Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Bizim memlekette düğün dernek olayları pek bir alengirli olduğundan yürekler azıcık daralıyor. Tanımadığın insanlar, garip akrabalar derken duyan gelmiş havasında herkes o gün kendisinin öncelikli olmasını bekliyor. Acaba düğünlerin; gelinle damatın insanları eğlemesi üzerine kurulu bir organizasyon olduğu mu sanılıyor? Kamu spotu gibi bir soru oldu da, hadi neyse…

        İnsan kısmını geçtik bir de işin planlama kısmı var.

        Otel mi, nikah dairesi mi?

        Giriş müziği ne olacak?

        Yemekler-İçkiler: Ara sıcaklar,ana yemekler, şaraplar, rakılar…

        Sürekli bir seyler arasında seçim yapmak zorunda kalan çifti, dış mihraplar davul gibi geriyorlar. Valla pek çok çift bu uğurda evlenmekten vaz bile geçiyor.

        İşi bilenler de bakıyorlar bu organizasyonda ipler gerilecek, hiç boşa kürek çekmeden, soluğu konsoloslukta alıyor. Onlardan biri de ablamlar. Dört ay önce evlenmeye karar verdiler. Gelin de damat da Atatürk çocuğu ve evlenmeyi düşündükleri tarihte 22 Nisan olunca, ailelere Selanik rotası gözüktü.

        Atatürk’ün Evi’nde evlenmek vallahi kolay!

        Tarih için birkaç ay evvelinden konsoloslukla iletişime geçmeniz yeterli. Onlar size müsait tarihleri söylüyor ya da sizin istediğiniz tarih uygunsa direk günü veriyorlar. Gerisi de evrakları toparlamakla ilgili ki; onları da bir günde hazırlayabiliyorsunuz. Nikah gününde de cüzdan harcı için konsolosluğa ödeme yapmanız yeterli. İşte hepsi bu kadar... Sonrada hava güzelse mis gibi bahçede basıyorlar nikahı. Azıcık da ablamlar gibi şanslıysanız, Atatürk Evi’ni ziyaret edenler de şakşakçınız oluyor. İnanılmaz eğlenceli bir konseptte nikahınız kıyılıyor. Bundan iyisi Şam’da kayısı!

        Selanik ufak bir şehir olduğundan akşam yemeği yiyeceğiniz yerde de öyle sıkıntınız falan olmuyor. Ya bizim İzmir’in Kordon Boyuna benzeyen Leof Nikis caddesinde ya da Aristoteleus Meydanı etrafında yer alan tavernalardan birinde bir güzel yemeklerinizi yiyebilirsiniz.

        Unutmadan söyleyeyim; Yunanlılar sokakta gelin-damat görünce çok keyifleniyorlar ve başlıyorlar tebriğe. Yemekte de bir güzel şarkılara sizinle eşlik edip neşe içinde gününüzü tamamlamanızı sağlıyorlar.

        Konsoloslukta evleneceklere ufak bir tavsiye: Kuaför için bir gün evvelinden mutlaka randevunuzu alın. Kuaförler ciddi yoğun oluyorlar, bizde olduğu gibi araya kimseyi almıyorlar. Bir de resim için sıkıntı etmeyin artık herkesin telefonu, GoPro’su olduğundan resimler aynı fotoğrafçı elinden çıkmış gibi oluyor. Hiç boşuna kasmayın yani.

        Halaysız düğün mü olur?!

        Yurtdışı olsa da Türk her yerde Türktür! Bir süre sonra her düğünde olduğu gibi, başlıyorsun burada da “halaya, aa bee kaynana” olayına. Halaydan kaçış yok anlayacağınız.

        Yani: evlenmek kolay iş arkadaşım. İki insan mutlu olmayı tercih ettiyse gerisi hikaye. Bu arada yeni evlenen çiftlere, özellikle de Melike ve Mehmet Kemal Baş’a bir ömür boyu mutluluklar. Hep böyle mutlu günleriniz olsun.

        Ablasını yeni evlendirmiş bir insan olarak “Darısı başına” adlı zalimce bir müdahale yemeye başladım. Onu da önümüzdeki dönem paylaşırım artık.

        Diğer Yazılar