Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        BATMAN

        Son 6 ayda daha da derinleşen bölgedeki sorunun çözümü konusunda kimsenin elinde mucize formül yok.

        Ancak şu da bir gerçek ki Başbakan Davutoğlu, 10 maddelik Mardin sürecini iyi zamanda başlattı.

        Bölge halkında yükselen “önemsenmezlik algısını” yıkması kadar, geleceğe dönük beklentilerin canlanmasına da su verdi.

        Bunun siyasi ayağı gelmezse 1994 sonrası denenmişlerin ötesine geçilmez.

        Bütün bunları da 3 gündür Batman ve Diyarbakır’da soruna gerçekçi gözle bakanların sözlerine dayanarak söylüyorum.

        Gözlemlerimi aktarırsam...

        Batman Üniversitesi’nde önceki gün Doç. Dr. Ahmet İlyas’ın öncülüğünde düzenlenen yeni Anayasa çalışmaları konferansında Prof. Dr. Fuat Keyman ile konuşmacıydım.

        Başbakan da aynı gün 100 kilometre ilerimizde Mardin süreci paketini açıklıyordu.

        Paketin yansımalarını Batman’daki her kesimle sohbet ederek birinci elden dinleme fırsatını buldum.

        Paketin beklentileri tamamen karşıladığını söylemek olası değil...

        Ancak, kanayan yaraya pansuman olması, halkta dışlanmışlık duygusunun yükselip umutların tükenmeye başladığı bir anda gelmesi açısından çok önemli.

        Çünkü iki güç arasında sıkışıp kalmış halk, çıkış yolu bekliyor.

        Bunu Batman’da daha net görmek olası.

        Kentte uzun süredir terör eylemi yaşanmıyor.

        Caddeler, sokaklar hareketli, herkes sokakta...

        Bir süre önce gecekonduların ağırlıkta bulunduğu mahallede hendek kazılması için PKK/KCK baskı yapmış.

        Halk; Silvan, Cizre, Silopi, Sur’dan kaçıp gelmiş insanları gösterip “Onlar kaçıp buraya geldi, buradan nereye gideceğiz?” tepkisini koymuş.

        SESSİZ GÜRÜLTÜ

        Yaşananlar HDP’yi de etkilemiş.

        Bölgede çok sayıda belediye, TV kanalı, gazete ve milletvekiline sahip hareketin, hendek dışı politika üretmesi gerektiğine vurgu yapılarak tepki gösteriliyor.

        PKK’nın öne çıkan silahlı eylemi, HDP’nin politik kimliğini hiçselleştiriyor.

        Belediye, il başkanları, milletvekilleri geçmiş etkin kimliğini bugün sürdüremiyor.

        Bunu anlamak için HDP’nin her akşam saat 19.00’da başlattığı “gürültü eylemine” katılımı izlemek yeterli.

        Nitekim eylemin ilk günü Batman’da Turgut Özal Caddesi üzerinde katılım düşüktü; Petrol Mahallesi tarafında da silah atarak eyleme katılanlar vardı.

        Ancak, ne zaman ki silahlar patlamaya başladı, tencere-tava gürültüsü sessizliğe çekildi.

        NE İÇİN?

        Çünkü insanlar, “Silahlı mücadele ne için?” sorusuna karşılık istiyor.

        Rojava örneği gösterildiğinde ise “PYD ne kazandı ki?” sorusuyla karşılık veriyor...

        Suriye ile Türkiye’nin karşılaştırılmasını kabullenemiyor.

        Yuvasını, gönlünü açtığı Suriyeli akrabalarının, evinde, mahallesinde kapı komşusu olarak sıkıntılı hayat sürdüğüne bizzat tanıklık ediyor.

        Dolayısıyla hendek siyasetine karşı duruşunu aslında hendeğin yanında durmayarak gösteriyor.

        Sessizlik içinde ya göçerek ya da katılmayarak tepkisini koyuyor.

        Ancak bu, devletin halkı kazandığı, tamamen yanına çektiği anlamına da gelmiyor.

        Meselenin çözümünün özgür iradesiyle oy verdiği zeminde bulunmasını, HDP’nin de bunun içinde olmasını bekliyor.

        Diğer Yazılar