Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Gazetede geçen pazar günü Osmanlı İmparatorluğu ile Almanya arasında 2 Ağustos 1914’te yapılan ve bugüne kadar ortaya çıkmayan gizli “İttifak Anlaşması”nın orijinali ile imparatorluğun çöküş belgelerinden olan Mondros Mütarekesi’nin imza sayfasını yayınladım.

        Okuyucularımdan iki gün boyunca gelen maillerde ve sanal sitelerde sorulan bir soru var: Anlaşmalarda Osmanlı İmparatorluğu’na “Türkiye” denmesinin sebebi... “O zaman Türkiye diye bir devlet yoktu! Niçin ‘Osmanlı’ değil de ‘Türkiye’ yazılmış?” diyorlar; her konunun âlimi olan bazı zevat da yayınladığım belgelerin sahte olduğunu, zira Türkiye Cumhuriyeti 1923’te kurulduğuna göre, 1923 öncesinde “Türkiye” ibaresinin kullanılmasının mümkün bulunmadığını söylüyorlar...

        Bu “Türkiye” meselesini daha önce televizyonlarda defalarca söylemiş, gazetelerde de bir-iki defa yazmıştım ama mâlûm ısrar hâlâ devam ettiği için tekrar edeceğim:

        1085’TEN BUYANA BÖYLEDİR!

        Bu toprakların ismi 1085’ten, yani tâââ 11. asırdan buyana “Türkiye”dir! Türkler, Anadolu’ya resmen geliş tarihleri olan 1071’den önceki senelerde de o zamanın Bizans’ına gruplar halinde göçe başlamışlar, Anadolu Yarımadası’nın birçok yerinde Türk kolonileri kurulmuş ve bütün bu gelişler ile yerleşimlerin Malazgirt sonrasında resmiyet kazanmasının ardından “Türkiye” ifadesi yaygınlaşmıştır. Batı dünyasında 11. asırdan itibaren hakkımızda yazılanlara baktığınız takdirde, Anadolu’dan bahsedilirken neredeyse heryerde “Türkiye” dendiğini görürsünüz.

        Bu isimlendirme, 20. yüzylın ilk çeyreğine kadar devam edegelmiştir. Meselâ, Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılış belgesi olan meşhur ve meş’um Sevres Anlaşması’nın resmî ismi “Türkiye ile Müttefik Devletler Arasındaki Barış Anlaşması”dır. Sevres’de “Osmanlı” kelimesi geçmez, hattâ giriş kısmında da anlaşmanın taraflarından birinin “Türkiye” olduğu açıkça ifade edilmiştir. Aynı ifade, yani “Türkiye” sözü Lozan Anlaşması’nda da mevcuttur.

        Dikkat buyurun: Her iki anlaşma da Türkiye Cumhuriyeti’nin ilânından önceye aittir!

        OSMANLI’NIN RESMÎ ADI

        Meselenin bir başka tarafı daha var: “Osmanlı Devleti” ibaresinin ne olduğu, ne mânâya geldiği...

        İmparatorluk döneminde devletin resmî adında hiçbir zaman “Osmanlı” sözü yeralmamıştır; resmî isim “Devlet-i Aliyye” yani “Büyük Devlet”tir. İngiltere’nin resmî adı birkaç asırdan buyana nasıl “United Kingdom” yani “Birleşik Krallık” ise, Osmanlı Devleti de hep “Devlet-i Aliyye”dir! Babıâlî’nin yahut sarayın Türkçe resmî yazışmalarında devletin ismi böyle geçer, başta İran olmak üzere Müslüman doğu memleketlerine gönderilen diplomatik metinlerde de “Devlet-i Aliyye” ifadesi kullanılır ama Osmanlı İmparatorluğu’nun batı dünyası ile yaptığı anlaşmalarda hep “Türkiye” vardır. Son dönemde diplomatik dilin Fransızca olmasından dolayı da, Osmanlı Devleti “La Turquie” diye yazılır; padişahlardan “Türkiye’nin Sultanı” şeklinde bahsedilir.

        Bu yazıyı bilmediklerinden dolayı merak edenlere anlatabilmek ama bilmemelerine rağmen ahkâm kesmeye meraklı olanları da utandırmak için yazdım!

        Diğer Yazılar