Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Almanya Başbakanı Merkel, birlikte hareket ettiği Fransa Cumhurbaşkanı Hollande ile son üç haftada kaç kez görüştü?

        Veya AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker ile kaç kez buluştu?

        Ya da AB Dönem Başkanlığı görevini üstlenen Hollanda Başbakanı Mark Rutte ile mülteciler konusunu hangi sıklıkla ele aldı?

        Sorularımın nedeni, diplomaside bazen içerikten daha çok, zarfın; yani görüşmenin kiminle hangi sıklıkta yapıldığı daha önem arz eder...

        Hele bir de içeriğin ağırlığı buna eklenirse önemi daha da artar.

        Bunları sıralamamın gerekçesi, Almanya Başbakanı Merkel’in üç hafta içinde Başbakan Davutoğlu ile üç kez görüşmesi ve dördüncü görüşmeyi de gelecek hafta yapacak olması.

        Anımsanırsa ilk görüşme Londra’da gerçekleşti.

        Hemen ardından Türkiye’nin Fikirdaşları Grubu’nun Brüksel’deki toplantısında buluştular.

        Son olarak da Merkel dün Ankara’daydı; gelecek hafta da yine Brüksel’de Türkiye’nin fikirdaşlarının ikinci toplantısında yeniden buluşacaklar.

        Eğer bu görüşmeler AB’nin başat ülkesinin yanında, en dominant lideriyle yapılmasa, bir başka ülkenin başbakanıyla olsa bu kadar önem arz etmezdi.

        Bırakın iki ülke başbakanlarını, çoğu zaman aynı kentte yaşadığımız birinci derece akrabamızla bu sıklıkla buluşamayız.

        DUBLİN BİTTİ

        Bunlar da gösteriyor ki konu AB açısından da büyük sorun teşkil ediyor; AB’nin başat ülkesinin dominant lideri çıkış yolu arıyor.

        Çünkü, mülteci sorunu ekonomik olmaktan çıktı, yeni bir boyuta evrilip Avrupa’da milliyetçi ruhu hortlattı, tepkilere yol açmaya başladı.

        Örneğin, aşırı milliyetçi popülist parti Almanya İçin Alternatif’in (AfD) oylarında sıçrama yarattı.

        Mültecilerin ilk ayak bastığı Yunanistan ve İtalya da aşırı milliyetçi tepkilerden çekinerek, Dublin düzenlemesi gereği gelenleri kayıt altına almak yerine Almanya’nın da arasında olduğu diğer AB ülkelerine gitmelerini teşvik etmeye başladı.

        YENİ GELENLER

        Dolayısıyla meseleye tek başına Merkel değil, AB de yol bulmaya çalışıyor.

        Ayrıca Başbakan Davutoğlu cephesinden kerteriz alındığında uğraşının yoğunluğu daha iyi görülür.

        Davutoğlu, Londra ve Brüksel’de Merkel’in yanı sıra diğer liderlerle de görüştü; yarın da AB Dönem Başkanlığı görevini üstlenen Hollanda Başbakanı Mark Rutte ile Amsterdam’da (Casthuis’te) öğle yemeğinde buluşacak; konuyu masaya yatıracak.

        Daha önce gelenlerin sorunlarına çözüm üretilmeden, Halep’in bombalanmasıyla Türkiye sınırına akın eden yeni mülteci sorunu için de üretilen çözüm yollarını paylaşacak.

        Burada dikkat edilmesi gereken, yeni gelenlerin daha önce gelenlerden farkı.

        Geçmişte gelenler savaşın acısını bu denli yoğun yaşamamış, kurşun, bomba sesiyle içli dışlı olmamış, eşleri veya çocukları elde silah çatışmamıştı.

        Oysa yeni gelenler savaşın bütün acı aşamalarına tanıklık ederek, hatta çoğu yakınlarını sahada bırakarak Türkiye sınırına dayandı.

        Eğer çözüm bulunmazsa buradan da AB sınırına yol alacak.

        O nedenle kaynağında çözüm bulup sınırında durdurabilmek için ya bir yol bulunacak ya da daha sorunlu yeni bir yol açılacak.

        Diğer Yazılar