Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Siyasetin doğasının gerektirdiği gibi oldu.

        Karar ile yürütme organı arasında güven sorunu ortaya çıktığında ne yapılması gerekirse o gerçekleşti; bir üst organ kongreye başvuruldu.

        Çünkü mevcut yolda ilerlemek olası olmadığı gibi, devam edilmesi halinde kazaların çok daha büyük kayıpla devam etme olasılığı yüksekti.

        AK Parti Genel Başkanı, Başbakan Davutoğlu da bir gün önce grup toplantısında söylediğini yaptı, yol arkadaşlarını kıracağına, “makam mevkiyi elinin tersiyle bir kenara itti”...

        Anlaşmazlıklara da noktayı koyarken yeni sürecin kapısını da bizzat kendisi açtı.

        Davutoğlu, bugün tüzüğün 70. maddesinin genel başkan olarak kendisine verdiği yetkiyi kullanıp olağanüstü kongre çağrısı yapacak.

        Ay sonuna doğru yapılacak kongrede yeni genel başkan seçildiği gün Davutoğlu da Başbakanlık görevinden ayrılarak makamını yenisine devredecek.

        Kırmadan, nezaket içinde süreci noktalayacak.

        ANLAŞMAZLIKLAR

        Şurası da kesin ki bundan sonraki süreçte de Davutoğlu bu noktaya getiren nedenleri sorgulamayacak.

        Çünkü nedenler kamuoyunun malumu.

        29 Nisan’da, sabaha karşı Katar’dan dönen Genel Başkan ve Başbakan Davutoğlu’nun elinden teşkilatlara ilişkin tasarruf yetkisinin MKYK tarafından geri alınmasıyla var olan gerilim açığa çıktı.

        Davutoğlu’nun çevresi bunu “iç muhtıra” olarak değerlendirdi; geçmişten gelen sorunların yığılarak artacağını gördü.

        Şefaflık Yasası bunun en açık örneklerinden biriydi.

        Kısa vadede çıkarılacak kanunlar arasında saydığı bu kanunu, Cumhurbaşkanı Erdoğan karşı çıktığı için askıya almak zorunda kalmıştı.

        Diyarbakır gezisi sırasında dile getirdiği “PKK silah bırakırsa ve sınır dışına çekilirse çözüm sürecine geri dönülür” sözüne, katıldığı toplantıda Erdoğan şu cümlelerle itiraz etmişti:

        “Ortada müzakere edilecek bir şey yoktur, böyle bilinsin.”

        Özel güvenlik kurumlarının kapatılmasından akademisyenlerin serbest bırakılmasına, ifade ve basın özgürlüğü ile ilgili uygulamalara kadar bir çok konuda da benzer süreçlerle karşılaşıldı.

        Davutoğlu ile yola devam edilmemesini isteyenler de kendisinin bir siyasi lider gibi değil, daha çok akademisyen davranışı sergilediğini ileri sürdü.

        VAKUR BİÇİMDE

        Geçmişte de Özal, Akbulut ve Yılmaz veya Demirel ile Çiller örneklerinde de yaşandığı gibi, Başbakan ile bakan arasında yakalanan uyumun, Cumhurbaşkanı ve Başbakan seviyesinde sağlanamadığı gerçeği bir kez daha anlaşıldı.

        O nedenle bu noktadan sonra ya bir yol bulunacak ya da yeni bir yol açılacaktı...

        Eğer Davutoğlu’nun sistem içinde kalması isteniyorsa buna göre bir yol belirlenmesi gerekiyordu; çünkü mevcut yolda kazalar çoğalmıştı, ilerlemek zordu.

        Sistem dışına çıkarılacaksa da yine yol haritasının çizilmesi lazımdı; bunun da yolu kongreden geçiyordu.

        Yeni yolu çizecek kişi de Davutoğlu’nun da sıklıkla belirttiği gibi AK Parti’nin doğal lideri Erdoğan’dan başkası değildi...

        Sonuçta dün 1 saat 40 dakika süren görüşmede yeni yol belirlendi; kongre kararı alındı.

        Yeni genel başkanın kim olacağına da yine Erdoğan karar verecek.

        Davutoğlu’nun bu süreci olgunluk ve vakurlukla noktalayacağından kimsenin şüphesi olmasın.

        Diğer Yazılar