Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        UZUN süredir üzerinde tartıştığı dar bölge sistemini AK Parti gelecek hafta Meclis'e getirir mi?

        Veya getirmesi halinde yapılacak ilk seçimde karşısına nasıl bir tablo çıkar?

        Özellikle de Cumhurbaşkanlığı seçiminde kimin aday olacağı veya sonucu henüz kesin değilken, 2015 Haziran'ında ortaya çıkacak tabloyu bugünden öngörmek olası mı?

        Bu sorular AK Parti içinde dar bölge sistemine çok sıcak bakmayan isimler tarafından da sorgulanıyor.

        Hem de çok sayıda kişi tarafından.

        Tartışmanın odağında sistemin demokratik olmasının ötesinde başka kaygılar ve buna yol açan geçmiş deneyimler var.

        Özellikle 1991'de Başbakan Erdoğan'ın da girdiği seçimde kazanmış olmasına rağmen kaybettiren tercihli oy sisteminin olumsuzlukları hâlâ hafızalardayken...

        ATOMLAŞTIRIR...

        AK Parti nin etkin isimlerinden biriyle konu üzerinde sohbet ederken, "Dar bölgeyi biraz daha tartışmak için yasayı getirmeyi bir süre daha erteleyebiliriz" diye söze girdi.

        Erdoğan'ın çok istemesine karşın yapılan projeksiyonlarda sistemin getirisinin, yaratacağı olumsuzluktan çok daha az olabileceğine dönük kaygının gittikçe yer ettiğini anımsatıp ekledi:

        "Toplumun kendisinin kurgulaması ile sistem mühendisliğinin kurgulaması bazen örtüşmeyebilir. Çoğunluk sizin öngörmediğiniz şekilde diğer tarafa dönüş yaparsa o zaman ne diyeceksiniz?"

        Dar bölge sisteminde her bir bölgeden milletvekili çıkacağı için, seçilip gelen milletvekillerinin parti disiplini içinde hareket etmesinde zorluklarla karşılaşılabileceği kaygısını dile getirdi.

        1991 'de tercihli oyla seçilip gelmiş milletvekillerinden bazılarını örnek gösterip devam etti:

        "Dar bölge siyaseti atomlaştırır; her milletvekilini bir parti haline getirir. Siyasette yerelleşme her zaman iyidir, ama bu sistemle aşırı yerelleşmeyle karşılaşılır. Çünkü konsensüs, uzlaşı kültürünün tam yerleşmediği toplumlarda aşırı yerelleşme oluşur, tehlikesi büyüktür. Bazı yerlerde parası olan veya aşiret üyeleri seçilir. Bağımsız veya kendisini bağımsız gören milletvekili sayısını artırır."

        Lider sultasının ağır baskısı altında bunun yararlı olup olmayacağını sordum.

        "Bazen parti disiplini önemlidir; herkes istediği gibi davranırsa bu kez de yasama organında işler karışır" yanıtını verdi.

        TERCİHLİ DAR BÖLGE

        Aslında sözlerinde haklı...

        Çünkü her bölgeden bir milletvekili çıkacağı için o bölgede akrabalık, aşiret bağı veya ekonomik güç öne çıkacak.

        Ayrıca aday olmayı bekleyip gösterilmeyince, yerel seçimde de örneğine rastlandığı gibi bir başka partiden veya bağımsız seçime giren aynı tabana hitap edecek aday sayısı artacak. Veya "Tek kişi için niye çalışayım" algısıyla hareket eden taban kaytarmasıyla karşılaşılacak.

        Bunun önüne geçilmesi için önerilen ise 1991 deki tercihli oy ile dar bölgenin birleştirilmesi...

        Yani, bir bölgeden çıkacak tek milletvekili yerine, her bölge için üç aday gösterilip aralarından birinin tercih edilmesine dayanan sistem önerisi.

        Bunlar şu an üzerinde tartışılan dar bölge modelleri.

        Ancak görünen o ki AK Parti içinde tartışması tamamlanmamış.

        Karar vermesi için de fazla zamanı yok; son tarih mayıs sonu.

        Çünkü seçime bir yıldan az kala yapılan değişiklikler ancak bir sonraki seçimde uygulanır...

        Diğer Yazılar