Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        ANKARA’da son dönem kiminle karşılaşsam aynı yanıtı arıyor.

        “Yeni arayışlar, ittifaklar veya partileşmeler, kalan 6 ay içinde seçime yetişir mi?”

        Sorunun sıklıkla tekrar edilmesinin nedeni, 6 ay sonra yapılacak seçimin son viraj veya otobandaki son çıkış olması.

        Çünkü, Haziran 2015’te yapılacak seçimden sonra 2019 yılına kadar herhangi bir seçim yok.

        Daha ilerisi, içine girecekleri otobandan 2019 yılında çıktıklarında karşılarında 3 sandık birden bulacaklar.

        Yerel, genel ve Cumhurbaşkanlığı seçimi arka arkaya bu tarihte gerçekleşecek.

        Dolayısıyla son yıllarını arka arkaya seçimlerle geçiren Türkiye, içine girdiği otobanı Haziran 2015’te terk edecek ve 4 yıl sandık yüzü görmeyecek.

        Bütün bunlara ilaveten Davutoğlu’nun Başbakan olarak ilk kez seçime girecek olması, son 3 seçimde sandığa gitmeyenlerin oranının da % 15 civarında gezinmesi eklenince siyasetin iştahı kabarıyor.

        Yeni oluşumların, arayışların kapısı aralanıyor.

        ZOR SÜREÇ

        Birçok büroda, başka bir amaç için kurulmuş sivil toplum örgütlerinde yeni oluşum planları, oy hesapları yapılıyor.

        İlginç olan, bu hesabı yapanların arasında olanlardan bazılarının Meclis’te bulunan siyasi partilerden olmaları.

        Tanıdığım siyasetçinin şu sorusu da bunun en iyi göstergesi:

        “Yeni kurulacak partiye girip adaylığı garantilemem mi daha doğru, yoksa mevcut partimde milletvekili olmak için uğraş vermem mi henüz kararlaştıramadım.”

        Sorunun yanıtı için onun adına düşünürsek.

        Öncelikle oyuna talip olduğu seçmenin ne aradığına bakmak gerekmiyor mu?

        Yani, seçmen mevcutların devamını mı istiyor, yoksa yeni bir parti mi arıyor?

        Görünen o ki, yeni parti arayanların ekseri çoğunluğu seçmen değil...

        Hele ki sayıları 90’a ulaşmış bu kadar çok tabela partisi varken.

        Ayrıca unutulmamalı ki, bir ilde miting yapmanın 1 milyon lira civarında olduğu günümüzde, siyasetin finansmanı da geçmişteki kadar kolay değil.

        ÇATIŞMAZLIK HALİ

        Bu durumda geriye kurulu partilerin aralarında seçim ittifakı yapması kalıyor ki, siyasette yer edinmiş partilerin böyle bir yola gitmesi ihtimali de bugünden görülmüyor.

        Ayrıca kesintisiz seçim döneminde partilerin aldığı oy oranları da buna olanak tanımıyor.

        Bu durumda konjonktürün getirdiği öngörülmezlikler dışında yeni olana yönelmek için bir şey kalmıyor.

        Onun başında da uzun süredir devam eden yönetilebilir eylemsizlik, çatışmazlık halinin sona ermesi geliyor ki böyle bir ihtimal de görülmüyor.

        Çünkü, PKK da kontrollü eylemsizlik halinin sürmesini arzu ediyor.

        Ayrıca hükümet çevreleri de Öcalan’ın 3 ay sonra örgütüne çağrı yapıp silahları tamamen bıraktıracağı gibi bir beklentiye de girmek istemiyor.

        Ekonomide şok dalgasının ortaya çıkma ihtimalinin görülmediği, bölgesel gelişmelerde bugünden yarına büyük kırılmalar beklenmediği bir süreç yaşanıyor.

        Böyle bir zeminde iktidar dışındaki partilere de bu kadar kısa zamanda yeni politika üretip seçmeni yanına çekebilmenin ötesinde yardımına yetişebilecek dış bir etken gözükmüyor.

        Seçime 6 ay, propaganda sürecinin başlamasına da 90 günden az bir süre kala Ankara’da siyaset, arayışını sürdürüyor.

        Diğer Yazılar