Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        SURİYE’de iç savaş başladığından bu yana sahadaki bütün güçlerin gözü üzerinde oldu.

        Türkiye açısından PKK desteğindeki PYD’nin kantonları birleştirmek için elinde tuttuğu halat gibi uzayan bir topraktı.

        Ayrıca El Bab’dan İdlib’e geçişi engelleyen dil olması nedeniyle kesmek istedi.

        Şam yönetimi ve İran ise etnik ve mezhebi nedenlerden dolayı “vazgeçilemez toprak” ilan etti.

        Adı tam ortasındaki höyük nedeniyle Arapça’da “Rıfat Tepesi” anlamına gelen Tel Rıfat’taki yükseltiyi aşmak bundan sonra da zor.

        Bu nedenle Ankara’da dün gerçekleşen Türkiye-Rusya-İran devlet başkanları zirvesinde Tel Rıfat’a yeni bir misyon yüklendi.

        Oysa Afrin’in düşmesinin hemen ardından Türk Silahlı Kuvvetleri desteğindeki Özgür Suriye Ordusu’ndan bir grup Tel Rıfat’ı almak için hareketlenmişti.

        Ancak Rusya, bölgede askerlerinin bulunduğunu belirterek TSK ve desteğindeki ÖSO’nun Tel Rıfat’a girmesini istemedi.

        Bu aşamadan sonra da Tel Rıfat’a operasyon askıya alındı.

        Aslında bu Rusya’nın doğrudan bir tavrı mıydı yoksa Şam ve sahadaki en önemli destekçilerinden Tahran yönetiminin direncinin bir sonucu mu?

        Gelen haberlere bakılırsa ikincisi; Rusya’nın tüm çabalarına rağmen Tahran ve Şam istemedi.

        İkisinin de gerekçesi Tel Rıfat ve çevresinde yerleşik Nusayri/Şii/Alevi nüfusun bulunması.

        İran ise Tel Rıfat’ı sırtlayan Nubl Zehra kasabalarında yerleşik sahadaki destekçisi Şii nüfusa zarar gelmesini istemiyor.

        Daha önemlisi, hem Şam hem de Tahran, Tel Rıfat’ın ÖSO tarafından ele geçirilmesi halinde, Halep’i yeniden ele geçirme arzularını tetikleyip kente baskı oluşturacağından kaygı duyuyor.

        TARAFSIZ TAMPON BÖLGE

        Onun için Tel Rıfat’ın Halep’in kuzeyinde bir tampon bölge görevi görmesini istiyor.

        Şam yönetimi ise her ne kadar haritalarda PKK desteğindeki YPG’nin rengi olan “sarı” boyalı olarak görülse de hâkimiyetine tam geçmiş olan Tel Rıfat’ı terk etmeyi kesinlikle düşünmüyor.

        Halep’e yönelik endişelerinin ötesinde, “kendi toprağını savaşmadan, tek kurşun atmadan terk etmiş hükümet” pozisyonuna da düşmek istemiyor; olması halinde başka alanlarda da benzer beklentiye yol açan domino etkisi yaratacağına inanıyor.

        ŞAM İLE İLİŞKİ

        Rusya’nın ikna çabaları sonuç vermeyince, Tel Rıfat için “tampon tarafsız bölge” modeli gündeme gelmiş.

        Nitekim üçlü zirve sonrası düzenlenen basın toplantısında Cumhurbaşkanı Erdoğan da konuya doğrudan girdi:

        “Tel Rıfat bölgesini de yaşanabilir hale getirmek için Rus ve İranlı kardeşlerimizle birlikte çalışmaya hazırız...”

        Nasıl bir çalışma olacağının detayını da Erdoğan’ın ardından söz alan Putin açıkladı; hatta sözünün arasında Ruhani’nin de “projeye destek verdiğini” söyledi.

        Daha fazla detayı ise soru-yanıt bölümünde Erdoğan detaylandırdı.

        Erdoğan, Doğu Guta’dan gelen yaralı ve hastaların bakımını üstleneceği bir sahra hastanesini Tel Rıfat’ta Rusya Silahlı Kuvvetleri ile birlikte kurmayı teklif ettiğini bildirdi.

        Ayrıca ilk örneği Afrin’de dün itibarıyla hizmet vermeye başlayan askeri seyyar fırınların da oluşturulmasını, güvenli bölgelerde yarım dönüm içinde ev inşa edilmesini önerdiğini de söyledi.

        Bütün bunlar da gösteriyor ki Tel Rıfat önümüzdeki dönemde tarafsız tampon bölge olacak.

        Belki de Ankara ile Şam rejimi arasında kurulacak yeni ilişki de bu ortak projeler zemininde yeşerecek.

        Diğer Yazılar