Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        YARGI paketi üzerinde üç hafta içinde ikinci büyük değişikliği yapacak teklifi unutmuştuk.

        Çalışmalarını tamamlayan Adalet Komisyonu raporu dün yayınladı.

        Teklif yasalaşırsa, dinlemeler, teknik takipler ve gözaltılarda, “somut delile dayalı kuvvetli şüphe” aranmayacak, “makul şüphe” yeterli olacak.

        Ayrıca yüksek yargı da üye sayısı artırılarak yeniden dizayn edilecek.

        İşte Adalet Komisyonu getirilen bu teklifi inceleyip muhalefet şerhleriyle birlikte dün raporunu yayınladı.

        Aslında rapordan çok üniversitede okutulması gereken ders kitabına dönüşmüş...

        ADALETİN FİRARI

        Raporun bu hale gelmesindeki en önemli etken de Ahmet İyimaya’nın başında bulunduğu Anayasa Komisyonu raporu ile CHP’nin muhalefet şerhi.

        Komisyon raporunda aynen şöyle deniliyor:

        “Hiçbir reform, reforma tabi kurumlardaki üyelerle ve sisteme göre seçilecek yeni üyelerle özdeşleştirilemez... İdeolojiler ve hukuk dışı diğer saikler, adalet kapısından içeri girdiğinde, kendine has usul ile dosyaya sızdığında vicdan ve adalet, oradan firar eder.”

        YAPICI MUHALEFET

        CHP ise hukuk normu, dili ve yaklaşımı açısından AK Parti milletvekillerinden bazılarının da dün beğenisini sunmaktan çekinmediği bir muhalefet şerhi çıkarmış.

        Hatta, kanunla getirilmek istenen ve birçok kesimin tepkisine neden olan “makul şüphe” veya “molotofun ölümlü silahlar arasına katılması” konusunda da ciddi muhalefette bulunmadan...

        Öncelikle Adalet Bakanı Bozdağ’ın kısa süre önce kanunlaşan paket hakkında söylediği “yapboz” sözüne atıfta bulunarak eleştiriye başlıyor.

        26 Eylül’de değiştirilip 7 Ekim’de yasalaşan kanunun aynı maddelerinin üç hafta geçmeden 30 Ekim’de yeniden değişiklik yapılmak üzere Meclis’e sunulduğu hatırlatılıyor.

        Teklifle Yargıtay ve Danıştay’ın üye ve daire sayısında artış öngörüldüğü kayda geçirilip AK Parti’nin 2006’da, “Üye sayısı fazla, indirilmesi gerekir” diye Meclis’e sunduğu kanun anımsatılıyor.

        2010 Anayasa reformuyla yeni bir düzenlemeye daha gidildiği, 2011’de de bir başka düzenlemeyle başta getirilenin aksinin yapıldığı hatırlatılıp şu tespitte bulunuyor:

        “Yargıtay ve Danıştay’ın teşkilat yapısında sık sık değişiklik, daha iyi bir hukuk arayışına değil; hukuka egemen olma amacına işaret eder... Adalete teslim olma erdemi, adaleti teslim alma hedefi ile adeta devşirilmektedir.”

        Hakkında tahkikat yapılanların mallarına el konulmasına ilişkin düzenlemeye Anayasa Mahkemesi, AİHM ve çağdaş hukuk normlarıyla getirdiği muhalefet şerhleri ise altı çizilecek nitelikte.

        Özellikle de iletişimin takibine ilişkin getirilen hükümlere dönük şu sözleri:

        “İletişim özgürlüğü ve kişi dokunulmazlığının gerekleri, güvenlik ve suç takibi görüntüsü içinde adeta feda edilmiştir... Telefon gibi medeni bir araçtan ürken bir anlayış derinden derine gelişmekte...”

        CHP’nin muhalefet şerhi için şu kadarını söyleyebilirim; “yapıcı muhalefetin” en iyi örneği sergilenmiş.

        İktidar partisi milletvekillerinin, en azından komisyon üyelerinin okuması dileğiyle...

        Diğer Yazılar