Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        EKONOMİNİN tüm taraflarını dinledim.

        İçlerinden herhangi biri “Ekonomide durum kötü” demedi.

        En çok, faiz gibi, nedenleri yerine sonucunun tartışıldığı bazı anlaşmazlıklardan kaynaklı yakınmaya yer verildi; onun da geçici olduğuna vurgu yapıldı..

        Son tahlilde vardıkları sonuç aynı oldu:

        “2018 de 2017 gibi geçer; Türkiye’nin dinamikleri ve rakamları iyi, siyasi sorun bazı sıkıntılar üretiyor, bu işin de üstesinden geliriz...”

        Ciner Grubu Bloomberg HT’nin bu yıl ikincisini düzenlediği Türkiye Ekonomi Zirvesi’nin özeti yukarıdaki cümledeki gibiydi...

        Nitekim Başbakan Binali Yıldırım da yardımcısı Mehmet Şimşek de benzer tabloyu ortaya koydu.

        Yıldırım, AB ülkelerinden örnek verip Türkiye’nin ekonomisinin daha güçlü olduğunu belirtti, “Hedefte şaşma yok” dedi.

        Şimşek de Dünya Bankası Raporu’nu sözlerine dayanak yaparak tüm sektörlerin rakamsal açıdan da ne kadar dinamik ve güçlü olduğunu sıraladı.

        ‘DAVAYI DA AŞACAĞIZ’

        Ancak Başbakan Yıldırım da yardımcısı Şimşek de ekonominin durumunu özetlerken ABD’de devam eden Zarrab davasına atıf yapmadan geçmedi.

        Şimşek konuşmasında söylemedi ama AB ile krizin aşıldığını ima edip ekledi:

        “Hepsini aştık, hepsini yönettik. Şimdi ABD’de bir dava var, onu da aşacağız...”

        Tüm taraflar gün boyu ekonomiye kendi cephesinden baktı; söylediklerinin ortak noktası şu cümlede özetlendi:

        “2018, 2017’den daha iyi olmayacak, daha çok çaba göstermemiz ve bütün kesimlerin önerilerini ortaklaştırmamız gerekir.”

        KAYGININ NEDENİ

        Ancak ara verilip fuayeye çıkıldığında hava değişti, sohbetler ABD’deki davaya, siyasetin sertleşen diline ve seçimin zamanına odaklandı.

        Bir ekonomistin sohbetlerde vurguladığı şu cümle ise aslında durumu özetlemeye yeterli:

        “Sorun bugünden kaynaklanmıyor, beklenti belirsizliği kriz üretiyor...”

        Özetle kimsenin bugünkü tablodan korkusu yok; çünkü 2016’dan daha iyi bir yıl geçirdikleri, faiz ve dövizdeki yükselişin de siyasi nedenlerden kaynaklandığı konusunda hemfikirler.

        Zaten onları bu noktaya getiren de korkudan çok beklenti belirsizliğinin yarattığı kaygı...

        Unutulmamalı ki korku dışsal, kaygı ise içseldir; pozisyon almayı ve geleceğin şekillenmesini zorlaştırır, zaten nazlı olan sermayeyi ürkütür.

        Sivil toplum örgütü başkanının şu cümlesi de bunu özetlemeye yeter:

        “2 yıl öncesine kadar gelecek 2 yılı görüyordum; bugün 6 ayı bile değil...”

        Bloomberg HT geçen yılki ilk zirveyi zor bir dönemde yapmış, tarafları bir araya getirip Türkiye için çözüm üretmişti, dün de gelecek yıl için neler yapılabileceği konusunda fikirleri buluşturdu...

        *************

        ‘NUSRA DA TARAF MI?’

        SOÇİ Zirvesi bitiminde Putin açıklama yaparken Başbakan Yıldırım ile yan yana yürüyorduk.

        Zirvede ele alınanlardan bilgi sahibi olduğu belliydi, “yeni platformun Cenevre’ye hazırlık niteliğinde olacağını” belirtti.

        Çözüm için bir noktaya varılmasından memnun olduğunu söyledi.

        Putin’in, “Suriye’deki etnik ve dini tüm tarafların bir araya geleceği” sözüne Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamasında olduğu gibi ihtiyatlı yaklaştı.

        “PKK’nın temsilcisi PYD’nin olduğu hiçbir platformda biz olmayız” dedi.

        “Tüm etnik ve dini kesimlerin, Suriye’deki terörist grupların dışındakileri kapsaması gerektiğine” vurgu yapıp ekledi:

        “Nusra da Suriye’deki etnik ve dini kesim; o da mı çağrılacak? Öyle bir şey olabilir mi? Nusra neyse PYD veya bileşenleri de o...”

        Diğer Yazılar