Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu bir süredir Cumhurbaşkanlığı adaylığı ve seçime yönelik önemli mesajlar verdi.

        Bunların bazılarının ucu açık kaldı; yakın gelecekte bir seçim bekliyor algısına yol açtı.

        TBMM Başkanlık seçimi öncesi Meclis’teki makamında sohbet etme olanağı bulduk; Abdülkadir Selvi ile sorular yönelttik.

        Her zamanki açık yürekli, samimi tavrı içinde yanıtladı.

        Öncelikle seçim beklentisi yok; Cumhurbaşkanı adaylığına yönelik de kararı yok; Cumhurbaşkanlığı adaylığı üzerindeki tartışmaları da yapay buluyor.

        Ancak prensiplerin bugünden belirlenmesi gerektiği görüşünü de koruyor.

        CHP’nin 25-26 Temmuz’da gerçekleşmesi planlanan Büyük Kurultay, açık havada yapılacağı için salgın dolayısıyla önünde engel görmüyor.

        Kurultay’da seçilecek CHP’nin en üst organı Parti Meclisi için bir anahtar liste çıkarıp çıkarmama konusunda da karar vermemiş.

        “İktidar Kurultayı” adını verdiği Büyük Kurultay’da seçimi kazanmaları halinde neleri yapacaklarını açıklayacağını bildirdi.

        Kılıçdaroğlu’na sorularımız ve yanıtları şöyle oldu:

        İKTİDAR KURULTAYI

        Soru: Kurultayın ertelenmesi söz konusu mu?

        Kılıçdaroğlu: Hayır söz konusu değil. Sağlık Bakanlığı ile görüştük. Kapalı bir mekanda, aslında Arena Spor Salonu’nda yapacaktık. Oraya Sağlık Bakanlığı ‘Uygun olmaz’ dedi. Ama (Bilkent) Odeon’a, ‘Herhangi bir sorun yok’ dedi. Odeon’da yapacağız; erteleme yok yani.

        REKLAM

        - Bu kurultaya bir isim vermek gerekirse, ne derseniz?

        - İktidar kurultayı

        İKTİDARA GELİNCE YAPACAKLARIMIZ…

        - Peki iktidar kurultayından çıkacak kadro yapılanması da iktidara uygun bir yapı mı olacak? Nasıl bir kadro yapılanması hedefliyorsunuz?

        - Evet… Şimdi bu Kurultay’da önce iktidar olduğumuzda neyi hedefliyoruz; bunu gündeme getireceğiz. Bunu paylaşacağız kamuoyuyla; iktidar olduğumuzda neleri yapacağız diye. Asıl üzerinde durduğumuz temel konu bu. Onun dışında Parti Meclisi’nin (PM) seçilmesi delegelerin tercihinde; onlar tercih edecekler.

        KİŞİ TARTIŞMAK YANLIŞ OLUR

        - Kadronun iktidar yapılanması nasıl olacak? Siz geçen dönem bir aday çıkarttınız. Ama ortak bir aday üzerinde uzlaşı için de epey uğraş verdiniz. Partiniz dışındaki biri üzerinde uzlaşırsanız, o zaman iktidar paylaşımını nasıl yapacaksınız?

        - Bunları tartışmak bugün için çok erken. Önce güçlendirilmiş demokratik parlamenter rejim, yargı bağımsızlığı, medya özgürlüğü gibi temel konular var. Güçler ayrılığı ilkesinin sağlanması, parlamentonun kirden arınması; önce bu ilkelerle yola çıkacağız. Yani kendimizi ilkelerden soyutlayıp, kişiye endekslersek yanlış olur. Çünkü şu veya bu şekilde bir kişi çıkacak beş kişi çıkacaktır ama önemli olan ilkeler üzerinde anlaşmaktır.

        İLKESEL YAPILANMA

        -Cumhuriyet Halk Partisi’nin Cumhurbaşkanı adayı kim olacak diye tartışılıyor. Sizin aklınızda bir isim var mı?

        -Hayır, hayır… Çok erken bu tür tartışmalar için; ne ortam ne zemin hiçbir şey yok. Yani tamamen yapay bir tartışma…

        - Kurultaya dönersek; yeni, iktidara yönelik bir Parti Meclisi oluşturacaksınız, bunun için de adına İktidar Kurultayı dediniz. Yani ittifakın diğer kesimiyle çok sağlam anlaşabilecek bir yapıya mı yöneliyorsunuz? Millet İttifakı'nın diğer ortaklarıyla uygun bir yapılanma mı olacak?

        REKLAM

        - Yapılanma şöyle; ilkesel yapılanma… Kişi endeksli değil yani; ilkesel yapılanma. Elbette ki ittifakın, ya da ittifak üyelerinin bir şekliyle biz de bunlara uygun görüyoruz. Bu ilkeler bizim de kabul ettiğimiz ilkeler. Onlar yeni ilkeler de koyabilirler tabii. Her partinin kendi düşüncesi vardır CHP’den bağımsız olarak. Ama bir temel ilkeler oluşturacağız yani…

        İLLA ŞU OLSUN DEMEM

        -Parti Meclisi açısından diyorsunuz bunu değil mi?

