Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Başlıktaki cümle darbe girişimi oldu- ğundan bu yana konuştuğum devlet ve hükümet yetkililerinin ağırlıklı söylemi.

        Bu noktaya neden gelindiği; 15 Temmuz öğleden sonra ihtimal dahilinde görülmesine karşın neden önlem alınmadığı sorgulandığında da benzer cümleyle karşılık veriliyor.

        Örneğin, bakanlığa personel alımlarında uyguladıkları sınav sisteminin neden değiştirildiğini bakan olarak sorgulama gereği dahi hissetmediğini söylüyor.

        Bir başkası, “Bakanlığın bilgi işlem servisine Emniyet’ten birileri getirilip yerleş- tirilmiş. Uzantıları 17/25 Aralık sonrası Emniyet’ten temizlenmiş ama onların arkadaşları bakanlıklarda çalışmaya devam etmiş” diye hayıflanıyor.

        Hemen hepsi de aynı noktada buluşuyor:

        “Mütedeyyin, mülayim insanlardı; bu noktaya gelebileceklerini öngöremedik...”

        Yeni bir olumsuzlukla yüz yüze kalabileceklerine dönük beklentileri de üzerinden 10 gün geçmiş olmasına rağmen sürüyor.

        Darbe girişiminin diğer ayağındaki sivil kadroların siber atakta bulunabilecekleri, ele geçirdikleri devletin gizli bilgi ve belgelerini ortaya saçmaya kalkacaklarına dönük kaygıyla süratli hareket etmeleri gerektiğine vurgu yapıyor.

        İFTİRA TEZVİRAT

        Ancak aşırı şüphecilik zemininde yükselen iftira ve tezviratlar sonucu alınacak kararların yeni mağdurlar yaratacağı endişesini de taşıyor.

        Kılı kırk yararak ilerlemek, bildiklerini ve kesin kanaate sahip olduklarına dönük işlemleri öne alarak hareket etmek istiyor.

        Bu aşamada tekil yapılanmalar yerine, birbirini kontrol eden sistemlerin oluşmasının gerektiğine vurgu yapılıyor.

        14 YIL SONRA

        Aslında bütün bunlar muhalefetin dile getirdiği kaygıların haklılığını da sergiliyor.

        Aktarıldığına göre 14 yıl aradan sonra muhalefetin bir eksikle de olsa Başbakan ile birlikte Cumhurbaşkanı’nın başkanlığında bir araya gelip krizi ele aldığı toplantıda da bunlar dile getirilmiş.

        Muhalefet liderleri toplumda ayrışmayı, çatışmayı artırıcı söylemlerin bir süreliğine askıya alınıp yaşanan sıkıntının açtığı yaraları sarmayı hedefleyen söylemlerin öne çıkarılması gerektiğine vurgu yapmış.

        Darbe girişiminde bulunanların devlet içinden ayıklanması yapılırken, bunun bir cadı avına dönüştürülmemesi, yeni mağ- duriyetlere yol açmaması gerektiğinin altı çizilmiş; işbirliğine açık oldukları dile getirilmiş.

        Hukukun ve demokrasinin içinde kalınması, TSK’yı itibarsızlaştıracak hareketlerden kaçınılması, Anayasa değişikliğinin TBMM’de ortaklaşa gerçekleştirilmesi de istenmiş.

        Aslında, “bir musibet bin nasihatten iyidir” atasözündeki gibi yaşanan kötülük, devlet sisteminde olması gerekenleri harekete geçirdi.

        Umarım 1990’larda var olan devlet geleneği tekrar dirilir, Cumhurbaşkanı, Başbakan ile muhalefetin, en azından anamuhalefetin belirli periyotlarla buluşmasına dönülür.

        Dilerim Türkiye’de bir zamanlar var olan geleneğe dönülmesi için dünkü buluşma ilk adım olur.

        Zirve sonrası yapılan açıklamalar da bunun en güzel göstergesi.

        Not: Genelkurmay Başkanı’na “Kanaat önderimiz ile sizi görüştürebilirim” cümlesini Tuğg. Partigöç’ün söylediğini yazmıştım. Genelkurmay Başkanı’nın savcılık ifadesinde sözün Tuğg. Hakan Evrim’e ait olduğu anlaşıldı. Bana bilgiyi aktaran kaynağıma yanlışlığın nedenini sordum, “Bizdeki bilgi o yöndeydi” dedi. Onların adına da düzeltir, özür dilerim.

        Diğer Yazılar