Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        AFRİN bölgesindeki çatışmalar, PYD/SDG’den gelen tacizin sonucu mu ortaya çıktı?

        Yoksa planlı bir geleceğin ilk adımları mı?

        Ankara’da dün sohbet ettiğim konuyla ilgili taraflar aynı yanıtı verdi:

        “Her ikisi de...”

        Altını çizdikleri nokta Afrin, özellikle de Tel Rifat bölgesinin uzun süredir Özgür Suriye Ordusu’nun (ÖSO) hedefinde bulunduğu.

        Aslında Mare’nin hemen altında, Türkmenler ile Şii/Sünni Arap nüfusun ağırlıkta yaşadığı bu bölge, Türkiye’nin Cerablus hareketiyle birlikte önemli bir hal aldı.

        Türkiye desteğindeki ÖSO güçleri yukarıdan aşağıya doğru inerken, Afrin bölgesinde etkin olan PYD/SDG de doğuya, yani Kobani’ye doğru, aşağıda yer alan Tel Rifat bölgesinden kantonları birleştirmek için hareketlendi.

        ÖSO’nun Mare hattını, hemen ardından da El Bab’ı ele geçirmesiyle bu alandaki hâkimiyeti zayıfladı.

        Hatta bir ara Türkiye’den gelen Halep tren ve otoyolunun geçtiği merkez olan havaalanı da bulunan Minnig ve Şeyh İsa nahiyeleri ile Tel Rifat İlçesi ÖSO’nun kontrolüne geçti.

        ÖSO bununla da kalmadı, bugün İran’ın desteğindeki güçlerin kontrolü altına tuttuğu Zahra ve Nubbol bölgelerini de Halep’e doğru almak için hareketlendi.

        Ancak 2016’da Rusya’nın Başköy bölgesinden başlayan hava akını Halep’in kuzeyindeki ÖSO güçlerini uzaklaştırdı, boşluktan yararlanan PYD/SDG ise 2016 Şubat’ında bölgeye yerleşti.

        O günden bu yana da El Bab’ın batısından doğuya doğru bir dil gibi uzanan PYD/SDG kontrolündeki Minnig, Şeyh İsa ve Tel Rifat bölgesi hep ÖSO’nun hedefinde kaldı.

        Kilis bölgesine atılan havan toplarının merkezi de olan bölgede önceki günden itibaren yeni bir çatışma başladı.

        Aslında çatışmanın olacağı da günler öncesinden belliydi.

        Çünkü Türkiye bir süre önce bu bölgeye güç yığması yaparken, ÖSO da alandaki yapılanmasını buna göre şekillendirmeye başlamıştı.

        İDLİB İLE BİRLEŞTİRME

        Bu bölgenin alınmasının iki önemli tarafı var.

        İlki, Suriye’nin bugünkü alevinin ilk yakıldığı, Esad rejimine karşı ilk eylemin gerçekleştiği Tel Rifat bölgesi ile Kobani kantonlarını birleştirme hayali daha da zorlaşacak.

        Daha önemlisi, Tel Rifat düştüğü anda ÖSO’nun kontrolünde olan Mare ile İdlib bölgesinin kuzeyinde yer alan Haritah ve Dar Ta İzah bölgesi de buluşmuş olacak.

        Yani Kilis’in altından, Hatay’a kadar uzanan geniş bir alan ÖSO kontrolüne geçecek.

        Kilis’ten giren bir kişi, ÖSO kontrolünde Reyhanlı, hatta Yayladağı’na kadar ulaşma olanağına kavuşacak.

        Peki, bugüne kadar bu konuda PYD’nin yanında yer alan Rusya bu işe ne diyor?

        SETA’dan Ufuk Ulutaş’a göre son dönem ABD ile iyice yakınlaşan PYD’ye Moskova sıcak bakmıyor; Halep’i ele geçirmek için yaptığı işbirliği de bugün için geçerliliğini sürdürmüyor.

        Ayrıca Moskova’nın İdlib bölgesinde birlikte hareket etmek için Ankara ile yeni mutabakatı da bulunuyor.

        Türkiye, bölgedeki El Kaide unsurlarından arındırılması ve Astana sürecinde sağlanan ateşkesin korunması için İdlib’de Rusya ile işbirliğini sağlam tutmakta kararlı.

        Aslında son dönem gelişmeleri de İdlib’deki bu yeni durumla birlikte okumak gerekiyor.

        Diğer Yazılar