Teklif almadı iseniz bir ay boyunca ne konuştunuz?
Haftalardır devam eden temaslar, görüşmeler, pazarlıklar, istikşafiler, vesaireler netice vermedi ve AK Parti ile CHP anlaşamadı!
Bunun böyle olacağı işin zaten tâââ başından beri belli idi...
Birbirleri için senelerden buyana söylemediklerini bırakmayan, birinin ak dediğine diğerinin kara dediği, görüşleri dış politikadan ekonomiye, güvenlik meselelerinden sosyal politikalara kadar hemen her konuda birbirinin zıddı olan AK Parti ile CHP’nin biraraya gelip hükümet kurması hiç öyle olacak iş değildi.
Kurmamaları, yahut kuramamaları aslında daha iyi oldu... Zira hükümetin daha ilk gününde görüş ayrılıkları çıkar, anlaşmazlıklar doları, borsayı, vesaireyi fırlatır yahut çakar, ekonomi berbad olur, terör de bu kararsızlıklar yüzünden azdıkça azardı...
Şimdi artık siyasî tarihimizin “mazideki hayaller” faslına geçmiş olan bu koalisyon hakkında günlerden buyana kanal kanal dolaşan, temaslar hakkında derin bilgiler veren, muhtemel hükümet programını anlatan ve hattâ bakanlıkların dağılımını bile yazan siyaset uzmanlarımızı ne yapacağız? Böyle bir hükümetin ihtimal dahilinde bulunmadığının son iki haftada daha da ortaya çıkmasına rağmen ekranlarda hemen her akşam “Kuruldu, kuruluyor, kurulacak, anlaştılar, tamamdır” diye yorum yapanları yahut upuzun cümlelerle dakikalarca konuşan ama incir çekirdeğini dolduracak tek bir söz bile sarfetmeyen uzman yorumculara bundan böyle de danışacak mıyız?
ANKETÇİ, YORUMCU HEP AYNI!
Her seçim öncesinde yaptıkları anketlerin sonuçlarının tamamen yanlış çıkmasına rağmen ortalıkta “En doğru tahmini biz yaptık” diye dolaşan birbirinden başarısız kamuoyu araştırma şirketlerinin kaliteleri ile AK Parti ve CHP’nin koalisyon kuracaklarına sonuna kadar iman etmiş siyaset yorumcularımızın ciddiyetleri arasında hiçbir fark yoktur!
AK Parti-CHP koalisyonunun kurulamayacağının dün belli olmasından sonra şimdi yeni bir hükümet için sadece on gün kaldı. Hükümet meselesi bu on gün içerisinde halledilemezse mecburen erken seçime gidilecek ama bir ihtimal çok az da olsa hâlâ mevcut: AK Parti’nin MHP ile ortaklık yapması...
MHP’nin üst düzey mensupları anlatıyorlar: “Devlet Bahçeli koalisyona kapıyı her ne kadar işin başında, tâââ seçim gecesi kapatmış olsa bile, teşkilât hükümette yeralmak istiyor. Zira, MHP 13 seneden buyana iktidardan uzak ve tabanın bu arzusu gayet normal. Devlet Bey’in son günlerde teşkilâtları dolaşmaya başlamasının sebebi de bu; yani teşkilâtı erken seçime hazırlamak değil, koalisyonu niçin istemediği konusunda tabanı ikna edebilmek!”.
BU AÇIKLAMAYA ‘BONJOUR’ DENİR!
İki parti arasında böyle bir ay boyunca devam etmiş bir koalisyon görüşmesinin siyasî tarihimizde başka örneği yoktur! 1970’lerin sosyal ve siyasî bakımlardan en sıkıntılı günlerinde bile pazarlıklar sadece birkaç gün sürer, hükümete ortak olacak küçük partilere, hattâ o günlerde pek bir moda olan mâlûm bağımsız milletvekillerine verilecekler verilir, bakanlıklar dağıtılır ve memleket hükümetsiz kalmazdı...
Ama, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu dün koalisyon görüşmelerinden sonuç alınamadığının duyurulmasından hemen sonra öyle bir açıklama yaptı ki, son bir ayın en fazla şaşırtan siyasî hadisesi bence bu, yani Kemal Bey’in “Bize şu ana kadar bir koalisyon önerisi gelmiş değildir. Bir seçim hükümeti önerisi gelmiştir” demesi idi...
Eğer hakikaten öyle ise, ciddî bir koalisyon teklifi almamış olan CHP “seçim hükümeti” önerisini daha en başta neden reddetmedi? CHP heyeti, AK Partililer ile bir ay boyunca ne konuştu ve neyin pazarlığını yaptı? Görüşmelerde sadece “seçim hükümeti” üzerinde duruldu da CHP bu bir ayı daha fazla birşeyler elde edebilmek için mi harcadı?
Ve en önemlisi: Kemal Bey kamuoyunu bu öneriden niçin işin başında haberdar etmedi de görüşmelerin çıkmaza girmesini bekledi?
Bu ve benzeri sorulara açık, net ve inandırıcı cevaplar vermek; Kemal Kılıçdaroğlu için artık bir vecibedir!
