Başbakan'ın golü
Muş Ovası’nın “yalancı maviliğinin” üstünde uçuyoruz.
Helikopterin penceresinden görünen Kurtik Dağı’nın doruklarındaki karın beyazlığı ile ovada boy atmış otların yeşilliği, tezattan çok uyumun adı...
Muş’tan Varto’ya gidiyoruz.
Biraz önce Muş Belediyesi’nin önündeki şehir meydanında Başbakan Davutoğlu, Alparslan’ın ordusuna asker yazılmış Kürtlerin torunlarına seslenmiş, bin sene önce bu topraklarda karılmış olan “kardeşlik harcının” hiç bozulmadığını, bundan sonra da bozulmayacağı güvencesini vermişti.
Konuşmasından sonra şehrin dağa doğru uzanan ana caddesinden ovaya doğru yürüyüşe geçmiş, önüne ilk çıkan kahvehanede oturup başlarına gelen her belayı bir “Ya sabır”la geçiştirmede mahir olan insanların “kaçak çayını” içmişti.
Davutoğlu işi biliyordu. “Kaçak çay” içecekse, o çayı Kurtik Dağı’nın eteklerinde yüzlerine düşen çizgiler kadar derin kahır çekmiş, acılı Kürt yurttaşlarıyla içerdi.
Böylece hem çayın tadına varır hem de o insanları gönlüne...
Ankara’da siyaset yaptığını zannedenlerse narına yansınlar!
Helikopter Xanupêrt Dağı’nı aşmak üzere.
Aşağıda Murat Suyu akıyor, üstünde inşaat halinde Alparslan Barajı.
Köylerin tümü bu coğrafyada gördüğümüz köylere pek benzemiyor.
Tarım yapıyorlar, her şeyleri para ediyor.
Halleri vakitleri yerinde...
Bir tek yerinde olmayan, şimdilik huzurları...
Birazdan helikopter bizi Varto’ya indirecek.
1965’te olmuş o büyük depremin mağdurları hâlâ var burada. Yaşlı bir amca onlardan biri, elinde kimliğiyle Başbakan’a ulaşmak istiyor.
Başbakan Davutoğlu, Varto İlçe Başkanı Figen Ergül’ün oğlunun düğününde nikâh şahidi...
Bir gün önce halka kepenk kapatma uyarısı yapmış çukur kazıcılar. Ama artık onları dinleyen yok.
Varto AK Parti ilçe binasının önünde birikmiş olanlara kısa bir konuşma yaptı Başbakan ve çarşıda şöyle bir tur atmak istedi.
HDP’lilerin kurduğu bir kültür merkezinin altında bir kırtasiye dükkânına girdik.
Kitap da satıyor kırtasiyeci. Tezgâhta Kürt romancı Mehmed Uzun’un kitapları...
Üstelik benim çevirilerim.
Davutoğlu her kitaptan bir tane satın alıyor; rahmetli Mehmed Uzun adına o kitapları ona ben imzalayacağım.
O kitaplarda bu acılı coğrafyanın başka türlü yazılmış gayri resmi bir tarihi var.
Türkler ile Kürtlerin kardeşliği, bu tarihin derinliklerinde gizli zaten.
Varto çıkışında İmam Hatip Lisesi’nin bahçesinde gençler top oynuyor.
Davutoğlu ceketini çıkarıp gençlerin arasına karışıyor.
Hemen iki takım oluyoruz.
Başbakan, Vartolu gençlerin takımında, biz heyetle gelenler bir takım...
Maç atılan tek golle bitiyor. Şaka ayağıma geliyor: “Vatandaş: 1-Devlet: 0.”
Vatandaşın golünü Başbakan atmıştı.
Karanlık çöktü Muş Ovası’na.
“Yalancı mavilik” alacakaranlığa büründü.
Uçağımız Ankara’ya doğru havalandı.
