Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        ATANDIĞI ülke, aslında bölge olarak kendisine çok uzak bir yer değil.

        Somali'ye bugüne kadar hiç gitmemiş; ancak onun kadar sıkıntıda olan çevre ülkelerde bulunmuş.

        Hatta Somali'deki iç savaş ve yoksulluktan kaçıp en büyük kampın oluşturulduğu Kenya'da bulunmuş; bölge dilini az da olsa konuşmaya başlamış.

        Somali'ye Büyükelçi olarak atandığı kendisine tebliğ edildikten sonra Ankara'daki temasları arasında sohbet ettik...

        "10 yıl sonra tekrar dönüş" diye başladı söze Türkiye'nin Somali'ye atanan yeni Büyükelçisi Dr. Kani Torun...

        1959 Artvin Ardanuç doğumlu.

        Dışişleri Bakanı Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu ile tanışıklıkları ise gençlik yıllarına dayanıyor.

        1984'te Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'ni bitirdikten sonra Sağlık Bakanlığı, Çocuk Esirgeme Kurumu'nda çalışmış.

        Uzmanlık alanı ise Marmara Üniversitesi'ndeki doktora konusu Spor Psikolojisi...

        1996-97'de Karadeniz Üniversitesi'nde yardımcı doçentlik görevinde bulunduktan sonra İngiltere'ye gitmiş...

        Yeryüzü Doktorları ile tanışması da bu dönemde başlamış.

        SAHA ADAMI

        Tam anlamıyla saha adamı...

        Buna karşın sakin, bir o kadar da kararlı.

        Somali'de karşısına ilk aşamada çıkacak iki konunun farkında.

        "Mogadişu dışında yardımı ulaştırmak en büyük sorun" diye söze başladı.

        Yeryüzü doktoru olarak Demokratik Kongo, Kenya, Gana, Sierra Leone'deki deneyimlerini, Sudan ve Nijer çalışmalarından elde ettiği bilgilerini Somali'ye aktaracağını söyledi.

        Etiyopya'nın saldırısıyla bozulan 2006'daki iç barış sürecine dönülmesi için uğraş vereceğini vurguladı.

        20 YILLIK ÇÖKÜNTÜ

        Zor bir görev üstlendiğinin bilincinde.

        "Hem iç barış, hem de altyapı işleriyle uğraşacağım. 20 yıllık savaş, altyapıyı çökertmiş. Su, elektrik yok. Herkes kendi kampında yaşam mücadelesi veriyor."

        Yemek ve gıda dağıtımının birinci öncelikli işi olacağını söyledi, "Önemli olan gıda yardımını kalıcı hale getirebilmek" deyip ekledi:

        "Somali'nin yardım alan ülke statüsünden çıkması lazım. Bunun için de yardımların koordinasyonun ve dağıtımının iyi olması gerekiyor. Biz kendi lojistik merkezimizi kuracağız. Bu merkezleri kendimize ait korumaların denetiminde yerel güçlerle birlikte koruma altında tutacağız. Çünkü WFP'nin depolarından sürekli gıda çalınıyor. Biz buna izin vermeyeceğiz."

        1500 DOLARLIK ADAM

        Bu aşamada ilginç bir örnek de verdi:

        "Action Aid'in raporuna göre Batı'dan giden yardımların önemli bölümü oradaki görevlilere harcanıyor. Günlüğü 1500 dolara çalışanlar bulunuyor. Ayrıca doğrudan buradan gidince yerel ekonomi de çökertiliyor. Nihai kullanıcıya ise Batı yardımlarının ancak yüzde 20'si ulaşıyor."

        Bir kuyunun açılması için on binlerce dolar harcamayacaklarını, yerel ekonomiyi canlandırmak için uğraşacaklarını da söyledi.

        En önemli uğraşısını ise "Somalili korsanların elinde olan üç Türk'ü kurtarmak" diye açıkladı.

        Başta da belirttiğim gibi, Somali'ye işi bilen, zorlukları görüp aşmasını öğrenmiş tam bir saha adamı gidiyor.

        Dr. Kani Torun'un başarısız olma olasılığı görünmüyor.

        Diğer Yazılar