        - Yo hayır… Ben hep ilkelerden söz ediyorum. Parti Meclisi zaten seçilir, partinin üyeleri onlar. Parti Meclisi üyeliğinde illa şu olsun, ya da bu olsun diye şey yapmıyorum. Yani, sonuçta bizim partililer gelecekler, 60 kişiyi seçecekler. Bunun %20’si gençlik kotası, %33’ü cinsiyet kotası, Bilim Yönetim Kültür Platformu 12’nin 8’i. Diğerleri de diğer adaylar. Dolayısıyla bu çerçevede bir Parti Meclisi oluşacak; o da içinden Merkez Yönetim Kurulu’nu çıkaracak.

        - Geçen Kurultay’da iki katı kadar 104 aday göstermiştiniz? Sonradan da 52’lik bir anahtar liste yayınlamıştınız. Bu kez de yine aynı yöne gider misiniz?

        - Daha hiç onları düşünmedim. Yani şöyle; Türkiye’nin gündemi çok yoğun. Çok değişik çevrelerle günde 2-3 kez bu Zoom’un bize sağladığı imkanla görüşüyoruz. Ben onlar yani 52 kişilik liste mi olur, 104 kişilik liste mi olur yani. Onları belki çok sonra, arkadaşlarla bir araya geldiğimizde karar veririz.

        - Yeni isimlerle karşılaşacak mıyız?

        - Hiç düşünmedim. Bütün samimiyetimle söylüyorum; hayır, hiçbir şeyi düşünmedim…

        NASIL ÇÖZÜLECEK DİYE BULUŞABİLİRİZ

        - Millet İttifakı konusunda İYİ Parti, ‘Seçim odaklı idi, seçimle birlikte noktaladık’ dedi. Oysa ki son dönemde hem İYİ Parti lideri Meral Akşener’in hem sizin hem de son dönemde Abdullah Gül’ün açıklamasında söylem ittifakı görüyoruz. Bu aranızdaki temasın devam ettiği anlamına mı geliyor?

        -Hayır, Türkiye’nin içinde bulunduğu koşullar ortak bir söylemi zorunlu kılıyor. İşin gerçeği bu. Eğer ülkede demokrasi yoksa, insan hakkı ihlalleri varsa, medya özgürlüğü ayaklar altındaysa, bu ülkenin hapishanelerinde gazeteciler varsa, insanlar düşüncelerini söyledi diye hapislere atılıyorsa, buna karşı çıkanların ortak söylemi, doğal kendiliğinden çıkıyor zaten. Dikkat edersen hiç bir araya gelip ya şunu söyleyelim demedik. Ama bir bakıyorsunuz bu şikayetler hepimizin ortak şikayetleri. Bunları hepimiz de çözmek istiyoruz. O zaman belki ilerde nasıl çözülecek bunlar diye bir araya gelebiliriz. İlerde ama. O dediğim gibi seçimler olur, yeni ittifaklar oluşur, o çerçevede bir araya gelinir. Ama bugün söylem birliğini sağlayan kişi Saray’da oturan kişidir. Saray’da oturan kişi muhalefete söylem birliği sağlatıyor.

        REKLAM

        DAVUTOĞLU’NUN VİŞNE ŞERBETİ

        - Davutoğlu ve Babacan’ı da Millet İttifakı'nın bir üyesi olarak mı görüyorsunuz?

        - Hayır hiç görüşmedim; ne de ittifakı görüştük. Sadece bayramda malum, bayramlaşma vesaire oldu. Onun dışında bir özel görüşme, bir yan yana gelme olmadı. Ama bu demek değil ki hiç gelmeyeceğiz. Sonuçta olabilir, yan yana gelebilir konuşabiliriz. Mesela bir uçak yolculuğunda Davutoğlu ile beraberdim. Bir saat beraber olduk, o Konya’yı anlattı, ben Tunceli’yi anlattım. Ailelerimiz anlattık, yetişmemizi anlattık. Yani keyifliydi.

        - Ailelerin uzaktan bir tanışıklığı da var!...

        - Evet var. Evet, Sara Hanım sağ olsun onun bahçesindeki vişneden oluşturduğu evde yaptığı şurupları vardı; onu içerdik. Sağ olsun Davutoğlu ikram ederdi.

        SEÇİM İSTEMEMİN ANLAMI YOK…

        - Kılıçdaroğlu erken seçim istiyor şeklinde yorumlar yapılıyor; siz ne dersiniz? İstiyor musunuz? Türkiye’de bir erken seçim ihtimali var mı?

        - Kimsenin erken seçim istediği yok. Kaldı ki, benim veya bir başkasının erken seçim istemesinin bir anlamı da yok. Erken seçimi hayata geçirecek olan Erdoğan. Yani Türkiye’de bir kişi parlamentoya hakim. Türkiye Cumhuriyeti devleti Erdoğan’ın vesayeti altında; o isterse erken seçim olur, istemezse olmaz. Onu erken seçime zorunlu kılacak olan ikinci kişinin adı da (Devlet) Bahçeli. Yani Bahçeli, ‘Kusura bakma sen memleketi felakete sürükledin, ben destek vermekten vazgeçiyorum’ derse, zorunlu olarak erken seçime gidilir.

        Onun dışında bir erken seçim yok yani…

        -Sayın Bahçeli’nin böyle bir tavrını görüyor musunuz?

        - Hayır yani geçmişte yaptı… Ecevit’e yaptı, diğer dönemlerde de yaptı. Yeri geldi, ‘Ben erken seçim istiyorum’ dedi. Erken seçim oldu.

        Diğer Yazılar