Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        KAYSERİ

        Türkiye’nin en modern ve geleceğe de hitap eden teknolojik donanımlı müzesi diyebilirim.

        Bugüne kadar örneğine rastlanmayan, görsel ve video bilgi sunumunu öne çıkaran “siyasal demokrasi tarihi müzesi” yaratılmış.

        Sözünü ettiğim, Kayseri Sümerbank Fabrikası’nın enerji üretim merkezi iken Abdullah Gül Müze ve Kütüphanesi’ne dönüştürülen mekân...

        11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, gezmeden önce müze ve kütüphaneye neden gerek duyulduğunu anlattı:

        “ABD Başkanları için yaratılan müzelere özenirdim. Rahmetli Doğramacı da ‘Bu geleneği başlatın’ derdi. Süleyman Demirel Müzesi ile başlattık, içinde Celal Bayar da var. Turgut Özal başta olmak üzere diğer Cumhurbaşkanları için de yapılacak.”

        Müzenin küratörlüğünü arkadaşım Prof. Dr. Hasan Bülent Kahraman üstlenmiş, mimarlığını Emre Arolat gerçekleştirmiş, 2.5 yılda bitirilmiş.

        ABD’nin 34. başkanı Eisenhower için yapılan Dwight Eisenhower Müzesi’nden esinlenilmiş.

        Gül, müzenin yapımı için önce kamu görevlilerine başvurduğunu belirtti. “Ancak kafamdaki vizyonu göremediler” dedi, bu nedenle ekibin değiştirildiğini bildirdi ve ekledi:

        “Burası 1935’te Ruslar tarafından 18 ayda bitirilmiş, içinde 2 bin kişinin çalıştığı Sümerbank Fabrikası’ydı... Şimdi, 1950’de Cumhuriyet Bayramı’nda doğumundan başlayan yaşamım, devlet hayatım, siyaset ve Cumhurbaşkanlığı dönemimde öne çıkardığım değerler, fikirler, siyaset tarzımı yansıtan kesimlerden oluşan müzeye dönüştü...”

        Müzenin bir bölümünde sergilenen, Cumhurbaşkanlığı döneminde verilen hediyeler hakkında da Gül, “Hediyelerin büyük bölümü de müzenin altında bulunan depolara kaldırıldı, orada saklanıyor” dedi.

        GELENEK ÖNEMLİ

        Müzenin kütüphane bölümünde ise büyük bölümü satın alınmış 18 bin kitap yer alıyor.

        Cumhurbaşkanlığı Külliyesi içinde yapımı süren kütüphaneyle de bağlantı kurulabilecek şekilde tasarlanmış.

        Gül’e, “Burada sizin tercihiniz doğrultusunda sıralanan objelerin değişmeden devamlı sergilenebilmesi için bir mutabakat imzalandı mı?” dedim.

        Böyle bir şeye ihtiyaç duymadıklarını belirtti, ihtilal döneminde Anayasa, Meclis sisteminin değiştirildiğini anımsattı, bir İngiltere gezisinde yaşadığı anısını aktardı:

        “Yıllar önce İngiltere’nin AB’den ayrılması tartışılıyordu. Ben bunun olup olmayacağını İngiltere Prensi’ne sordum. Prens, ‘Yazılı anayasamız yok, onun için Brüksel’den gelen yazılı metinler bizi sıkıyor; öyle bir geleneğimiz var ki yazılı olmayacak kadar sağlam’ dedi.”

        SİYASET OYUNU

        Müzenin içine, “Cumhurbaşkanlığı Oyunu” isimli, 6 kişinin birlikte oynayabileceği şekilde tasarlanmış bir bilgisayar oyunu da konulmuş.

        Gül’e “Siz de oynadınız mı?” diye sorduk; güldü, “Oynamak istemedim” dedi.

        Nedenini de kendisi açıkladı:

        “Şimdi oynarım, yenilirim; sonrasını düşünün artık. Onun için Cumhurbaşkanlarının oynamasını da tavsiye etmem. Sonra yenilirler, farklı anlaşılır...”

        Kendisi oynamadı; Murat Yetkin’le birlikte oynadığımız oyunu izlemeyi tercih etti.

        Son döneme ilişkin siyasi konulara girmek istedik, müze ve kütüphane ile sınırlı kalmasını istedi, “her ay bir konferansa katıldığını, oralarda görüşlerini aktardığını, zaman zaman da Cumhurbaşkanı ve Başbakan ile konuşup düşüncelerini ilettiğini” belirtmekle yetindi.

        Ardından müzeyi gezdik.

        Cumhurbaşkanlığı döneminde resmi ziyarette bulunan Kazakistan Devlet Başkanı Nazarbayev onuruna Çankaya’da verilen yemek sırasında çekilen fotoğrafın önüne gelince gülümsedi.

        Masada yer alan CHP Lideri Kılıçdaroğlu ve MHP Lideri Bahçeli’yi gösterdi, “Herkes orada, bakın” dedi.

        Son dönem bu görüntüye rastlanmadığını anımsattığımda ise “Bir gün tekrar olur” demekle yetindi.

        Müzeye yerleştirilen Cumhurbaşkanlığı makam masasının önünde bizlerle resim çektirirken bir detay bilgi de aktardı:

        “Bu masayı Trump’ın Türkiye’deki ortağı olan Dorya Mobilya yapmıştı. O zaman Trump’a mektup yazıp ‘Bütün Çankaya’daki işleri onlar yaptı, güvenebilirsiniz’ demiştim...”

        Gül’ün adına yaratılan Abdullah Gül Müze ve Kütüphanesi, etkileyici ve geleceğe dönük teknolojiyle donatılmış, ona uygun tasarlanmış.

        İçeriği, seçilen önemli olaylar, kullanılan görseller açısından mesajlarla dolu.

        Müzenin dün gerçekleşen açılışı da aslında içeriğinden farklı değildi; bir dönem dünyaya yön veren ve hâlâ vermekte olanları bir araya getirdi.

        Hatta uzun süredir bir araya çeşitli nedenlerle gelemeyen AK Parti’nin kurucu ekibini buluşturdu.

        Özetle Abdullah Gül Müze ve Kütüphanesi, Türkiye’nin kısa demokrasi tarihine tanıklık ettiriyor ve kısa sürede nereden nereye gelindiğini çok iyi anlatıyor.

        Diğer Yazılar