Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        AHMET Davutoğlu, hükümet programını yarın TBMM’ye sunacak. Ayrıca yeni kurulan kabinede özellikle başbakan yardımcıları olmak üzere, bakanların ek görev alanlarını da belirleyecek. Her iki konu 10 ay sonra yapılacak genel seçime kadar Davutoğlu hükümetinin yönetim üslubunu ve politikasının ne yönde ilerleyeceğini de tayin edecek. Burada öne çıkan da “çözüm süreci” olacak. HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken’in de dün vurguladığı gibi, geçmişte sürecin işlemesinde Beşir Atalay’ın rolü etkin ve birçok tıkanmayı aşmakta solüsyon olmuştu. Atalay’ın kabineden ayrılması sonrasında bu görevi kimin üstleneceği yarın netleşecek. Ancak görev ağırlıklı olarak kabineye yeni giren Yalçın Akdoğan veya Numan Kurtulmuş’tan birine verilecek. Çözüm süreci koordinasyonunu Davutoğlu hangi yardımcısına verirse, AK Parti’nin seçime kadar izleyeceği politik duruşunu kestirmek kolay olacak.

        MİLLİYETÇİ OYLAR

        Yani sorunun çözümü konusunda bugüne kadar izlediği gibi liberal bir politikayla mı, yoksa daha milliyetçi söyleme yönelip MHP oylarını kapmaya dönük bir politikayla mı yol alacağı görülecek. Ağırlıklı beklenti, Atalay’dan boşalan çözüm süreci koordinatörlüğü görevinin Numan Kurtulmuş’a verilmesi yönünde. Ancak reel politika, görevin Yalçın Akdoğan’da olmasının iki açıdan daha gerçekçi olacağını gösteriyor. İlki, her ne kadar HDP kadrolarıyla çatışmacı bir politika izleyip gelmiş olsa da Akdoğan, Başbakan Danışmanlığı döneminde sorunla doğrudan ilgilendi. Bunun yanında bir de “Cumhurbaşkanlığı sistemi”nin Anayasal şarta bağlanması için 2015 Haziran seçiminde en az 330 milletvekiline ulaşma mecburiyeti var. AK Parti’nin Anayasa’yı referanduma götürecek 330 milletvekilinin üzerine çıkması da parlamentoya bugünkünden daha az sayıda partinin girmesiyle olası. En fazla oy alabileceği, kendisine dönük geçirgenliği en yüksek oylar ise MHP seçmeninde duruyor. Hem 30 Mart’ta ve iptal edilen yerler için yapılan 1 Haziran yerel seçimlerinde, hem de Cumhurbaşkanlığı seçiminde bu geçişken oylar net görüldü. Dolayısıyla daha milliyetçi söyleme yönelip MHP oylarına talip olurken, çözüm sürecinin yol haritası da belirlenmiş politikayla seçime girmesi daha gerçekçi duruyor.

        EKİME KALDI

        Peki, daha önce eylül ayı içinde açıklanacağı belirtilen yol haritası takvimi aynen işler mi? İdris Baluken dünkü sohbetimizde takvimin biraz aksayacağını, eylül sonu veya ekim başına kalabileceğini söyledi. İçişleri Bakanı Efkan Âlâ ile önceki gün yaptıkları görüşmede de birçok konuda beklentileri not ettiklerini, ancak sürecin yol haritası için de kesintisiz müzakere dönemini başlatmak zorunda olduklarını bildirdi. Başta da belirttiğim gibi, çözüm sürecinin bundan sonraki seyrinin nasıl işleyeceği, yeni kabinede hangi görevi kimin alacağıyla da orantılı olacak. Her ne kadar süreç kişilere dayalı olmasa da sonuçta müzakerelerin üslubundan yol alış biçimine kadar birçok kriter için kimin yürüttüğü önemli olacak. Yeni hükümetle birlikte çözüm süreci de bu açıdan yeni bir evreye girecek.

        Diğer Yazılar