Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        HER seçim benzer sürece tanıklık edilirdi...

        Aday listeleri YSK’ya teslim edildiğinde teşkilat ve toplumsal tabandan tepki yükselir.

        Uzun sürmez, meydanların hareketlenmesiyle tepkiler bir sonraki seçime bırakılır.

        Zaten seçmenin de oy vermek için elinin gideceği başka parti olmadığından kayıp yaşanmazdı.

        Ancak iki haftayı aşkın süredir dolaşmakta olduğum Marmara, Trakya, Ege, Akdeniz ve İç Anadolu’da durum bu kez farklı...

        Çünkü seçmenin elindeki oynak mühürle hem vicdanını rahatlatacağı, hem de öfkesini göstereceği alternatif çok...

        Bu durum her parti için geçerli.

        Çünkü partisinin çıkardığı cumhurbaşkanı adayına oy verip vicdanını rahatlatırken, ittifak içinde bulunan ötekine oyunu atarak öfkesini sergileme olanağına sahip.

        Eğer çok öfkelenmişse de elindeki oynak mührü, diğer ittifaktan bir partiye veya tek başına girmiş öteki partiye verme olanağı var.

        Seçmenin kazandığı bu avantaj, bugün partilerin seçim stratejilerini belirlerken en zorlandıkları konulardan biri.

        ÖNEREN DE TANIMIYOR

        Özellikle partilerle birlikte liste ittifakının da yapılmış olması, seçmen kadar teşkilatın da kafasını karıştırıyor, tepkisini yükseltiyor.

        En ilginç örneklerinden biriyle Kayseri’de karşılaştım.

        CHP, vardığı anlaşma gereği Kayseri listesinin ikinci sırasına Saadet Partisi’nin önerdiği Ahmet Yıldız’ı kontenjan olarak gösterdi.

        SP’den kontenjan Ahmet Yıldız’ı CHP İl Başkanı Ümit Özer’in tanımaması normal...

        Ancak Saadet Partisi İl Başkan Vekili Nuri Ürkündaş da tanımıyor.

        Oysa yakın geçmişe kadar CHP kadroları, kentte sevilen isim Mahmut Arıkan’ın ikinci sıradan aday olmasını beklemiş.

        Ancak Arıkan SP birinci sıradan aday olmakta ısrar edince, CHP’nin kontenjan sırasına Yıldız gelmiş.

        Bu da CHP kadrolarının öfkesini artırmış.

        Benzer durum Cumhur İttifakı için de geçerli...

        AK Parti listelerinin ön sırasından milliyetçi kökenden, gerekirse BBP’den bir aday gösterilmesi beklenmiş; ki MHP ile birlikte İYİ Parti’ye kaçan oylar çekilebilsin.

        Ancak liste geçen seçimle aynı olunca seçmenin beklentisi boşa çıkmış; bu da oy kaçırmış.

        Benzer durum il başkanları aday olmuşken, kökenden Kayserili olmakla birlikte uzun yıllar il dışında yaşamış isimlerin ön sıradan aday gösterildiği MHP ve İYİ Parti için de geçerli.

        Sahanın henüz ısınmadığı bu dönemde bu kırgınlıkların giderilmesi belki olasıdır.

        Ancak seçmende bir kez kanaat oluştuğunda onu çevirmenin ne kadar zor olduğu gerçeği de ortada duruyor.

        OYNAK MÜHÜR

        Her gün onlarca seçmenle yaptığım sohbetler sonucu ısrarla belirttiğim gibi bu kadar oynak mühür serbestisinin olduğu seçimde kimsenin gerçek tahmin yapmasına olanak yok.

        Ayrıca oyuna yeni girmiş İYİ Parti’nin geçmişteki oy oranına ilişkin veri yok; baraj derdi sonlanmış Saadet Partisi’nin alabileceği oy oranı konusunda da tahminde bulunmak imkânsız...

        Daha ilerisi, yarın sandıklar açıldığında kimin kimden ne kadar aldığı, cumhurbaşkanlığı ile milletvekili seçiminde ne kadar oy hareketi yaşandığına ilişkin kesin veri elde etmek de olanaksız.

        Çünkü bir seçim daha geçtikten sonra oturacak.

        Dünün güneşi ile bugünün çamaşırı nasıl kurutulmazsa, yeni sistemde dünün verileriyle sandığı kesin bilmenin de olanağı yok.

        Cumhurbaşkanı adaylarının öteki tabanı etkilediği konular da oldukça çok..

        Diğer Yazılar