Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Erken seçim tartışması aslında koronavirüs salgını öncesi geldi...

        İYİ Parti Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan, twitter hesabından, milletvekillerinin seçilmelerinin ikinci yılının dolup, özlük haklarını elde ettikleri tarihe atıf yapıp şu mesajı paylaştı:

        “28 Haziran Pazar seçim için nasıl bir tarih…”

        Türkkan, o günlerde sonbahar aylarında bir erken genel seçim olacağı beklentisini de dile getirdi.

        Salgının artıp, siyasetin de eve kapanmasıyla tartışma kesilmişti.

        Koronavirüs salgınında gevşetme sürecinin başlamasıyla birlikte kaldığı yerden tekrar yükselişe geçti.

        CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın muhalefete yönelik iki haftadır devam eden eleştirilerini baz alıp, bunun erken genel seçim için zemin hazırlığı olduğunu ileri sürdü.

        CHP’nin diğer Grup Başkanvekili Engin Altay da dünkü sohbetimizde uzun süredir dile getirdiği erken genel seçim beklentisini dün bir daha yineledi; Özel’e destek verdi.

        Erdoğan’ın hedefinde erken genel seçim olduğu iddiasını da şu gerekçeye dayandırdı:

        “Koronavirüsün yaygın salgını biter, Türkiye hızla erken genel seçime gider. Beklentim, bu yıl değil, gelecek yılın şubat veya mart aylarına yönelik. Koronavirüs olayında Türkiye kötü sınav vermedi, bunu Bilim Kurulu’nun sayesinde yaptı ve iyi örnek oldu. Ama ekonomide durum böyle değil. Ekonomi için bir iki iyileştirme yapıp, devamında seçime gitmesinden başka çıkar yolu yok. Erdoğan da bu kararını kimseyle paylaşmaz, süresi bitmeden anında seçime gider…”

        REKLAM

        İTTİFAKTA FARKLI BAKIŞ

        Şunu hemen belirteyim ki, CHP’deki bu bakış ittifak ortağı İYİ Parti’de yok.

        İYİ Parti genel başkan yardımcıları Cihan Paçacı ve Aytun Çıray erken genel seçim beklentisi olmadığını belirtti.

        Paçacı, “Erken seçimi görmüyorum. Koronavirüs süreci sağlık açısından iyi yönetildi, onun kazanımını sandıkta toplama çabası deniliyor ama ekonomi buna izin vermez” tespitinde bulundu.

        Aytun Çıray da “Erdoğan süresini hep sonuna kadar kullandı, bundan sonra da kullanacaktır. Ekonominin böyle bir döneminde zaten imkan yok” dedi.

        Hemen belirteyim, muhalefetin yeni sahneye giren kesiminde de HDP’de de erken seçime yönelik bir beklenti yok…

        “TOPLUMUN SOSYAL PSİKOLOJİSİ DE İYİ…”

        AK Parti ve MHP cenahına gelince…

        AK Parti Genel Başkan Vekili Numan Kurtulmuş, konuyla ilgili dünkü sohbetimize bir noktanın altını çizerek başladı:

        “Erken seçimin bir kere rasyonel şartı yok. Muhalefet ister ama Türkiye’nin böyle bir gündemi yok. Daha önce gündeme gelince tartışılırdı, tüpten bir çıktı mı geri içine sokulması zor olurdu. Ama bu kez öyle bir etkisi de yok.”

        Türkiye’nin koronavirüs ile mücadelesinde önemli bir başarı sergilediğinin de altını çizdi, “Dünyada örnek gösterilen ülke haline geldi” dedi.

        Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin hızlı karar alma süreci sayesinde bunların yapılabildiğine de vurgu yapıp ekledi:

        “Demokratik seçilmiş bir hükümet var. Bu süreçte toplumun sosyal psikolojisini de çok iyi idare etti. Ekonomiye bu sürecin faturası olacak ama biz oraya odaklandığımızda bu da çözülemez gibi değil. Erken seçim de bizim hiçbir zaman yöntemimiz olmadı.”

        REKLAM

        AK Parti grup başkanvekilleri Bülent Turan, “Tartışması dahi gereksiz” derken, Mehmet Muş’un yaklaşımı da farklı olmadı:

        “Bizim gündemimizde de gelecek hedefimizde de zerre kadar yeri yok, başka işlerle meşgulüz, tartışmak dahi istemiyoruz…”

        “LAF KITLIĞINDA ASMA BUDUYOR…”

        MHP lideri Bahçeli zaten iki gün önce erken genel seçim beklentisi taşımadıklarını, seçimin zamanında olacağını belirtmişti.

        MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay da memleketi Manisa’dan telefon sohbetimiz sırasında Bahçeli’nin sözünü anımsattı.

        Erken seçim konusunda kendileri dışındaki muhalefete yöresel bir deyimle karşılık verdi:

        “Laf kıtlığında asma buduyorlar…”

        SEÇİMİN ZEMİNİ

        Erken seçimin olmayacağını söyleyenler haksız değil.

        Çünkü daha önce de belirttim, seçimin şartı şu aşamada görünmüyor.

        Muhalefet ağırlıklı olarak ekonomiye işaret ediyor ama ekonomi de seçime götürecek kadar kötü değil.

        Ya da muhalefete seçim olanağı verecek ölçüde sıkıntılı değil.

        Ayrıca unutulmamalı ki seçimin olma kararı da iki kişiye ait; Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan ve MHP lideri Bahçeli…

        Birinin diğerinin kararını beklemeden seçim için adım atması söz konusu dahi olamaz.

        MHP lideri Bahçeli koalisyon hükümeti döneminde “Kocayayla”da yaptığı gibi erken seçim kararı alıp TBMM’de Erdoğan ile ittifakını bozma yönüne gitmez.

        İttifak için başka bir parti ile ittifak zeminini yakalayamaz.

        Erdoğan böyle bir adım atarsa, TBMM’de seçime gidene kadar sayısal çoğunluğunu kaybedeceği için sıkıntı yaşar.

        Daha da önemlisi, bu yıl 6 partinin kongresi vardı, koronavirüs nedeniyle hepsi sonbahara, hatta gelecek yıla öteleme planında.

        Hem kongre yapıp hem de seçime gitmek öyle kolay bir iş değil; hele ki muhalefette iseniz…

        Erken seçim bugün için yakın ufukta görünmüyor…

        Açıklama gevşemesi...

        Koronavirüs tedbirlerindeki gevşeme sürecine ilişkin takvim dün Bakanlar Kurulu sonrası Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklandı.

        Büyük beklenti içinde olan 65 yaş üstü ve 20 yaş altından, AVM'lere, küçük dükkanlardan, berberlere kadar gevşeme takvimi sıralandı.

        Bakanlar Kurulu'nun kararlarını dün akşamdan beri haberturk.com'da okuyorsunuz.

        Ben konunun başka bir yanında, gevşeme sürecine ilişkin bilim insanları tarafından yapılan birbiriyle çelişki dolu açıklamalarındayım.

        Dikkat ediyor musunuz, ilk aşamada alınan tedbirler ve yasaklar konusunda aynı görüşte buluşan tıp bilim insanları, gevşeme süreci takviminde birbiriyle çelişkili açıklama içindeler.

        TARİH KARMAŞASI

        Özellikle de Bilim Kurulu üyeleri…

        Biri bayram sonrası normal hayatın başlayabileceğini söyledi, diğeri bunları söylemek için erken olduğunu belirtip, bayram sonrasının görülmesi gerektiğini belirtti.

        Biri salgının zirve sürecini tamamladığını ve aşağı inmeye başladığını bildirdi, diğeri henüz zirveye yeni ulaşıldığını, dolayısıyla 2-3 hafta daha beklenmesi gerektiğine vurgu yaptı.

        Bütün bu açıklamalar da ister istemez toplumsal vicdan kabulü gören Bilim Kurulu’nun kurumsal kimliğini, inanırlık eşiğini aşağı çekiyor.

        Yasak koymak kolay olduğu için üzerinde rahat uzlaşı sağlanabiliyordu.

        REKLAM

        Ancak gevşeme süreci öyle değil, çünkü birini gevşetmeniz halinde diğerinin nasıl tepki vereceğini bilmiyorsunuz.

        Yanlış gevşeme kararının da Japonya’da olduğu gibi ikinci salgın dalgasına neden olma ihtimali de deneyimle sabit…

        SÖZCÜLÜK SİSTEMİ GELMELİ

        MHP lideri Devlet Bahçeli de tavsiye etti, öncesinde buradan da aynı görüşü dile getirdim.

        Bilim Kurulu 'sözcü' sistemine bir an önce geçilmesi gerekiyor.

        Çünkü buradan yapılan açıklama ciddi beklentiye yol açıyor…

        Olmadığı takdirde de psikolojik kırılma yaratıyor.

        Bunu da herkesten önce tıp bilim insanlarının görmesi gerekiyor.

        Diğer Yazılar