Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        İdlib konusunda Moskova’dan gelen heyet ile yapılan iki görüşmeden de sonuç çıkmadı.

        İlk görüşmeden bir sonuç zaten beklenmiyordu.

        Çünkü tarafların tutumlarını masaya koyup üzerinde müzakere edilmesini istedikleri bir toplantıydı; o nedenle iki taraf cumartesi günü birbirlerini dinlemekle yetindi.

        Ayrıca Rusya heyeti cumartesi günkü toplantıya diplomatik kadro ile gelmiş ve askeri yetkilileri masada görülmemişti.

        Zaten onlar da Ankara toplantısının ardından, Suriye sahasındaki askeri yetkililerle görüşmek için Ürdün’e gitmişti.

        Ancak dün yapılan toplantıya, Rus askeri kesimi de ağırlıklı katılım sağlamış, ancak toplantı ilkinden farklı olmamış, bir yol alınamamış.

        Durum değerlendirmesi yapmak üzere heyetler ayrılmış.

        Her iki tarafa da bir daha ne zaman buluşacaklarını sordum, bakanlar veya liderlerin görüşmesi sonrası tarihin belirlenebileceği bilgisini vermekle yetindiler.

        Heyet akşam saatlerinde de Cumhurbaşkanı Sözcüsü İbrahim Kalın ile bir araya geldi.

        Kalın Ankara'nın kararlılığını ve tutumunu net koydu; Moskova'dan beklentileri sıraladı...

        BİLEREK VURDU

        Ankara-Moskova hattındaki diplomatik gelişmeler böyle devam ederken, geçmişteki gibi sahayı etkilemesi de kaçınılmaz oldu.

        Bunun en acısı da dünkü toplantı biter bitmez Türk askerinin konuşlandığı Taftanaz ilçesinin hemen altındaki Afis askeri üssünden konuşlanan Türk askerlerinden geldi; 5 şehit verildi…

        Öncesinde de Afrin’de bombalı araç saldırısı gerçekleşti; 8 sivil hayatını kaybederken, 7 kişi de ağır yaralandı.

        Şam güçleri 6 gün önce de Serakib yakınlarında, M-4 otobanı üzerinde konumları bildirilmiş olmasına karşın top ateşine tuttu ve 7’si asker, biri sivil 8 şahit verildi.

        O saldırıda gerekçeleri hazırdı, “Bize nokta bildirim yapılmadı…”

        Ancak Taftanaz (Afis) bölgesi dün değil, aylardır Türk Silahlı Kuvvetleri’nin konuşlanma merkezi olarak kullanılıyor.

        Ankara da Moskova’ya, Şam güçlerinin bu saldırgan tutumunu gösteriyor.

        ASKERİ SEÇENEK ÖNCELENDİ

        Şunu hemen belirtmeliyim, Ankara son gelişme sonrası askeri harekatını kullanabileceği alternatifler arasında öncelikli seçenek haline getirdi.

        Zaten son üç gündür bölgeye ciddi miktarda sevkiyat devam ediyor; ağırlıklı olarak da dün 5 şehidin verildiği askeri üs bölgesine yoğunlaşılıyor.

        Saldırının tam da bu alana yapılması meydan okuma olarak değerlendiriliyor.

        Çünkü Ankara’daki görüşmelerde Rus tarafına, “Ya Şam güçlerini durdur ya da ben askeri operasyona başlarım…” mesajının net verilmişti…

        Rusya bu mesajı önemsemez tavır takınınca dün sabah itibarıyla, bölgeye sevk edilen Suriye Milli Ordusu (ÖSO) güçleri, Halep’in batısından güneye doğru inen hattaki Şam ordusu saldırısını durdurmak için saldırı başlattı.

        HTŞ’NİN OYUNU

        İran milislerinin de bulunduğu bu hatta kayda değer bir diğer gelişme ise ABD’nin Irak’ta öldürdüğü Kasım Süleymani’ye ait Kudüs Güçleri’nin de harekete geçmesi.

        Bu yetmezmiş gibi Tahran’ın Ankara ve Şam arasında arabuluculuğa soyunması…

        Dolayısıyla sahada bulunan her grup kendi oyununu oynuyor.

