Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Yaklaşan Musul operasyonunun bölgeyle birlikte iç politikayı da etkileyeceği açık.

        Doğu ve Güneydoğu’da siyasi parti temsilcilerine yönelik saldırılar ve gözaltılar da bunun yansıması.

        Devletin zirvesinin yanında siyasi parti gruplarından dün ardı ardına gelen açıklamalar da bunun kanıtı.

        Sözünü ettiğim Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Türkiye’nin Musul operasyonunda olmasını istemediğini açıklayan Irak Başbakanı El İbadi’ye, “Bildiğimizi okuyacağız, haddini bil...” yanıtı.

        Başbakan Yıldırım’ın, PYD’nin bugüne kadar Suriye’de dokunulmazlık alanı olarak kabul ettirdiği bölgeye ilişkin, “Fırat’ın doğusu için de gereğini yaparız” sözü.

        MHP Lideri Bahçeli’nin ise Erdoğan ve hükümete “Anayasal suç işliyorsunuz” çıkışı ve AK Parti’ye referandum yolunu işaret etmesi.

        BAHÇELİ NE DEDİ?

        Sondan başlarsam, MHP Lideri’nin konuşmasını, “Anayasa değişikliğini getirin, referanduma gitmesi için destek veririz” diye okuyan varsa yanılır.

        MHP kurmaylarının da dünkü sohbetlerimizde altını çizdiği gibi, Bahçeli, “neyin olamayacağının görülmesini” istiyor.

        Cumhurbaşkanı’nı Anayasa’ya uymaya davet ediyor.

        Dolayısıyla, “Kesinlikle karşı olduğunu söylediği başkanlık sistemi için sırf referanduma gidilsin diye TBMM’de destek vereceğini kimse beklemesin”...

        Nitekim MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay da dün bu durumun altını çizip bir fıkra anlattı:

        “Küçük yaşta ABD’ye giden ve bir daha gelmeyen Karadenizli, ünlü bir piyanist olmuş. Verdiği resitalde izleyicilerden biri ‘Yaşa hemşerim...’ diye bağı- rınca, ‘Nereden bildin?’ diye sormuş. İzleyici, ‘Otururken koltuk yerine piyanoyu kendine çektin’ demiş. AKP de piyanoyu kendine çekiyor, fiili durum yaratıyor. Öyle olmadığını göstereceğiz.”

        Hafta sonu başlayan kurultaylarıyla ilgili sorunu kalmayan MHP yönetiminin, tabandan gelen tepkileri de dikkate alıp hükümete yönelik eleştiri dozunu artıracağını söyleyebilirim.

        Erken genel seçim beklentisinin arttığı bir süreçte siyaset doğal akışına dönecek gibi görünüyor.

        KORUMALI DEĞİL

        Buna bir de dış politikanın ileride yaratacağı yükler bindiğinde içerideki durum çok daha karmaşık hal alıyor.

        Çünkü Musul operasyonu ve sonrasının nasıl şekilleneceğine, Suriye’ye yansımalarının ne olacağına dönük belirsizlikler fazlasıyla mevcut.

        Arapça’daki karşılığı gibi Musul tam bir “kavşak”...

        Başbakan Yıldırım da açıkça bunu ortaya koydu.

        Washington yönetiminin, “Musul operasyonunda Türkiye olmayacak” açıklamasına eklenen, ABD’nin müstakbel başkanı gibi görünen Clinton’ın, “PYD’yi silahlandırma çabasını sürdüreceğine ilişkin” açıklamasına bir anlamda yanıt verdi.

        Bunu da PYD’nin orada kendisini koruma altına alınmış gibi görmemesi gerektiğini belirterek dile getirdi.

        ABD desteğiyle bölgede yaratılan algı kalkanını bir çırpıda PYD üzerinden çekip aldı.

        ABD’nin restine karşılık verirken, o bölgenin de dokunulmaz olmadığını ilk kez ilan etti.

        Şurası kesin ki bölgedeki gerilim bitmeyecek.

        Bunun iç siyasetle bütünleşik hareketi ise yeni sorun alanlarının karşımıza çıkmasına yol açacak...

        Diğer Yazılar