Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Ankara’da kiminle konuşsam yeni kurulan partilerin oy oranlarının ne olacağına ilişkin tahminle başlıyordu.

        Bunu da Davutoğlu’nun Gelecek Partisi ile Babacan’ın bugün resmen kamuoyu ile paylaşacağı Demokrasi ve Atılım (Deva) Partisi’nin kurucular kurulu listesi üzerinden yapıyordu.

        Konuşmalarda dikkati çeken ise, bir zamanlar eski siyasilerden yakınanların, şimdi neden tecrübeli siyasilere yer vermediklerini sorgulamalarıydı.

        Bu paradoksu bir yana bırakarak şunu belirtmeliyim ki Ankara’da siyasi partilerin istisnasız hepsinin radarında yeni partilerdeki hareket var.

        Tabanda kimin, kimi, hangi araçla, ne derecede etkileyeceğinin hesapları yapılıyor.

        Bir yandan bu kadro ile bir yere gidilemeyeceğini söylüyor, ancak ardından kimden ne kadar koparabileceğini konuşuyor.

        CHP’DEKİ RAHATLIK

        Dikkat ettim, her iki partinin kuruluşu sonrası en rahat gözüken de CHP’li yöneticiler.

        Rahatlıklarının gerekçesi de iki partinin kurucu kadrolarında sol tandanslı bildik ismin yer almamış olması…

        Bunun ne denli geçerli olacağını zaman gösterecek.

        Çünkü yeni sistemde partiler kadar ittifakların yapıları da seçmen üzerinde ciddi etki yaratıyor; bugünden kimin kiminle birlikte olacağı veya nasıl bir sistemle yol alacağını kestirmek o denli kolay değil.

        Ancak şurası kesin ki yeni kurulan partiler açısından en büyük zorluk hakim bir parti içinden ikiz olarak çıkmış olmaları…

        Bu çıktıkları ana partiden gelecek taban kadar, öfkelendiğinde kardeş partiye kaçışı da kolaylaştırır.

        Beklediği ikbali göremeyen, anında diğer partiye zıplar, politik gelgitler yaratır.

        Bu durumun bugüne kadar hakim parti pozisyonunu koruyan AK Parti’yi etkilemesi kaçınılmaz.

        Çünkü her iki partinin ağırlıklı kadrosu AK Parti’de geçmişte görev almış kişilerden oluşuyor.

        Her ne kadar AK Parti’de “Onlar zaten bizden kopmuştu ve oy da vermiyorlardı” yönünde yaklaşım sergilense de sonuçta çevre etkilerinin olması da kaçınılmazdır.

        Ayrıca unutulmamalı ki %50+1’in geçerli olduğu başkanlık sisteminde yarım puanın dahi önemi var…

        KADRO SÖYLEMİ…

        Gelelim yeni kurulanların durumuna…

        Birçok yeni partide karşılaşıldığı gibi kadroların farklı ideolojilere sahip isimlerden oluşması çoğu zaman ciddi sorunların ortaya çıkmasına da yetiyor.

        Bu kapsamda belki Davutoğlu’nun Gelecek Partisi’nin kurucu kadrosu açısından çok sorun olmayabilir, ancak Babacan açısından risk oluşturduğu aşikar...

        Örnek mi, Kürt sorununun çözümü konusunda iki farklı uçtan bakan isimler var; bunların yapacağı farklı açıklamaların seçmen üzerinde ciddi etki yaratacağı açık.

        Hele ki ittifakların oluşumunda söylem birliğinin önem arz ettiği bir süreç yaşanırken…

        Yani, kaç olay veya konuda öteki partiyle aynı söylem birliğine ulaştığı, olaylara bakışında aynı tınıyı verebilmesi seçmende etki bırakıyor.

        Türkiye’nin önündeki konularda çözüm noktasında aynı söylemde buluşabiliyorsa seçmen üzerinde etki yaratabiliyor.

        MİLLET İTTİFAKI'NIN EFEKTİ

        Nitekim, CHP lideri Kılıçdaroğlu ile İYİ Parti lideri Akşener’in geçen iki seçimdeki başarısı da ortak paydada buluştukları konularda söylem birliğini öne çıkarmalarında yatıyor.

        Özellikle İstanbul yerel seçiminde yarattıkları ortak efekti bozmamaları, kadrolarını da aynı siyasal söylem tınısında buluşturmaları kazanmalarındaki faktörlerden biri oldu...

        En azından çatışmadıklarını sergiledi…

        Sadece İstanbul değil, Ankara, Antalya, Adana, Mersin’de aynı etkiyi gösterdi, Aydın’da iki partinin milletvekilleri arasındaki söylem birliği de İYİ Parti’ye Nazilli’yi getirdi…

        O nedenle iki partinin tekil etkisinden çok, söylem ve tanı birliğinde hem kendi kadrolarını hem de ittifakta bulunacakları partilerle ne oranda buluşacaklarına bakmak gerekiyor.

        KONGRELER DÖNEMİ

        Belki tam da seçimin olmadığı bir süreçte kurulmuş olmaları bir avantaj…

        Çünkü yeni partilere kadrolarının uyumunu görmeleri için fırsat yaratıyor.

        Bunun devamında her iki partinin, seçime girmek için kuruluşunu tamamlaması, dolayısıyla da kongrelerini yapması gerektiğinden yeni yönetim kadrolarını oluşturma imkanı veriyor.

        Bu sadece iki parti için değil; HDP'nin geçen ay yaptığı kongreden sonra CHP’nin bu ay sonunda, İYİ Parti’nin de bu yıl içinde yapacağı kongrelerinde yeni yönetimlerini belirleyecek olmaları da müstakbel ittifak ortakları açısından fırsat yaratıyor.

        ALTI PARTİ TEK CEPHEDE

        Cumhur İttifakı'nın bileşenleri AK Parti ve MHP dışında kalan diğer bütün partilerin ortak bir diğer özelliği iyileştirilmiş parlamenter sisteme dönmek istemeleri.

        Bu da 6 partiyi tek cephede buluşturuyor.

        Parlamenter sistem birliği karşıdakine yönelik renkli bir çoğunluk ve olarak görülebilir.

        YENİ İKİ ORTAK GELDİ

        Ancak unutulmamalı ki daha önce 4 parti tarafından paylaşılan muhalif seçmen potasına yeni iki ortakçı da geldi.

        Onların dışardan bu potaya getirdiği seçmen ile mevcuttan aldıkları miktar aslında diğer ortakların durumunu da belirleyecek.

        Yani dışardan getirdiğinden daha fazlasını içerdeki partilerden alması eski ortak 4 parti açısından zarar anlamına gelir.

        Örneğin bir ekmeği 4 kişi çeyrek olarak paylaşırken, iki yeni ortağın birer dilimle bu paylaşıma katılması, diğerlerinin çeyrek payından almalarına yol açar.

        Dolayısıyla bir cepheyi zenginleştirecek gibi bakılırken, tam tersi bir sonuç da yaratabilir.

        O nedenle bugünden sandık öngörüsünde bulunanların yarın yanılma payları yüksek olabilir.

        Diğer Yazılar