Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Önceki gün bir iftara katılan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, “Yıldız Sarayı’nın bir zamanlar kumarhane ve meyhane olarak kullanıldığını” söyledi. Bugün bu sayfada, Cumhurbaşkanı’nın sözünü ettiği “Yıldız Kumarhanesi” hadisesinin kısa bir kronolojisini veriyorum.

        CumhurbaşkanıTayyip Erdoğan, önceki akşam bir iftarda yaptığı konuşmada, “Yıldız Sarayı’nın bir zamanlar kumarhane ve meyhane olarak kullanıldığını” söyledi. Yıldız’ın bir zamanlar kumarhane hâline getirildiğini ilk defa bundan birkaç sene önce yine bu sayfada yazmıştım. Aradan geçen yıllar boyunca devlet arşivlerinde çalıştım, o zamanın gazetelerini taradım ve bu konu ile ilgili bir hayli belge ve kayıt buldum.

        Yıldız Sarayı’ndaki Şale Köşkü’nün rulet mekânı yapılan salonlarından biri.

        “Yıldız Kumarhanesi” hakkında topladığım evrakı yakında kitap olarak yayınlayacağım. Bugün, Cumhurbaşkanı’nın da sözünü ettiği konunun, yani “Yıldız’ın kumarhane ve meyhane yapılması” macerasının kronolojisini Başbakanlık Osmanlı ve Cumhuriyet Arşivleri’nde bulunan bazı belgelere dayanarak vermekle yetiniyorum.

        İşte, Cumhuriyet’in ilânından hemen sonra, Yıldız ile diğer bazı saraylar hakkında alınan kararlar ile uygulamaların özeti:

        DOLMABAHÇE KİRALANDI

        -Maliye, 1924’te Dolmabahçe Sarayı’nın karşısında bulunan mefruşat deposu, itfaiyye kalemi, yoklama dairesi, veliahd mutfağı, ahır, odalar ve mutfak kısımlarını Galata’da Bağdat Hanı’nda Human ve Şürekâsı Şirketi’nin Genel Müdür Vekili Mösyö Kohen isminde bir Museviye yıllık 1200 lira bedel ile ve üç seneliğine kiraladı.

        Yıldız Kumarhanesi’nin sahibi İtalyan işadamı Mario Serra.

        -16 Şubat 1924 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı ile Çırağan Sarayı’nda daha önce Şehzade Osman Fuad Efendi tarafından kullanılan bina ile Hilâfet Mızıkası Dairesi, Sultanahmet’te bulunan ve yanmış olan Baytar Mektebi’ne tahsis edildi

        -Aynı senenin 3 Mart’ında da, Topkapı Sarayı “içerisinde bulunan kıymetli eserlerin muhafazası ve İstanbul’a gelecek olan ziyaretçilerin gezebilmeleri” maksadıyla ve yine Bakanlar Kurulu kararı ile İstanbul Âsâr-ı Atîka Müzesi’ne, yani bugünün Arkeoloji Müzeleri’ne bağlandı.

        -1 Haziran 1924’te yine Bakanlar Kurulu Kararı ile, Meşrutiyet’in ardından birkaç sene boyunca Maarif Nezareti tarafından idare edilen ve daha sonra Hazine-i Hassa Müdüriyeti’ne devredilen Yıldız Kütüphanesi, İstanbul Üniversitesi’ne verildi. Sultan Abdülhamid’in hususî kitaplığı sayılan Yıldız Kütüphanesi bugün “İstanbul Üniversitesi Nadir Eserler Kitaplığı” olarak kullanılıyor ve kütüphanedeki çok kıymetli bazı eserlerin geçtiğimiz senelerde çöpe atılmaları hâlâ tartışılıyor.

        -Maarif Vekâleti, 4 Haziran 1924’te daha önce Topkapı Sarayı’nda bulunan ve ziyafetlerde kullanılmak maksadıyla Yıldız Merasim Dairesi’ne götürülmüş olan 561 adet Sevr porseleninin Topkapı’ya iadesini istedi. Talep, Bakanlar Kurulu’nun gündemine geldi ve 20 Temmuz 1924’te çıkartılan kararname ile 561 parça porselen, Topkapı Sarayı’na gönderildi.

        -27 Temmuz 1924 tarihli kararname ile ve halkın istifadesine sunulması maksadıyla, Yıldız Sarayı’nın bahçesi Belediye’ye kiralandı.

