Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        CHP’nin, ilk kez bu sandık sürecinde toplumsal tabanını tahkim etmek için emek harcamaya ihtiyacı yok.

        Tek başına kalmış muhalefet görüntüsüyle, konsolide olmuş amaç birliğindeki toplumsal tabanının yanına, partisinin tavanıyla ters düşen ötekiler de geldi.

        Bu da CHP’ye bugüne kadar hiçbir sandık sürecinde karşılaşmadığı kadar büyük bir avantaj yarattı.

        Peki, CHP elde ettiği avantajı koruyabilir mi?

        Bu kaygı dolu soru CHP yöneticileri tarafından da dile getiriliyor.

        Nedeni de son dönem yaşananlar karşısında CHP milletvekillerinin sergilediği davranışlar ve siyasal söylemler...

        Özetle, eskiyle bezeli ezber tekrarına dayalı, ötekine ulaşacak söylemden yoksun, “CHP’linin CHP’liye” siyaset yapmasına odaklı propaganda modeli...

        Henüz kampanya süreci başlamadığı ve parti de bu konudaki düşüncesini kadrolarına aktarmadığı için nasıl gelişeceği bilinmez.

        Ancak son dönem yaşanan birkaç olaydaki davranış fotoğrafı, gelecek okumasına da yardımcı oluyor.

        TEPKİ ÜRETİMİ

        Buna ilişkin verdikleri örnek de KHK ile görevlerine son verilen öğretim üyeleri...

        PKK veya FETÖ ile ilişkisi bugüne kadar olmamış, Barış Bildirisi’ne imza koymanın ötesinde eylemsel davranışı bulunmamış öğretim üyelerinin atılması muhafazakâr, mütedeyyin kesim kadar milliyetçi çevrelerin de vicdanını yaraladı.

        AK Parti içinden de “Referandum sürecinde olacak iş miydi şimdi...” tepkilerinin yükselmesine; hükümet yetkililerini de aynı gün “Düzelteceğiz” açıklaması yapmasına yol açtı.

        Tepkiyi üreten böyle bir zeminden ötekini uzaklaştıracak tek şey vardı, o da KHK odaklı çatışma çıkmasına aracılık etmek.

        Beklenen oldu, CHP’nin içinde var olan protesto siyasetine dayalı ezber harekete geçti, siyasi söylem geliştirmek yerine, çatışmaya aracılık edecek eylem modelini anında üretti...

        Çatışmacı siyaset yanına gelmiş ötekini uzaklaştırdı, en azından suskunlaş- tırdı, toplumsal vicdan sorgulamasını da bastırdı.

        HİCİV SİYASETİ

        Oysa CHP bu kampanya sürecinde parti kimliğini öne çıkarmadan, ötekini yanına çekmeyi amaçlayan pozitif kampanya hedeflemişti...

        Amaç karşı tarafın negatif politikasından yararlanmaktı.

        Aktardıklarına göre buna da yaptırdıkları kamuoyu araştırmaları yol gösterdi.

        Veriler, negatif protesto siyasetin dar bir alanda etki yarattığını, kendi toplumsal tabanının geniş kesimlerini rahatsız ettiğini ortaya çıkardı.

        Başta beyaz yakalılar olmak üzere, toplumun orta kesimini oluşturan CHP tabanının esprili, ama etkileyici dille yapı- lan propagandayı arzuladığı da görüldü.

        Gezi sürecinin ilk başlarında da var olan, espriyle bezeli hicveden siyaseti üreten, ağırlığı liberallerden oluşan kesimin bu kez bütünüyle yanlarında olduğuna dikkat çekildi.

        İleride nasıl bir siyaset yolu izlenir bilinmez ama ilk adımda hedefler terk edildi, alışkanlıklar öne çıktı, protesto siyasetine dönüştü.

        Eğer, var olan toplumsal tabanı ilk adımda çerçeveleyip mühürlemekten ibaret değilse, “Evet” cenahı da negatif siyaset yapacak.

        Bugünden belirtmeliyim ki bu toplumsal bir girdap yaratır, içinden bir an önce çıkılmazsa da ülke açısından sağlıklı sonuç vermez...

        Diğer Yazılar