Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        “Biz öndeyiz, ama zatıâlinize ilettiğim şu listedekiler yerine gelirse...”

        Tanık olduğum, Doğu ilinden geldiğini belirten seçmenin AK Parti’nin etkin ismiyle arasında geçen bu tür diyaloglara TBMM’de sıklıkla rastlamak olası.

        Bundan olsa gerek, partinin etkin ismi zaten listeye şöyle bir göz gezdirdikten sonra gülümsedi...

        “Yurdum insanı” da dile getirdiği cümleleri hafızasından bir daha geçirmiş olacak ki, lafı çevirmeye başladı.

        Sonunda sözü yakınının iş talebine çevirip “Bir talimatınız yeter...” noktasına dayandırdı.

        Bu sırada ilçelerden gelecek oy toplamlarını öyle bir sıraladı ki, vilayetin nüfusunu üçe katladığını dahi fark etmedi.

        Listesinin olmaması halinde seçmenin sandığa gitmeme eğilimi sergileyeceğini de lafın arasında, ürkek tehdit tonuyla söylemiş oldu.

        Hemen her gün benzerine her partide rastlanan yaşanmışlığı aktarmamın nedeni, referandum sürecinin nasıl bir zeminde ilerlediğini göstermekten öte değil.

        Çünkü insanların bu sandık sürecinde yarın kapısına dayanıp iş talebinde bulunacağı, olmazsa sonraki seçimde rest çekeceği bir kişi yok.

        TALEP YÜKSELMESİ

        Sandık iki seçenekli olduğu için en fazla 3 tercih geçerli; “Evet”, “Hayır” ve oy vermeye gitmeme...

        Sandığa gitmeyen seçmen destek vereceği cenahın oyunun düşmesine neden olacağı için de pazarlık her şartta geçerli hale geliyor.

        Dağıtılacak olanakları elinde tutan iktidar olduğu için de daha çok onun çevresinde dönüyor.

        Son dönem destek vereceğini açıklayan siyasi ve sivil toplum örgütlerinin desteklerinin devamına “Seçmenimizin sandığa gitmesi için çaba göstermemiz şu aşamada söz konusu değil” cümlesini eklemeleri de bundan kaynaklanıyor.

        Küçük partiler bu kozu etkin kullanıyor; sistem değişikliğinin daraltılmış bölgeyi beraberinde getireceğini ve kendisini sileceğini bildiği için elini yüksek açıyor.

        Pazarlık kozlarını masaya sürüyor; bu da talebi yükseltiyor.

        ‘SİSTEM BÜYÜTTÜ’

        AK Parti seçmeni açısından ortaya çıkan diğer tartışma ise “mevcut sistemin işlemesi ve fırsat tanıması sonucu iktidara ve Cumhurbaşkanlığı’na gelebildiklerine” yönelik tezler.

        Bu tezin üretilmesinin ardılında yatan ise “İstemediğimiz biri seçilirse elde ettiklerimizi de kaybederiz; oysa parlamento bizim güç merkezimizdir” yaklaşımı...

        Yeni ortaya çıkan bu kaygıyı ortadan kaldıracak veya yatıştıracak bir karşı tez şu ana kadar söylemlerde üretilmiş değil.

        Ayrıca partinin etkin isimlerinden gelen “toplumda şeytanlaştırılmış” kişiler ile “Hayır” verecekleri eş tutan yaklaşımlara da tepkililer.

        Nitekim bugüne kadar AK Parti yönünde tercih yapmış Doğu ve Güneydoğu bölgesinden bazı kişilerle dünkü sohbetimde de gördüm ki, o bölgelerde bu tepki daha yüksek.

        Buna bir de MHP ile birlikte “Evet” ittifakında bulunulması eklendiğinde bu bölgelerde “Hayır” cephesinin kendiliğinden katı konsolidasyonuna neden olunduğuna inanılıyor.

        Bu konuda parti genel merkezinin uyarıldığına vurgu yapılıyor.

        Zaten çatışmadan bıkmış bölge halkına negatif propaganda yapanın kaybedeceğinin altı çiziliyor.

        Uzun yılların ardından ilginç bir sürece tanıklık ediliyor.

        Diğer Yazılar