Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        SURUÇ

        Sandık Yolunda dizisi için birkaç gündür Şanlıurfa ve çevresindeyim...

        Ankara’daki katliamı da Gaziantep’te Tahmis Kahvesi’nde menengiç içip muhabbet ederken ekrana gelen son dakika yazısıyla öğrendim.

        Üç ay önce yaşanan Suruç katliamının benzeri olduğu ileri sürülen Ankara saldırısı ekrana yansıdığında bir anda çevremdeki masada aura farklılaştı.

        O ana kadar terör nedeniyle turistin gelmediğinden, işlerin durma noktasına geldiğinden yakınan Gazianteplilerin yüzü asıldı.

        O güne kadar duymadığım, ağzı açılmamış cümleler döküldü.

        “Suruç bizden uzakta, ne alakası var Gaziantep kent merkeziyle derken, şimdi Türkiye’nin merkezini nasıl izah edeceğiz” diyenler oldu.

        Bazıları ise elini boşluğa salladı, bir sitem yollayıp ayrıldı.

        Tarihi kahvehanenin ruhu değişti, neşesi kaçtı, rengi soldu, boşaldı.

        BİLİNMEYENLER

        Patlamadaki benzerliğini de göz önüne alıp ertesi gün Diyarbakır Büro Şefimiz arkadaşım Veysi İpek ile Suruç’a gittik.

        İlçedeki patlamada hemşerilerinden kayıp olmamış, ancak Ankara’daki patlamada 4 canları gitmiş.

        Suruç üzerindeki Onbirnisan Mahallesi hareketliydi; cenazeleri bekliyordu.

        Kobani olayı sırasında bir anda 240 bin kişiyi evlerinde konuk eden, bakan, yatıran, karnını doyuran Suruç ise her zamanki bonkorlüğü içinde sakindi.

        İlçe merkezinde dolaştık, Kobani’ye açılan Mürşitpınar’da soluklayıp muhabbet ettik, Suruç FM’de Arif Faraç’ın konuğu olduk.

        Sokakta da devletin ilgili birimlerinde de gördük ki 34 kişinin katlini gerçekleştiren IŞİD canlı bombası Abdurrahman Alagöz hakkındaki birçok gizem çözülememiş.

        Örneğin, ilçeye nasıl geldiği, kiminle temas ettiği, bombayı önceden mi yoksa Suruç’ta mı hazırladığına ilişkin bilinmezler çözülememiş.

        NEREDEN BİLİYORDU?

        Patlama öncesi incelenen kamera görüntülerinde de ilginç verilere rastlanmış.

        Örneğin, kamera görüntüsüne nereden geldiği anlaşılmaz şekilde bir anda takılmış.

        Oysa ilçeye Kobani’ye yardımda bulunmak amacıyla gruplar halinde gelen ESP’nin gençlik kolu Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu’nu taşıyan otobüs veya araçların içinde hiç görülmemiş.

        Üzeri aranıp, kimlik kontrolü yapılan bir grubun içinde dahi fark edilmemiş.

        En önemlisi ise gelen grubun Çaykara Köyü yakınlarında basın açıklaması yapması kararlaştırılmış, düzenleme komitesi üyeleriyle de bu konuda anlaşma yapılmış.

        Ancak gelen gençlerin koordinasyonunu sağlayan düzenleme komitesinin bilgisi dışında bir grup genç, ilçe merkezindeki Amara Kültür Merkezi bahçesine gitmiş.

        Oturulacak yeşillik alanı olduğu için onları diğerleri takip etmiş.

        Canlı bomba Abdurrahman Alagöz ise tam bu sırada görüntüye girmiş, saatine birkaç kez bakarak Kültür Merkezi’nin bahçesine dalmış ve katliamı gerçekleştirmiş.

        İlginç olan eşzamanlı olarak bir grup yabancı sınırın açık alanlarından Kobani’ye geçmiş, patlama sonrası Mürşitpınar’dan geçerken de kaçak girdikleri için gözaltına alınıp sınır dışı edilmiş.

        Suruç’un gizemi çözülememiş...

        Çözülecek gibi de görünmüyor, Ankara’nın Gar önündeki patlamayı çözmesini bekliyor.

        İçimizin karardığı bugünlerde oysa ne kadar çok ihtiyacımız vardı. Çocukluğumun, gençliğimin kahkahası oldu. Keşke hep var olaydı. Hak yolun açık olsun Levent Kırca.

        Diğer Yazılar