Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        SURİYE’nin savaştan çıkıp yeniden şekillenmesinde Türkiye’nin ağırlığı ne olacak?

        Yani on yıl sonra 900 kilometreyi aşan sınırımızda komşu veya komşularımız kimler olacak?

        Veya on yıl sonra da savaş sürüyor, Türkiye de sorunlarıyla boğuşmaya devam ediyor mu olacak?

        Bütün bu sorulara yanıt vermek için bugünü iyi okumak gerekiyor.

        Çünkü bugün bölgede atılan adımların hepsi geleceğe dönük planlamalar içeriyor.

        Nasıl ki Irak savaşı sonrası 36’ncı paralelin kuzeyinde özerk Kürt bölgesi oluşturuldu veya soğuk savaş 38’inci paralelde Kore’yi bölüp 1975’e kadar Vietnam’ı da ikiye ayırdıysa, Suriye’de yeni bir yapıyı karşımıza çıkaracak.

        Ayrıca Suriye’de on yıl sonra nasıl bir yapının oluşacağını da bugün kimse öngöremiyor.

        Buna karşın geleceğe dönük pozisyon alıyor.

        O nedenle Kobani’de 1.5 aydır devam eden iç çatışma ve yapılan yardımları bu cepheden okumak gerekiyor.

        TÜRKİYE’NİN DURUMU

        Şunu belirtmeliyim ki, 2 milyon insanı almasına, savaşın bütün olumsuzluklarına katlanmasına karşın, uluslararası kamuoyuna Türkiye kendini iyi anlatamadı.

        Özgür Suriye Ordusu’nun kurulması, bunların örgütlenip mücadele ve komuta yönetimlerinin belirlenmesi sürecinde yaşanan hatalar ve kamuoyu oluşturma süreçleri burada da karşısına çıktı.

        Nasıl ki Özgür Suriye Ordusu’nun tam kontrolünde çalışan Suriye’den Türkiye’ye açılan tek kapının olmaması gibi, “Türkiye büyük yük altına girdi” diyen de yok.

        Belki buna itiraz edip Öncüpınar ve Ceylanpınar’a açılan kapıların ÖSO kontrolünde olduğundan söz edenler olacaktır.

        Ancak kapıyı tutan koalisyonun başındaki Ebu Ahmed’in eniştesinin IŞİD’in önemli bir komutanı olduğunu da bölgede bilmeyen yok.

        Kapıdan geçen her tondan alınan iki dolarlık vergilerin kimlere gittiğini de bilen çok...

        Ayrıca ÖSO ilk kurulduğu günlerdeki cazibesini bazı üyelerini IŞİD’e kaptırınca kaybetti.

        KİM SAVAŞIR?

        Gelelim Kuzey Irak’tan dün yapılan açıklamalara göre muhtemelen bugün Kobani’ye gidecek peşmerge ve ÖSO güçlerine...

        Peşmergenin, PYD ile 2012’de Suriye’de yaşanan ve adam kaçırmaya kadar varan gerilimden bu yana arası hiç iyi olmadı.

        Barzani’nin Suriye sınırını kapatıp üstüne de hendek kazdırmasının ardında da bu gerilim yatıyor

        Eylül ortalarına kadar ÖSO’nun açıklamalarında PYD “düşman örgüt” olarak anılıyordu.

        IŞİD saldırıları artınca bölgedeki muhalif gruplar Fırat Volkanları (Burkan El Fırat) adı altında cepheleşti, ÖSO’dan bazı taburlar da buraya katıldı.

        Bugün Kobani’de PYD’nin yanı sıra, Şems El Şemal, Siwar Umuna El Rakka, liderini öldürüp militanlarının büyük bölümünü safına katan IŞİD’e katılmayanların devam ettirdiği Ahrar-ı Şam ve Ceyş’ul Kasas ile o cenahta El Ceys El-Suri El Hu olarak tanınan, kısaca Çeyşelhur olarak anılan Özgür Suriye Ordusu da IŞİD’e karşı savaşıyor.

        Madem sorularla başladık, öyle bitirelim...

        Böyle bir yapıda kim, hangi amaçla Kobani’ye savaşmaya gider?

        Savaş sonrası Kobani, yine eski ev sahiplerinin mi olur?

        Daha önemlisi, Türkiye yanı başında çektiği sıkıntıyla mı kalır?

        Diğer Yazılar