Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        'TAZE YAŞAYANLAR VE SIRLARI' YAZI DİZİSİ - 2

        DÜNYADA gelişmekte olan birçok ülke, yaşlılarının daha kaliteli bir yaşam sürmesi için uğraş verirken, Türkiye yaşlılık konusunda tehlikeli bir süreçle yüz yüze.

        Akdeniz Üniversitesi Gerontoloji Bölümü’nün beş yıl uğraşıp hazırladığı“Türkiye Yaşlılık Haritası (GeroAtlas)”ve TÜİK verilerine göre 90 yaş üzerinde 145 bin 341 kişi, 100 yaş üzerinde ise 48 bin kişi yaşıyor.

        Uzun ve taze yaşam süren kadınların sayısı ise erkeklerin iki katı.

        Son yüz yılda 10 yaş yükselip 75’e ulaşmış olsa da yaşlılığın başlangıcı kabul edilen 60 yaşın üzerindeki nüfus 10 milyonu aşkın; yarısının sosyal güvencesi yok.

        REKLAM

        2020 yılında 60 yaş üzerinin 18 milyona, sigortasız sayısının ise 13 milyona ulaşması bekleniyor.

        Bu da yaşlılıkta bakım açısından ciddi bir sorun doğuruyor.

        Araştırmayı yapanProf. Dr. İsmail Tufan’ın şu cümlesi ise gelecek soruna işaret ediyor:

        “Eskiden cami avlularına koynunda mektupla bebek bırakılırdı, şimdi demans hastası olduğunu belirten yaftalarıyla yaşlılar terk ediliyor.”

        KALİTELİ YAŞAYANLAR

        Bununla birlikte Türkiye’de 100 yaşın üzerinde kaliteli yaşam süren insanlar da var.

        Antalya Üniversitesi Gerontoloji Bölümü’nün son araştırmasına göre sağlıklı şekilde kendi ihtiyacını karşılayıp yaşamını sürdüren 100 yaş üzerindeki kişi sayısı 70 civarında.

        Araştırma, yaşamlarının taze ve uzun olmasının en önemli faktörünü beslenmeye ve çevre koşuluna bağlıyor; genetiğin etkisi ise sadece % 10 olarak veriliyor.

        Zaten çoğunluğu da yaşamlarını Karadeniz ve Akdeniz’in dağlık bölgeleri ile İç Anadolu’nun Toroslar’a yakın,“nemin düşük olduğu”yerleşimlerinde geçirmiş.

        REKLAM

        Emekliliğini geçirmek için sahil kenarlarının nemli havasına taşınanlar ise ömrünü kısaltan yol taşlarını dizmiş.

        En büyük korkuları ölümlerine yol açma ihtimali çok yüksek olan kalça kemiği kırığı ve çatalla damak yaralanması olan asrı devirmiş, kendi ihtiyacını rahatlıkla görebilen, hatta çocuklarına yemek pişirmeye, komşularıyla düzenlediği“gün”lerdeki pasta börekleri yapmaya devam edenlerle buluşup uzun ve taze yaşamlarının sırlarını sordum.

        Türkiye’nin, nüfusa 1907 kayıtlı, bugün 111 yaşı ile Türkiye’nin en uzun yaşayanı olarak kabul gören Muğla Menteşe’ye 10 kilometre uzaktaki Gülağzı Köyü’nde yaşamını devam ettirenAyşe Uçar...

        Birlikte yaşam sürdüğü çocukları 90, torunları 65’i geçmiş; kızıAdile Demirtaş93,MelekBozkurt88,KadriyeBaş85 yaşında; torunuİzzet Demirtaşise 68 yaşında...

        REKLAM

        Toprakla uğraşmakla geçen yaşamını taze tutmasının sırrınıAyşe Uçarkendisiyle sohbet eden hemen herkese aynı cümlelerle açıklıyor:“Az yiyeceksin, öz yiyeceksin, hareket edeceksin. Yoğurttan, peynirden, ottan vazgeçmem; tavuk gibi yatıp horoz gibi ilk ışıkta gözümü açarım. Eşeğimi kaybederim, neşemi kaybetmem, hiçbir şeyi dert etmem...”

        Prof. Dr. İsmail Tufan (ortada gözlüklü), Türkiye'nin en uzun yaşayan kadını Ayşe Uçar torunu ve çocuklarıyla

        DAVUTOĞULLARI’NDAN 109’LUK MOTOR YARIŞÇISI

        TÜRKIYE’nin en uzun yaşayan kadını 111 yaşındakiAyşe Uçariken, en yaşlı erkeği ise 2012 yılında 106 yaşında hayatını kaybeden Aydın’ın Yenipazar İlçesi’ndenMustafa Kingiridi...

