Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Eskiden benzer olaylar çıktığında tartışması TBMM’ye de yansır ve ciddi kavgaların çıkmasına neden olurdu.

        Bırakın bu denli yüksek krize yol açmış olan olayları; dozu daha düşüklerde dahi karşılıklı laf atmalar yaşanır, Genel Kurul salonunda yumruklar havalarda uçuşurdu.

        Bunları belirtirken, TBMM gündeminde yoktu demek istemiyorum.

        Çünkü partilerin grup toplantılarında liderler konuyu gündeme getirdi ama çok daha ileriye götürülmesi için de gayret içinde olmadı…

        “Biz işimize bakalım…” noktasında bıraktı.

        Peki, AK Parti ve CHP, aralarında bu denli tartışmaya neden olan olay karşısında benzer tutum almaya iten neden ne?

        Kurultayların başlaması, üstüne bir de salı olması nedeniyle TBMM’nin en hareketli gününe tanıklık edilen AK Parti ve CHP kulislerinde çok sayıda parti yöneticisi ile sohbet etme olanağı buldum.

        Daha olayla ilgili konuşmaya başladıkları anda, “olayın birileri tarafından siyasetin tasarlanmasında kullanılacağı” konusundaki kanaatleri tamdı…

        PARÇALANMA SENDROMU

        Aslında benzer endişeyi İYİ Parti’nin kuruluş sürecinde milliyetçi kesimde sıklıkla karşılaşmıştım.

        “Ülkücü hareketin ikiye parçalanıp, bir bölümünün AK Parti’ye diğerinin CHP’ye ilişkilendirildiği” yakınmasını dile getiriyorlardı.

        Dikkat ettim, dün benzer endişe TBMM’nin iki büyük partisinde de ortaya çıkmış.

        Her ikisi de yüzde bir oyun da bu sistemde etkili olduğu noktasından hareket etti.

        Bunun ileride çok daha fazla sayıda partinin ortaya çıkma riskini de beraberinde getireceğine dikkat çekti.

        TARTIŞMAYIN, KAPATIN

        Nitekim CHP’nin etkin ismi ile dün yaptığımız uzun sohbet sonucunda aktardıklarını şu şekilde sıralayabilirim:

        1- Bu olay tamamen genel merkezin bilgisi dışında bir gelişme ve hiç de hoşumuza gitmedi.

        2- Genel Başkan (Kılıçdaroğlu) da meselenin kapatılmasını istiyor.

        3- Grup Başkanvekilimiz Engin Özkoç’un twitter üzerinden Muharrem İnce’ye yazdığı tepkiyi de görmüş. MYK toplantısında, “Tamam siz de tweet üzerinden zaten tepkinizi göstermişsiniz, bunu devam ettirmeyelim…” dedi.

        4- Biz de teşkilatı uyardık, konu üzerinde daha fazla durulmaması taraftarıyız.

        5- Burada hedef belli, Muharrem İnce’nin kesinlikle yapacağına hiç inanmıyoruz. Ama bu zemin yoklandı ve solda yeni bir parti arayışının önünün açılması için adımı atılmak istendi. Muharrem İnce de gördü bu oyunu; son tweet'i de bunun göstergesi. Nasıl olsa %1-3-5 de yetiyor, dolayısıyla ‘yeni bir oluşuma gidilir ve seçimde rahatlıkla pazarlık masasına oturulur’ bakışı var. Bunun önünü kesmemiz gerekiyor.

        6- Bu kumpası planlayanlar haberin yalan olduğunu biliyordu; işin içinde olan da yalan olduğunu bildiği için başkasına satmaya kalkıştı ve sattı da…

        7- Bu zeminden hızla çıkmamız lazım. MYK’da bu konuda alınan karar gereği konu kapatılacak.

        İNCE’NİN KARARI

        Bütün bunlara ilaveten dünkü açıklamalar gösteriyor ki, karşılıklı diyalogla olmasa bile bir noktada CHP Genel Merkezi ile İnce arasında da zımni bir mutabakat gerçekleşti.

        İnce de dün konuyu konuşmama kararını açık bir dille duyurdu.

        Şu kadarını da belirtmeliyim ki CHP Genel Merkezi’nde İnce’nin partinin etkin bir kimliği olması ve yararlanılması gerektiği yolunda görüş belirtenler var.

        Ancak son gelişmeler ve “partide çete var” söylemleri onları da sıkıntılı hale sokmuş.

        Anlaşılan o ki İnce de bunu gördüğü için “çete” söyleminin geniş anlamını daralttı ve neredeyse tek kişiye indirdi.

        AK PARTİ’DEKİ BAKIŞ

        Dikkat çeken ise AK Parti’de de benzer bakışın hakim olmasıydı.

        AK Parti’deki dinamizmin CHP’yi de güçlü tuttuğunu dolayısıyla birinin zayıflamasının bileşik kaplar kuramı gereği diğerini de etkileyeceği inancı var.

        AK Parti’de iki yeni partinin çıkma hazırlığı yaptığı bir süreçte birilerinin de geçmişte kurulan ancak çok da önem arz etmeyen partilere yönelmeleri ihtimali üzerinde duruluyor.

        Bundan kaynaklansa gerek, AK Parti de meseleyi çok fazla köpürtme, her gün gündem maddesi halinde tutma gibi bir politika görünmüyor.

        En azından konuştuğum parti yetkilileri bugüne kadar sürdürülen parti politikasının devam edeceğini belirttiler.

        AK Parti’nin kumpasın herhangi bir yerinde olmadığının kamuoyuna gösterilmesinin ötesine geçilmeyeceğini söyledi.

        Kanıt olarak da Cumhurbaşkanı ve AK Parti lideri Erdoğan’ın dünkü grup konuşmasında konuyu ele aldıktan sonra dile getirdiği şu cümleye bağladı:

        “CHP kendi kendine bir orta oyunu oynadı ve artık bitti… Yeniden hep birlikte ülkemizin gerçek gündemine dönmenin zamanı geldi…”

        Ankara’nın bir haftalık gerilimli kriz sürecinin sonunda geldiği nokta budur…

        Diğer Yazılar