Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Rio 2016, Brezilya’daki sayısız sıkıntı ve kaosla başladı. Ekonomik ve siyasi krizlerin etkisindeki ülkede halkın tepkisi sokaklara taşarken, politikacılara olan öfke açılışta bile kendisini gösterdi. Hakkında yürütülen yolsuzluk soruşturmaları nedeniyle görevden uzaklaştırılan Dilma Rousseff’in yerine geçici olarak devlet başkanlığı koltuğunda oturan Michel Temer, resmen oyunların açıldığını ilan ettiği konuşmasında yuhalandı. Organizasyon komitesi başkanı Carlos Nuzman da protestolardan nasibini aldı. Stada gelen insanların, olimpiyat konusunda en ılımlılar olduğu düşünülürse tepkinin boyutu daha iyi anlaşılabilir.

        Rio Karnavalı’nın canlandırdığı sambalı bölümler dışında sıradan geçen tören nasıl hatırlanacak? Sadece birkaç anı ile... Top model Gisele’in arz-ı endam ederek adeta bir podyuma dönüştürdüğü stadı boydan boya geçişi. Rio Karnavalı’nın canlandırıldığı bölüm. Ve küresel ısınmaya ilişkin farkındalık yaratacak mesajlar. Geçit töreninde stadı ayağa kaldıran dev Brezilya kafilesinden hemen önce giren Mülteciler Takımı’nın da tüyler ürperten bir destek ve alkışla karşılanması...

        Ve tabii ki meşale... Kendisi ve yakılışıyla o da bugün olduğu gibi gelecekte de konuşulacak. Zira olimpiyat meşalesini yakma onuru efsanevi futbolcu Pele’ye teklif edilmiş, ancak o sağlık sebepleriyle bunu kabul etmemişti. Sözcüsünün “Onu oturduğu koltuktan ancak vinçle kaldırabilirsiniz” dediği Pele, dün gece stada bile gelemedi. Ancak meşaleyi yakan sporcu belki Pele kadar ünlü değildi ama olimpiyat tarihinde önemli bir yeri vardı. Maratoncu Vanderlei de Lima, 2004 Atina’da altın madalyaya koşarken parkura giren bir İrlandalı rahibin saldırsına uğramış, buna rağmen toparlanıp bronz madalyayı boynuna takmıştı. Lima kaybettiği altının acısını, belki de ülkesindeki açılışta meşaleyi ateşleyerek unutulmaz bir anıya dönüştürdü. IOC de bir anlamda kendisinden af dilemiş oldu.

        Türkiye kafilesi stada girdiğinde ülkemizde saatler 04:30’u gösteriyordu ve TRT’deki canlı yayına rağmen halkımızın büyük bölümü geç saatlerdeki bu güzel manzarayı sanırım kaçırdı. 20 yıldır olimpiyat oyunlarını yerinde takip eden bir gazeteci olarak her seferinde bu anlarda tüylerim diken diken olur. Maracana’da 60 bin kişinin alkışları arasında Ay-Yıldız’ı görünce, ülkemizin henüz birkaç hafta önce yaşadığı zor günleri ve demokrasi şehitlerimizi hatırlayıp o duyguları daha da yoğun yaşadık. Bu kez spor teşkilatımızın aldığı çok doğru bir kararla, birçok ülkenin yaptığı gibi, kafilenin ön sıralarında idarecilerimizi değil sporcularımızı görmek beni çok mutlu etti. Umarım bundan sonra da böyle devam eder.

        Diğer Yazılar