        Kingir’in dinç ve uzun yaşam rekoru kırıldı.

        Türkiye’nin nüfusta gerçek kayıtlı en uzun yaşayan erkeği 109 yaşında motor yarışlarına katılmaya devam eden, kendi yaşamını sürdüren Ordu’nun Gölköy İlçesi’nde yaşamını süren kendi kimlik tanımıyla,“Davutoğulları’ndan mucit, saatçi Mehmet Yılmaz”...

        REKLAM

        Hak yoluna 17 yıl önce uğurladığı eşiHüsniye Yılmaziçin yaktığı türküyü okuduktan sonra gelecek planlarını anlattı.

        En son buluşu otomatik ok atan yaylı sistem; birçok saati de yeniden tasarlamış.

        Cebinde taşıdığı kendi tasarımı iki köstekli saati gösterirken,“zekâ ölçen yeni bir alet tasarımı projesini tamamladığını, yakında üretimini gerçekleştireceğini”belirtti.

        Gölköy’de düzenlenen motosiklet yarışlarına 4 teker etabında ATV ile katılmış, kupayı almış. En büyük hedefiKenan Sofuoğluile yarışmak ve“asfalt nasıl yakılırmış göstermek”.

        Hayat felsefesi,“az ye, tez (sık) ye”üzerine kurulu.

        Kızı 88, torunu 70 yaşında olan 109 yaşındakiMehmetYılmaz, Ankara’da torununun evindeki sohbetimizde bana ve fotoğraflarını çekenÜmit Turpçu’ya öğütte bulundu:

        “Sofradan yoğurdu eksik etme; sabah iyice aç kalkacak kadar yiyin; otu bol yemekten vazgeçmeyin, haftada da en fazla üç kez etli yemeği öğlenleri yiyin. Akşam az yiyin, saat 19.00’dan sonra yemeyin, sabah aç karnına uyanın; bol su tüketin...”

        REKLAM

        DOKTORUN ÖNERDİĞİNDEN DAHA İYİ İLACIN TARİFİ

        Uzun süredir günde bir adet aspirin aldığını, hastalandığında ise sadece grip ilacı kullandığını söyledi.

        “Doktorun önerdiğinden daha sağlıklı”dediği ve bize de tüketmemizi önerdiği doğal ilacının tarifini de şöyle verdi:

        “Kırmızı ucunu kuşların yediği melocan otu ile (dikenucu-sıraca-çıtırgı-mamuli de deniyor) soğanı kavurup biraz arpa ve yulafı ekledin mi birinci doktor odur; başka bir şeye ihtiyaç duymaz, sapasağlam olursun.”

        Dedesi ve annesi de 117 yaşına kadar hayat sürmüş.

        Ankara’da torununun çocuğunun evine ziyaretinin ardından Gölköy’e döneceğini belirtti, yaşamını incelemeye alan AÜ Gerontoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr.İsmailTufan’a, öğrencileriÖzlemÖzgür,FatmanurMozoğluile“Sıla ve Faruk’a”selam yolladı.

        REKLAM

        Herhangi bir yere tutunmadan sandalyeden dik kalktı, bizi kapıya kadar geçirdi ve“Yarın Gölköy’e gideceğim, çok iş var”diye uğurladı.

        TOPLAM YAŞLARI BİN YILI GEÇİYOR

        ARDINDAN AÜ Sosyal Tesisleri’nde yaşlarının toplamı bin yılı geçen asırlık isimlerle buluştuk. 1919 doğumlu Antalya AksekiliHasan Eroğlu,1926’lı Kore GazisiHasanYarıcı, 1926 doğumluMustafaDemir, oğlunun iddiasına göre 1916 doğumlu olmakla birlikte nüfusa 1918 diye geçen arıcıAbdullahYüksel, 1922 doğumluSabahatTekin, 1926 doğumluAvniOcak, 1929 doğumluDuduAktaş, Ankara’da sohbet ettiğimiz 1926 doğumluŞahverParıldakve 106 yaşındaki 1912 doğumluAyşeUçar, kendi işini görüp taze yaşamlarını nasıl sürdürdüklerini anlatırken benzer yeme içmeden ve davranıştan söz etti.

        REKLAM

        Hopa’da doğup büyümüş, Ankara’da yaşam sürmüş emekli öğretmenŞahverParıldak’ın en büyük uğraşı ise gazetelerin bulmacalarını eksiksiz çözmek.

        Oturduğu apartmanda dairesinin bulunduğu 4. kata, ikinci katta iki dakika dinlendikten sonra merdivenlerden durmaksızın tırmananŞahver Parıldak,herkese yürümeyi, arkadaş çevresiyle buluşmayı öneriyor.

