Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        "BÖYLE bir dönemde tek başına iktidar olmuş bir partide kaos ülkeye büyük zarar verir..."

        Devlet Bahçeli, geleneksel hale gelen bu yılki basın toplantısında bu sözünün ardında durdu.

        Hatta sözlerinin ne anlama geldiğini sorduğumuzda, Türkiye'nin bölgesinde ve içinde yaşanan sıkıntılı süreçlere dikkat çekti.

        Böyle bir dönemde iktidar partisi içinde yaşanabilecek kaosun sıkıntı yaratacağını vurgulayıp ekledi:

        "Türkiye'nin istikrar içinde olması lazım..."

        Basın toplantısı bitip salonun önüne çıktığımda cep telefonumdan arayan MHP'nin etkin isimlerinden biriydi.

        Televizyonda izlediği liderinin sözlerini sorguluyordu:

        "Bizimkinin sözü, 'AKP iktidardan düşerse Türkiye istikrarsızlığa sürüklenir' anlamına gelmiyor mu? Bunu AKP'li bakan söylese anlarım da bize ne oluyor?.."

        Aslında Bahçeli'nin basın toplantısındaki sözleri, arayan MHP'linin anladığından farklı değildi.

        Hatta sözlerinin arkasında dururken, 9 yıl önce iktidarda bulunan DSP'den bazı milletvekilleri ayrılmaya kalktığında da "Partinizi tek etmeyin" dediğini anımsattı.

        Malatya Hekimhan'daki konuşmasına atıf yapıp istikrarlı duruşunu sergilediğini gösterdi.

        SEÇİM SÜRECİ

        Bahçeli'nin konuşması "kaos ve istikrar" sözleriyle tek başına ele alındığında parti içinden yükselen yakınmalara hak verilebilir.

        Ancak ardından gelen Cumhurbaşkanlığı seçim süreci, dış politikaya bakışı, Adalet Bakanı'na yönelik "Gün gelir devir değişir" sözleri buna eklendiğinde duruşunun farklı olduğu görülür.

        Bunu görmek için de içinde bulunduğu koalisyon hükümetini sonlandıran Kocayayla konuşmasından bugüne uzanan siyasi tavır seyrine bakmak yeterli olur.

        Çünkü Kocayayla'da iktidarını sonlandıran Bahçeli, 2007 yılında da 367 kilidini kaldırarak Gül'ün Çankaya yolunu kolaylaştırmıştı.

        Özellikle 367 konusunda sergilediği duruşuyla siyasi tarihin yönünü farklılaştırdı; övgü de kazandı.

        Şimdi yeni bir atakta bulundu.

        Geçmişte benzer söylemi olsa da Cumhurbaşkanı'nın görev süresinin 5 yıl olduğunu bu konjonktürde yineledi.

        Ayrıca, Gül'ün bir 5 yıl daha Çankaya'da bulunmak üzere seçime girebileceğini söylerken, tercihinin Cumhurbaşkanı'nın parlamentoda seçilmesi olduğunu da gizlemedi.

        "Siz aday olur musunuz?" sorusuna, "Ayaklarımızı yerden kesmeyin" dedi.

        "Cumhurbaşkanlığı seçimleri çok naziktir" diyerek uyarıda bulunmayı da ihmal etmedi.

        SAKİN GÜÇ

        Bütün bunlar bir araya toplandığında, MHP liderliğine geldiği günden bu yana eski siyasi anlayıştan farklı bir tavır sergileyen Bahçeli'nin hedefi anlaşılıyor.

        Klasik liderlerin yaptığı gibi kriz içinde yeni kriz yaratmadan hedefine ulaşmak istiyor.

        Bu duruşunu da yeni sergilemiyor.

        MHP gibi katı kuralları olan bir partinin otoritesi çok yüksek, karizmatik genel başkanı görüntüsü yerine, ekibiyle hareket eden, siyasi manevraları çok iyi hesap ederek hayata geçiren lider profilini tercih ediyor.

        5 Kasım 2000 kongresinde başlattığı yola kesintisiz devam ediyor.

        İdeoloji partisinden kitle partisine evrimini tamamladığı MHP'nin liderliğindeki farklı duruşu gösteriyor.

        Tabii, MHP tabanının buna ne kadar uyum sağlayacağını zaman gösterecek.

        Diğer Yazılar