilim malum. İşler kötü gitti mi vur federasyona da, nereye kadar?

        ■ Kulüp, Financial Fair Play’den zaten ceza aldı. UEFA’nın istediği şartların yerine getirilmesi şu an için mümkün değil. Söylenen şu. G.Saray’a 3-5 yıl Avrupa’dan men gelebilir.

        ■ Futbolculara aylardır para ödenmiyor, birçoğu serbest kalabilir. Personelin maaşları geç ve zar zor denkleştiriliyor. Mal satan tedarikçilere ödemeler yapılamıyor.

        ■ Tüm kulüplerle ilişkiler zedelenmiş. Maçı locasında izleyen, misafir kulüp başkanının yanına bile gitmeyen bir başkan olunca haliyle Anadolu kulüplerinin tavrı da değişiyor.

        ■ Camiada birlik beraberlik olmadığı gibi sağlanacağı da yok. İmaj olarak G.Saray tarihinin en kötü dönemini yaşıyor. Böyle bir ortamda günü kurtaracak sportif başarının gelmesi de mümkün değil. Bunu da en iyi Ünal Aysal bilir. Yığınla dertle boğuşacağına, kolayı seçti, bırakıp gitti. Peki kurtuldu mu? Belki şimdilik! Kurtulup kurtulmadığını aslında yeni yönetim işbaşına gelince anlayacağız

        Nedir bu Polat korkusu?

        Alp Yalman başkan seçilirse, Aysal yönetiminin Polat’a yaptığı gibi hesapları didik didik eder mi, mali kongrede Aysal dönemini ayrı kendi dönemini ayrı ibra oylamasına sunar mı tam kestiremiyorum ama Duygun Yarsuvat başkan olursa Aysal’ın başının ağrımayacağı kesin. Zaten Aysal yönetiminin devamı. Sanki danışıklı dövüş. Galatasaray başkanlık makamına emanetçilik yakışmaz da sayın Yarsuvat, “Benim görevim 2015 Mayıs’ta biter” diye ısrar ediyor. Tüzük böyle emrediyormuş. Hikaye. Bir anlamadığım konu da Yarsuvat yandaşlarının Polat korkusu. Aysal nasıl sizi destekliyorsa, Polat da Alp Yalman’ı destekleyemez mi? Polat, Galatasaraylı değil mi? Ne çabuk unuttunuz 20.45’leri?..

        Diğer Yazılar