        En dikkat çeken de El Kaide odaklı Hayat Tahrir eş-Şam güçlerinin oldukça tehlikeli şekilde çatışmaları İdlib kent merkezine taşıma hedefiyle güçlerini şehir içine çekmeleri.

        Bu da daha büyük bir sorunun yine HTŞ eliyle de hayata geçirilmesi demek…

        Çünkü İdlib kent merkezi ve çevresinde 3 milyona yakın insan yaşıyor.

        Çatışmaların kent merkezinde yoğunlaşması Türkiye’ye doğru yeni bir toplu göç hareketini tetiklediği gibi Afrin sahasının da sıkıntıya girme potansiyelini taşıyor.

        ABD-RUSYA BİLEK GÜREŞİ

        Ankara da bu gelişmeye sessiz kalmadığı gibi BM Güvenlik Konseyi dahil, uluslararası camiayı gelişmeye sessiz kalmaması için yoğun diplomasi yürütüyor.

        Görünen o ki ABD İdlib sahasındaki gelişmelerde Türkiye’nin söylem ve diplomatik destekle yanında duruyor, bunun ötesinde adım atmıyor.

        BM Güvenlik Konseyi’nin iki gün önceki toplantısındaki sözlerine de yansıdığı gibi ABD temsilcileri sorunun Astana benzeri bir yöntemle çözülemeyeceğine vurgu yapıyor.

        “Ateşkesi sonlandıran Rus savaş uçakları. Suriyeli hastaneleri bombalayan, Suriyeli çocukları evlerinden eden Rus bombaları; o nedenle ne Rusya ne İran ne de Esad, ateşkes sunmak için güvenilir…” yaklaşımı sergiliyor.

        Buna karşın Rusya’nın tavrı da çok daha sert.

        Rusya da ateşkesin ABD’nin “başkalarına zarar vermeyen silahlı vatan savunucuları” gibi ılımlı bir yaklaşım göstermeye başladığı HTŞ tarafından bozulduğunu belirterek şu görüşü tekrarlıyor:

        “İdlib bir ülke değil, Suriye’nin vilayeti. Suriye’nin İdlib vilayetinde İdlibli yok, bölgeyi yöneten teröristlere teslim Suriyeli vatandaşlar var. BM kararları teröristlerle savaşmanın gerekliliğini doğrudan veriyor; HTŞ BM Güvenlik Konseyi kararı gereği savaşılması gerekten terörist örgüttür…”

        İKİ FORMÜL

        Ancak Moskova da Ankara’dan kopma niyetinde değil; çatışmayı önleme (deconfliction) ve gerginliği azaltma için Türkiye ile hareket etmekten başka yol olmadığının altını sürekli çiziyor.

        Bu durumda ne olur?

        Ankara’da üzerinde durulan iki formül var…

        Öncelikle Soçi benzeri yeni bir gerilimi azaltma mutabakatına ihtiyaç olduğu kayda geçiriliyor.

        Yeniden düzenlenecek mutabakat ile ara çözüm üretilmesi, bu kapsamda M-4 ve M-5 otobanları Ankara ve Moskova’nın birlikte kontrolünde kalmak kaydıyla bir tampon bölge oluşturması üzerinde duruluyor.

        Bunun gerçekleşmesi için de heyetlerden daha çok liderlerin irade koyması gerekiyor.

        HALEP’TEN KÖTÜ OLUR

        Beklenen Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Putin’in bir araya gelip, yeni bir mutabakat metnine imza koymaları ve büyük göçü durdurmaları.

        Çünkü çatışmaların İdlib kent merkezine yayılmasının Doğu Guta veya Hums, Hama, Halep’ten çok daha ağır sonuç vereceğini herkes görüyor…

        HEDEF SERAKİB

        Ancak öncesinde Şam güçlerinin eski sınırlarına geri çekilmesi konusunda kararlı.

        Öğleden sonraki saldırıda 5 şehit verilmesi de bu kararlılığı artırdı.

        Ankara'nın ilk hedefi de daha önce 8 şehidin verildiği, bütün yolların birleşme noktası Serakib...

        Bu ilçeden Şam güçlerini çıkarma konusunda oldukça kararlı.

        Ne gerekiyorsa yapılması için de gereken her türlü emir verilmiş.

        Ne zaman olur derseniz "eli kulağında diyebilecek kadar yakın" yanıtını verebilirim...

        Diğer Yazılar