Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        UKRAYNA krizi nedeniyle Rusya’ya uygulanan ambargo, Ankara-Moskova ilişkilerini nasıl etkiledi?

        Rusya Devlet Başkanı Putin’in, Üst Düzey İşbirliği Konseyi için Ankara’ya gelmeden önce söylediği “Yeni ufuklar açacağız” sözü ne anlama geliyor?

        Rusya Federasyonu Ankara Büyükelçisi Antony Gannadiyeviç Karlov ile bu konularla birlikte, Kırım, Suriye, Irak’ı da kapsayan geniş bir ufuk turu yaptık.

        AB ve ABD’nin ülkesine uyguladığı ambargonun bir etkisinin olmadığını belirterek söze girdi.

        İki ülkenin ticaret hacminin geçen yıl 32 milyar dolarla kapandığını, bu yıl ilk 9 ayında da 23 milyar 900 milyona ulaştığını belirtti, “2020 hedefimiz 100 milyar dolar” dedi.

        Görünmeyen ticarette ise seviyenin 15 milyar dolara çıktığını, Türk müteahhitlik şirketlerinin Rusya’da birinci sıraya yükseldiğini anımsattı.

        Türkiye’ye gelen Rus turist sayısının Avrupa’nın ambargosu nedeniyle % 8 oranında artıp 4 milyon 300 bine çıktığını vurguladı.

        Türkiye’nin ülkesine uygulanan “ambargoya destek vermemiş olmasını memnuniyetle kaydettiklerini” de bildirdi.

        Büyükelçi Karlov’un şu sözleri önemliydi:

        “Avrupa’dan satın alamadığımızı Türkiye’den alıyoruz. Biz Türk ürünlerini uzun vadeli kullanmak isteriz. Onun için Rusya’ya karşı yaptırımlar iki ülke ticaretine büyük katkı sağladı.”

        Türkiye’den geçen yıl gerçekleşen 1.5 milyar dolarlık tarım ürünü alımını 2-3 kat artırıp kalıcı hale getireceklerini açıkladı.

        “Ambargodan Türkiye kârlı mı çıktı?” dedim, güldü espriyle karşılık, “Herhalde Türkiye hazırlık yapmış bekliyordu” karşılığını verdi.

        İki ülke ilişkilerinin yüksek teknolojiye taşındığını Akkuyu Nükleer Santralı örneğiyle gösterdi ve “Akkuyu işbirliğimizin simgesi” dedi.

        Akkuyu’da vergi muafiyeti yapılması halinde memnun olacaklarını söyledi.

        Bunun karşılığında doğalgaz fiyatının yeniden belirlenmesi beklentisi için de “İkisini birleştirmek doğru değil” tavrını gösterdi.

        Batı’nın Rusya’yı petrol fiyatlarını aşağı çekerek ekonomik baskı altına almasının da bir şey ifade etmeyeceğini belirtip uyardı:

        “Petrol fiyatlarının inmesinin ardından aşırı yükselmesine hep tanıklık edildi...”

        Fotoğraf: Arif AKDOĞAN

        ESAD VE KIRIM SORUNU

        Büyükelçi Karlov’a, Moskova ile Ankara arasında temelden anlaşmazlık konusu olan Kırım ve Suriye Devlet Başkanı Esad sorununu da sordum. Ukrayna ve Kırım konusunda “kesinlikle bir kırılma yaşanmadığını” söyledi.

        “İlişkilerde çok kıymet verdiğimiz husus, Türkiye ile anlaşamadığımız konuları da konuşuyor olmamızdır” dedi.

        Rusya’nın Suriye krizinin giderilmesi için “siyasi çözüm” önerdiğini anımsatıp şunları söyledi:

        “Suriye’de haklı olduğumuz ortaya çıktı, çünkü şimdi herkes bunu istiyor...”

        ‘ARABULUCU OLURUZ’

        Suriye muhalefetiyle görüşmeler yaptıklarını, önümüzdeki günlerde Suriye Dışişleri Bakanı Muallim’in Moskova’ya gideceğini de açıklayıp devam etti:

        “Bizim için önemli olan, ortak anlayışın tesis edilmesi ve tüm tarafların aşırı terörizme karşı birlik olmalarıdır. Bunun için de Suriyeliler arası temas için Moskova’yı buluşma yeri olarak öneriyoruz ve arabulucu da oluruz.”

        Karlov, “Esad meşruiyetini yitirdi mi?” soruma karşılık ise yakın geçmişte Suriye’de yapılan seçime işaret etti ve Esad’ın % 80 oyla seçildiğini anımsattı.

        “Bize göre meşruiyete Batı değil, Suriye halkı karar verir ve verdi de. Esad, Suriye halkının tercihi” dedi.

        IŞİD’E KARŞI SAVAŞ

        Moskova’nın IŞİD’e karşı bakışını da sordum.

        Büyükelçi Karlov, “IŞİD dünya uluslararası topluluğunun en büyük tehdidi” diye söze girdi.

        “Aşırı gruplarla oynamanın fayda getirmeyeceğini” baştan söylediklerinde kimsenin dinlemediğini vurgulayıp şu bilgileri aktardı:

        “Şimdi iki devlette, bu terör örgütünün kendi devletini kurma çabasıyla karşı karşıyayız. Biz Irak hükümetine IŞİD ile savaşması için askeri malzeme desteği veriyoruz. Bu örgüte karşı uluslararası çabalar birleşmeli. Biz ABD ve müttefiklerinin koalisyonuna girmedik. Çünkü bu tür koalisyonlar Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) kararıyla oluşmalı. Maalesef ABD, koalisyonu BMGK’ya taşımadı. Ayrıca koalisyonun hava saldırıları da iki koşulda gerçekleşmeli, Suriye’nin talebi ve BMGK kararıyla.”

        Konseyden koalisyon için karar çıkarsa Rusya bunun içinde yer alır mı?

        Sütten ağzı yananın yoğurdu üfleyerek yemesine benzer yaklaşımla Libya örneğini göstererek yanıt verdi.

        “Karar taslağını daha detaylı inceleyerek o konuda karar veririz, Libya’daki duruma bir daha düşmek istemeyiz.”

        Suriye’de, kara gücüne ihtiyaç duyulduğuna ilişkin beklentileri anımsattım.

        Bunun için de adres olarak BMGK’yı gösterdi, “Ayrıca Çin dahil birçok ülke de buna karşı” dedi.

        Putin’in ziyareti öncesi Moskova’nın Ankara’ya bakışı yukarıdaki gibiydi.

        Diğer Yazılar