Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        BAZILARI 1967'de Turhan Feyzioğlu'nun, "48'Ier Grubu" ile Güven Partisi'ni kurduğu döneme benzetiyor.

        Birileri de 1972'de Ecevit'in genel başkan seçilmesi sonrası, Kemal Satır'ın 58 arkadaşıyla Cumhuriyetçi Parti'yi kurduğu döneme daha çok benzediğine işaret ediyor.

        Özetle uzun yıllar sonra merkez solda tek temsilci kalmayı başarmış CHP'de, hafta sonu kurultaya gidilirken ayrılık rüzgârları esiyor.

        Bütün bunlara neden de biri genel merkezin, diğeri ise muhaliflerin istediği iki kurultayın gerçekleşecek olması.

        Her iki kurultay için bir diğeri, "katılmamak" veya "yasak savma babında kurultay yapmak" için çaba gösteriyor.

        Oysa her ikisi de, "daha demokratik bir tüzük" hedeflediği iddiasıyla yola çıktığını söylüyor.

        Ancak işin perde arkasında erek farklılaşıp yönetimi ele etme planlarının yattığını da herkes biliyor.

        MEDCEZİR

        Bu noktaya gelinmesinde de öncelikle genel merkezin süreci iyi yönetememesi, muhalefetin ise "Yok ediIiyoruz" kaygısıyla eski gücünü elinden kaybetmeme çabası yatıyor.

        Süreci özetlemek gerekirse...

        CHP yönetimi iki ay kadar önce "Tüzük kuruItayı topIansın" taleplerini duymazdan geldi.

        Konu parti meclisine de gelmesine karşın istek kabul görmedi, 6 ay sonrasına ötelendi.

        Hatta gelecek yılın sonbaharında yapılabileceği iddiaları yayıldı.

        Bunun üzerine eski Genel Sekreter Önder Sav önderliğindeki muhalif kanat, üçüncü yola başvurdu ve kurultayın toplanması için gerekli imzayı topladı.

        Genel merkez yönetimi ise bu süreçte tabanın nabzını ölçemedi, muhaliflerin imza toplayabileceğini öngöremedi.

        Kurultay başvurusu yapılana kadar da kararından bir adım geri atmadı.

        Ne zaman ki kurultay talebi iletildi, önceki kararından vazgeçip alternatif kurultay toplama yoluna gitti.

        Gerekçe olarak da "Zaten tüzük değiştirecektik, az sayıdaki maddesi yerine 87 maddesinde değişiklik yapmak için adım attık" denildi.

        'GİTMEYİN' ÇAĞRISI

        Sonuçta hafta sonu genel merkezin, pazartesi günü de muhaliflerin istediği kurultaylar gerçekleşecek.

        Eski Genel Sekreter Sav'ın da dünkü açıklamasında yer aldığı gibi muhalifler pazar günkü kurultaya katılımın düşük kalması için uğraşıyor.

        Böylece ilk kurultayı engelleyip ikincisine kendi damgalarını vurmak istiyor.

        Muhalif kesimde yer alan isimlerle dün yaptığım görüşmeden çıkardığım şu ki, işleri çok kolay değil.

        Çünkü 135 milletvekili, 140 kadar belediye başkanı, milletvekili olmayan 35 parti meclisi üyesi delege olarak salonda bulunacak.

        Dolayısıyla her biri yanına bir delege daha alıp gelse, salt çoğunluğu aşıyor.

        Genel merkezin her kurultayda var olan salon üstünlüğü de dikkate alındığında muhaliflerin bu girişimi dün itibarıyla çok da sonuç verecek gibi görünmüyordu.

        Ancak ne olursa olsun sonuçta CHP'de yeni bir kırılma süreci başlayacak.

        Ya genel merkez, "Buraya kadar" deyip muhalefeti itekleyecek.

        Ya da Sav'ın dünkü açıklamasında da yer bulduğu gibi, "Yen yırtıldı, kol kırıldı" deyip birileri veda edecek.

        Yapıyı bir arada tutabilmeyi beceren ise lider olacak...

        Diğer Yazılar