        ‘GAM BİLMEM, ZARARLI OLANLARI TÜKETMEM...’

        ÇOCUKLARI ile aynı apartmanda olmasına karşın dairesinde tek başına yaşam süren,Deniz Baykal’ın simit satarken çocukluğunu bilen 1923 doğumluİsmet Dumlupınar’ın hayat felsefesi ise“Gam bilmem, zararlı olanı tüketmem”üzerine kurulu.

        Yemekte bol miktarda sebze ve ot tüketmemizi önerdi,“İlaçtan kaçarım, çok yürürüm, Giritliyim, otu çok tüketirim”dedi.

        Bütün yemeklerinde sızma zeytinyağı kullananDumlupınar, çok tatlı tüketmediğini, tatlı ihtiyacını meyveden karşıladığını söyledi.

        REKLAM

        Sohbetimizde ilginç bir konuya da değindi:

        “Ben fazla televizyon izlemem; sabah kaynana gelin programlarını kimseye tavsiye etmem, insanı yaşlandırır onlar.”

        Deniz Baykal’ın annesiFeride Baykalile komşu olduklarını da belirtip“Kemiklik Mahallesi’nde fırıncı Ali’den simit alıp satardı Deniz Baykal, o da çok hareketli bir çocuktu”diye anılarını tazeledi.

        EN UZUN VE EN KISA YAŞANAN MERKEZLER

        Aydın Nazilli, Afyonkarahisar Dinar, Ordu Gölköy, Kastamonu, Rize Çamlıhemşin, Artvin Şavşat, Kayseri Yahyalı ve Develi, İzmir Urla ve Akhisar, Antalya Korkuteli ve Akseki ömrün en uzun olduğu yerler Doğu ve Güneydoğu’dan ise ise bu haritaya giren yer yok.

        Yaşamın en kısa olduğu il iseYozgat; Prof. Dr. Tufan bunu yeşilinin az olmasına, katı yağlı gıda tüketiminin ise çokluğuna bağlıyor.

        REKLAM

        İŞTE 5 KURAL

        1- Hepsi uzun yürüyüşler yapıyor.

        2- Zeytinyağı ve sebze yiyor. 19.00 sonrası yemeyi kesiyor.

        3- Gam, tasadan uzak duruyor.

        4- Aileye bağlı bir hayat içinde, cinsel yaşamı sağlıklı sürdürüyor.

        5- Bulmaca çözmek, kazak örmek, ahşap işçiliği saat tamiri gibi matematik gerektiren işlerle uğraşıyor.

        EN ÇOK TÜKETTİKLERİ

        Şevketibostan, sarmaşık, arapsaçı, acı turp otu, sarı papatya (çiçek açmadan), kuzukulağı, kangal, kenger, radika filizi, devetabanı ışkını, sakız otu, dağ çileği, alıç sirkesi, kırma zeytin, kelle paça, avokado, baklanın her türlüsü, sarmısak, kabak çekirdeği (sabahları kabak çekirdeği yağı), sabah erken üzerine zeytinyağı döküp tükettikleri incir. Zorunlu kalmadıkça ekmek yemiyorlar, bunun yerine yulaf, arpa, çavdar ya da bakla veya fasulye tüketiyorlar.

        REKLAM

        YAŞ 35’İ BULANLAR VE ERİŞEMEYENLER

        CAHİT Sıtkı Tarancı,şiirinde, ortanca yaşı şöyle tanımlar:

        “Yaş otuz beş! yolun yarısı eder / Dante gibi ortasındayız ömrün / Delikanlı çağımızdaki cevher / Yalvarmak, yakarmak nafile bugün /Gözünün yaşına bakmadan gider.”

        Türkiye’de iller düzeyinde baktığımızdaTarancı’nın şiirinin karşılığının bulunabildiği iller TÜİK verilerine göre sadece bir düzine:

        Artvin (36.2), Balıkesir (37.2), Burdur (36.3), Çanakkale (37.2), Çankırı (35.3), Edirne (37.1), Giresun (35.9), Kastamonu (37.2), Kırklareli (36.5), Muğla (35.1), Bartın (35.8), Karabük (35.1).

        Doğu ve Güneydoğu illeri ise bırakın 35’i, 25’in üzerine zor çıkmış durumda. Hatta Ağrı (19.5), Muş (19.6), Siirt (19.5), Şanlıurfa (18.9), Van (19.8), Batman (19.8) ve Şırnak’ta (18.5) nüfusun ortanca yaşı 20’nin altında.

        Diğer Yazılar