        -Yıldız ile ilgili en önemli Bakanlar Kurulu Kararı, 27 Ağustos 1924’te çıkartıldı. Altında “Reisicumhur Gazi Mustafa Kemal”in, “Başvekil İsmet”in ve diğer bütün bakanların imzasının bulunduğu kararnamede, “Memleket ekonomisinin kalkınmasını sağlayacak yabancı turistlerin rağbetlerini sağlayabilmek maksadıyla, içerisinde her türlü medenî ihtiyacı karşılayacak oyun ve dans salonları bulunan gazino ve müesseseler vücuda getirilmesi için” Yıldız, Feriye ve o günlerde harabe hâlinde bulunan Çırağan Sarayları’nın yabancı şirketlere kiralanabilmesi için İstanbul Belediyesi’ne yetki veriliyordu.

        ŞAMPANYALI AÇILIŞ

        -Sarayların hangi maksatlarla kullanılacakları konusundaki merak ve tartışmalar devam ederken, bir ara müştemilâtların satılması gündeme geldi ama Hazine satış yerine kiralamanın daha iyi olacağı görüşünü ifade etti. Bu görüşü Bakanlar Kurulu da benimsedi ve Dolmabahçe Sarayı’nın 1924’te üç seneliğine Mösyö Kohen’e kiralanmış olan müştemilâtının kira sözleşmesine 12 Eylül 1925 tarihli kararname ile beş sene ilâve edilerek kira müddeti sekiz yıla, yıllık kira bedeli de 1200 liradan 2 bin liraya yükseltildi ve Mösyö Kohen, Dolmabahçe’nin müştemilâtını kullanmaya devam etti.

        -26 Ağustos 1925’te çıkartılan başka bir kararname ile, Dolmabahçe Sarayı’ndaki padişah resimlerinin Müzeler Müdürlüğü’ne gönderilmeleri ama Bakanlar Kurulu tarafından karar verilmedikçe “teşhir edilmemeleri” kararlaştırıldı.

        Yıldız Sarayı’nda oyun ve dans salonları teşkiline izin veren 27 Ağustos 1924 tarihli Bakanlar Kurulu kararı. Kararın altında “Reisicumhur Gazi Mustafa Kemal”in, “Başvekil İsmet”in ve diğer bütün bakanların imzaları bulunuyor.

        -Yıldız Sarayı’nın mefruşat deposu ile Mabeyn Dairesi’nde bulunan bazı eşyalar, 14 Ekim 1925 tarihli bir kararname ile Müzeler Müdürlüğü’ne devredildi.

        -17 Ocak 1926’da çıkartılan bir başka kararname ile, Yıldız Sarayı’nın Merasim Dairesi’ndeki seranın, Büyük Millet Meclisi’nin bah- çesine yerleştirilmek üzere Ankara’ya nakledilmesi kararlaştırıldı.

        -25 Temmuz 1926’daki bir başka Bakanlar Kurulu kararı ile Dolmabahçe Sarayı’nın harem mutfağı ile Yıldız ve diğer sarayların mutfaklarında bulunan dökme yemek sobaları ve öteki dökme sobalar, satışa çıkartıldı.

        -Yıldız Sarayı’nda açılacak kumarhanenin hazırlığı devam ederken, sarayda bulunan bazı eşyaların başka yerlere nakledilmesine yahut müzayede ile satılmasına imkân bulunamadığı için 8 Ağustos 1926’da bir kararname ile eşyaların kumarhanenin işleticisi Mario Serra’ya pazarlık suretiyle satılmasına karar verildi ama sonra kiralanması kararlaştırıldı.

        -Bakanlar Kurulu, 29 Ağustos 1926’da bir başka kararname çıkarttı ve Yıldız Sarayı’nda kumarhanenin hemen yanıbaşında bulunan Dış Mabeyn, Musahipler, bekiler dairesi ile yemekhanenin yanındaki boş mahalleri geçici olarak Millî Müdafaa Vekâleti’ne tahsis etti.

