Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Türk Silahlı Kuvvetleri’nin desteğindeki operasyonun genişliği belli...

        Çobanbey’den başlayıp Fırat’a uzanan 100 kilometre kadar genişlikteki alan...

        ÖSO bileşenlerinin daha önce ele geçirdiği Azez, Mare de eklendiğinde, toplam 120 kilometreye ulaşan bir coğrafya...

        Ancak, operasyonun güneye doğru derinliğinin ne olacağı ve ne kadar süreyle devam edeceği konusunda herhangi bir veri yok.

        Bunun nedeni ÖSO güçlerinin bölgede gidebildikleri kadar derin alana hâkim olmasının yanında, Fırat Nehri ile Azez arasında kalan bölgeyi kontrolüne alıp tamamen kapatarak PYD/YPG’nin boşalan bu alanı doldurmasının önüne geçmesi.

        Zaten “Fırat Kalkanı” adı verilen operasyon da adından anlaşılacağı gibi sadece IŞİD’i alandan temizlemeye değil, aynı zamanda PYD/YPG’nin bölgedeki genişlemesini frenlemeye de dönük...

        Hatta ABD’nin dün Ankara’yı ziyaret eden Başkan Yardımcısı Biden’ın tekrarladığı söz doğrultusunda PYD/YPG’nin Menbiç’ten Fırat’ın doğusuna çekilmesini zorlamak da operasyonun hedefleri arasında.

        KATILIMIN BOYUTU

        Operasyonun detaylarına gelirsek.

        Gün ışırken Türkiye tarafından topçu desteğiyle başlayan operasyon ilk aşamada, Suriye’de bulunan 2 bin kadar muhalife, Türkiye’den giren bin 800-2 bin kadar OSÖ gücünün desteğiyle başladı.

        İnsansız hava araçlarının yanı sıra 2 adet F-16 da gün boyu uçuş yaparak alandaki gelişmeleri sahadaki güçlere iletti ve koalisyon uçaklarıyla birlikte bombalama görevini yerine getirdi.

        ÖSO’nün Türkiye’den Cerablus bölgesine girişini rahat yapabilmesi için 17 tank ile 15 kadar zırhlı taşıyıcı destek verdi ve iş makineleri de yol açtı.

        Bu tankların ve taşıyıcıların güvenliği ve lojistiği için destek amacıyla da 500 kadar tankçı asker ile her biri 30’ar askerden oluşan 3 tim bordo bereli giriş yaptı.

        Amaç, ÖSO’nun ilerleyişi sırasında çok sayıda karşılaşılan mayın ve el yapımı patlayıcıları temizlemenin yanında, taktik ve lojistik destek vermek içindi.

        ‘SAVAŞIN SİSİ’

        İlk anda 4 kilometre kadar ilerleyen ÖSO güçleri, akşam saatlerinde Cerablus’un batısında 10 kilometre kadar içeriye girdi.

        Bunun daha önce de dile getirildiği gibi 30-40 kilometre derinlikte kalması, bölgede IŞİD harici bulunan diğer güçlerle çatışmaya neden olacak bir karşılaşmaya da yol açmadan bir noktada durulması amaçlanıyor.

        Zamanlama için “emniyet-denge sağlanana kadar” diye açıklanan bölgedeki kalış süresi ise şu aşamada bilinmiyor.

        Ancak, IŞİD’in Menbiç’ten kaçıp gelen ve Cerablus’ta bulunan güçlerinin ağırlıklı kısmını El Bab’a kaydırmış olması da kalış sürecini kısaltan unsurlar arasında.

        Yine de Cerablus içindeki IŞİD militanı sayısı kestirilemiyor, keskin nişancı ve tuzaklanmış sokak ve evlerin durumunu gördükten sonra bir karara varılması hedefleniyor.

        Bununla birlikte, birçok köyün alınması ve hilal hareketiyle Cerablus’un çevrilmesi sırasında direnişle karşılaşılmaması da kalış sürecini uzatmayacağını gösteriyor.

        Ayrıca, PYD’nin abluka altına aldığı El Bab bölgesinde ne kadar kalacağı da Türkiye’nin alandaki kalış sürecini belirleyeceğe benziyor.

        Clausewitz’in “Savaşın Sisi” yaklaşımı burada da kendini gösteriyor, öngörülmezlerin sayısı henüz fazla veriyor...

        Ancak bir gerçek var ki o da Türkiye’nin 900 kilometre sınırını “terörist” gördüğü iki gruba teslim etmemesi.

        Ulusal bekasını gözeterek IŞİD’e karşı operasyonu başarılı bir şekilde yürütmesi.

        İtibarıyla oynandığı dönemde Türk Silahlı Kuvvetleri’nin de gücünü bir daha sergilemesi...

        Diğer Yazılar