Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Başlıktaki ifade, Katar gezisinden yeni dönen Dışişleri Komisyonu Başkanı Taha Özhan’a ait...

        İçinde bulunduğu coğrafi konum, ekonomi ve insanın, devletin üzerindeki etkisini anlatan jeopolitik kavramının öldüğüne kanaat getirmesinin nedeni de son dönem Körfez’de yaşanan gerilim.

        Özhan, Doha’da iken başgösteren krizin bu denli yükseleceğini tahmin etmemiş.

        Bir anda tırmanıp işin içine bir de İran girince meselenin bu noktaya gelişini tanımlamak için “Jeopolitik öldü...” dedi.

        Körfez’de 4 yıl önce yaşanana benzer bir sürecin tekrar ettiğini belirtti.

        “ABD Başkanı Trump’ın peşine takılan ülkelerin, attığı tweet sonrası bugün Katar’la ilişki kurma çabasına girmesi sonrası geldikleri pozisyonu sorgulamaları gerektiğini” vurguladı.

        Haksız da değil...

        Katar konusunda ABD’de hangi sesin devleti temsil ettiğini kestirmek zor.

        Neden de Katar’daki ABD Büyükelçiliği ile emire ait olduğu iddia edilen haberin “hack” yapılarak nasıl yayınlandığını incelemek üzere Katar’a giden FBI görevlileri ve dışişleri bakanlığının yaklaşımlarının çelişkisinde yatıyor.

        Nasıl ki Başkan Trump’ın, kriz başladığında attığı tweet ile önceki gün Katar Emiri’ne sorunu çözmek için arabulucu olma teklifi arasındaki bağlantı birbiriyle çelişkiliyse, Washington kurumları da aynı çelişkili zeminde yürüyor.

        KİŞİ İDEOLOJİSİ

        Bu da 1960 sonrası ekonomiden çok askeri gücüyle bölgede egemenlik kuran ABD’nin, coğrafyaya etkisini devlet politikasından çıkarıp birey ideolojisine dönüştürüyor.

        Bölgeye hâkim küresel gücün bu kişiye dayalı yeni politikası, bölgede zaten sorunun asıl temelini teşkil eden birey odaklı siyaset problemini çok daha içinden çıkılmaz hale getiriyor.

        Siyaset kişiye dayalı hale dönüşünce, yani ideoloji kişiselleşince, bu coğrafyada geleceğin nasıl şekilleneceğini kestirmek daha da zorlaşıyor.

        Bu da Afganistan, Irak, Yemen ve Suriye başta olmak üzere yaşanan sorunlara çözüm bulmak bir yana yenilerini üretme potansiyelini artırıyor.

        Coğrafyadaki ülkelerde bir parça kalmış yumuşak güçlerin tamamen tükenip sert güç haline dönüşmesi de bölgesel işbirliği içinde çözüm üretmeyi ortadan kaldırıyor.

        Bugün Katar’da, Irak’ta, Suriye ve Yemen’de yıllardır devam eden soruna bir türlü çözüm üretememenin gerisinde de bu yatıyor.

        3-4 YILDA BİR

        Sonuçta kriz bitti sanılırken, 3-4 yılda yeni bir krizle yüz yüze kalınıyor.

        Toplumsal da jeopolitik gibi öldüğünden dolayı, balık hafızalı bir halde her krizi yeni sanıp “Ne olacak şimdi?” diye vah-tüh çekerek diz dövülüyor.

        Örnek mi, Suudi Arabistan, Mısır ile Katar arasında bugün yaşanandan çok daha ağır bir krizin 2014’te yaşanması...

        3 yıl önce de Mısır’ın arasında bulunduğu Suudi Arabistan’ın başı çektiği Körfez ülkeleri, Katar’ı içişlerine karışmakla suçladı, diplomatik ilişkilerini kesti, ülkelerindeki El Cezire muhabirlerini tutukladı.

        Katar ülkesinde yaşayan Müslüman Kardeşler örgütünün ileri gelenlerinden bazılarını ülkeden çıkarıp bazılarını da susturunca kriz 8 ayda sonlandı.

        Bugün yaşanan aynısı...

        Not edin, Katar ve İran kriziyle 3 yıl sonra yeniden karşılaşma ihtimalimiz çok yüksek.

        Diğer Yazılar