        -İmtiyaz hakkı İtalyan işadamı Mario Serra’ya verilen Şale Köşkü’ndeki Yıldız Gazinosu, yani kumarhane, 26 Eylül 1926 akşamı zamanın İçişleri Bakanı Cemil Bey ve İstanbul Belediye Reisi Muhiddin Bey’in de katıldıkları büyük bir törenle açıldı. Yıldız’ın neredeyse tamamı ve Feriye ile Çırağan Sarayları aynı sözleşme ile Mario Serra’ya verilmiş ama binaların restorasyonları tamamlanamadığı için henüz teslim edilememiş, Yıldız’ın bazı mekânları dans salonu, restoran ve bar yapılmıştı. Açılış gecesi kumarda şansını ilk deneyen Belediye Reisi Muhiddin Bey oldu ve kaybetti. O gece ikram edilen şampanyayı fazla kaçıranlar da rezaletlere sebep oldular.

        1927’de bir gazetede çıkan ve Yıldız Sarayı’nda oynanan ruleti gösteren temsilî bir resim.

        -Yıldız Kumarhanesi, artık basının gözbebeği idi. Gazetelerde sık sık “Monte Carlo oluyoruz! Avrupa’nın ve Amerika’nın zenginleri bundan böyle İstanbul’a gelecekler ve para kazanacağız” gibisinden yazılar çıkıyordu.

        -Kumarhane, İstanbul’un en gözde mekânı olmuştu ama 12 Ekim 1926 gecesi gelen bir haber herkesi şaşırttı: Yıldız’da kendi parası ile zimmetindeki paraları kaybeden Macar Büyükelçiliği’nin 26 yaşındaki başkâtibi Miklon Derepaş intihar etti.

        -Yıldız Kumarhanesi’nin işletmecisi Mario Serra’nın tahminlerden de büyük paralar kazandığı farkedilince, gazetelerde bu defa “Kira ücreti arttırılsın!” şeklinde yazılar çıkmaya başladı ama kumarhaneyi çalıştıran şirket ile sözleşme imzalanmış olduğu için bir şey yapılmadı.

        Yıldız Kumarhanesi meselesine son veren ve İsmet İnönü’nün 12 Kasım 1938’de onayladığı Bakanlar Kurulu kararının imza sayfası.

        SAVCI GİDİP KAPATTI

        -Kumarhane ile ilgili tartışmalar, birkaç ay içerisinde yoğunlaştı, Yıldız’da kumar oynamaları yasak olduğu halde girişlerine izin verilen bazı Türkler’in de büyük paralar kaybettikleri ortaya çıkınca gazetelerde “Yıldız, Türk servetini kemiren âdî ve müptezel bir batakhaneden başka bir şey değildir” şeklindeki yazılar arttı ve İstanbul Başsavcısı Nazif Bey, 12 Eylül 1927 gecesi kumarhaneyi polislerle bastı ve mühürledi!

        -Yıldız’da kumar masasında basılan Türk vatandaşları mahkemeye çıkartıldılar. Hâkimin “Yasak olduğu halde neden kumar oynuyordunuz?” sorusuna “Yasak değildi, ilk kumarı açılış gecesi İstanbul’un Belediye Başkanı oynamıştı ve o gece hepimiz davetli idik” cevabını veren sanıkların tamamı beraat etti.

        -Mario Serra ile İstanbul Belediyesi arasında senelerce devam edecek olan bir dâvâ süreci başladı! Mahkeme, önce kumarhanenin Mario Serra’ya iadesine ve yeniden açılmasına karar verdi ama karar temyizde bozuldu; Mario Serra sözleşmenin feshi sebebi ile kendisine verilen tazminatı az bulunca başka dâvâlar açtı ve mahkemeler senelerce, tâââ 1938’e kadar devam etti.

        -Yıldız Kumarhanesi konusundaki son nokta ancak 1938’de, o senenin 12 Kasım’ında konabildi! Atatürk’ün 10 Kasım 1938’de vefatından bir gün sonra Cumurbaşkanlığı’na seçilen İsmet İnönü, göreve geldiğinin hemen ertesi günü, 12 Kasım’da imzaladığı bir kararname ile 1926’da yapılan mukaveleyi feshetti, taraflar birbirlerini ibra ettiler ve Yıldız’ın tarihindeki “kumarhane” sayfası bu şekilde kapanmış oldu. İşte, bir zamanlar devet, saltanat ve hilâfet merkezi olan Yıldız Sarayı’nın kumarhane olmasının kısa öyküsü...

        Diğer Yazılar