Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        GÜNLERDİR devam eden bir TEOG’un kaldırılması tartışması var ya...

        TEOG’un öğrencilerin “kaliteli” liselere girebilmeleri için yapılan sınav olduğunu biliyordum ama sınavın nasıl yapıldığı, yani sistemin çalışma şekli hakkında hiçbir bilgim yoktu. Merak ettim, öğreneyim dedim ve öğrenciler için hazırlanmış formlarda şöyle mükemmel bir açıklama buldum:

        “TEOG, temel eğitimden ortaöğretime geçiş sisteminin kısaltmasıdır. Bu yeni sisteme göre 6., 7. ve 8. sınıflarda altı dersten altı ayrı sınava girecek ve ağırlıklandırılmış merkezi sınav puanına eklenmiş yılsonu başarı puanlarının ortalaması ile liselere yerleşeceksin.

        Altı temel ders için (Türkçe, Matematik, Fen ve Teknoloji, TC İnkılâp Tarihi, Yabancı Dil, Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi) öğretmeninin sene içerisinde düzenlediği sınavlardan biri merkezî olacak. Üç sınavı olan derslerin ikinci sınavı, iki sınavı olan derslerin birinci sınavı merkezî olarak gerçekleşecek. Bu sınavlardan aldığın sonuçlar doğrultusunda ağırlıklandırılmış merkezî sınav puanın hesaplanacak.

        6., 7. ve 8. sınıflarda birinci ve ikinci dönem sonunda girdiğin bütün sınavlar baz alınarak yılsonu başarı puanların hesaplanacak ve bu puan senin liseye yerleşme puanını etkileyecek. Sınavlara kendi okulunda gireceksin ve sorular çoktan seçmeli (dört seçenekli) olacak. Yanlışların doğrularını etkilemeyecek”.

        SANKİ NÜKLEER FORMÜL!

        Ne kadar basit bir açıklama değil mi? Peşpeşe girilen sınavlardan “ağırlıklandırılmış” dedikleri merkezî puan hesaplanacakmış, sonra altı ayrı sınavın ağırlıklandırılmış merkezî puanına yılsonu başarı puanının ortalaması ilâve edilecekmiş, vesaire, vesaire...

        Sanki 14-15 yaşındaki gencin liseye gidebilmesini belirleme sistemi değil, nükleer bir formül izah ediliyor! “Kabataş Lisesi’nin giriş puanı, sınav puanlarının karekökünün entegraline beta katsayısının yüklenmesi sonucunda ortaya çıkan antimaddenin ışınım sürecindeki ışık hızı yoğunluğunun büyük patlama kosinüsündeki evrensel çatlama enerjisi ile ortaya çıkan salınım sarkacının ters orantılı olması üzerine belirlenir” der gibi birşey...

        Geçen haftaya kadar veliler, çocuklarının TEOG’u nasıl aşacakları konusunda karalar bağlıyorlardı, şimdi TEOG olmadan ne edeceklerinin merakı içerisindeler. Değişikliği öğrencilerin farkedeceklerini ise pek zannetmiyorum, zira bu lüzumsuz sınav yarışı için kitaplara ve testlere öylesine bir dalmış vaziyetteler ki, ne olup bittiğini anlamalarının imkânı yok!

        İŞLETMECİ YAĞMURU...

        Asıl mesele TEOG’a giren öğrenciyi birkaç sene sonra bekleyen ve şifreyi andıran isimleri ikide bir değiştirilen LYS ve YGS gibi azaplar, yani iyi bir liseyi bitirme, ardından üniversiteye girebilme, daha sonra da mutlaka bir master yapabilme histerisi, yani yüksek öğrenim ve daha da yüksek bir diploma alabilmek merakı...

        Bütün bu şartlandırılmaların neticesinde uğradığımız önemli bazı kayıpların farkında değiliz: 28 Şubat sonrasında 12 seneye çıkartılan zorunlu eğitim zanaatlere zaten büyük darbe indirmiş ve ara meslekler, çıraklık, dolayısı ile kalfalık ve ustalık tarihe intikal etmişti!

        “Herkese üniversite, hattâ lisansüstü diploması verme” politikasının neticesi budur! Öğrenci temel öğretimden itibaren gerçek mesleklere burun kıvırıp para kazandıran, düzgün yaptığı takdirde üst seviyedeki devlet memurundan bile fazla gelir elde etme imkânı getiren işleri hatırına bile getirmeden sınav maratonuna ve üniversite koşusuna hazırlanır, meslek okullarındaki teorik eğitim de uygulamanın gerisinde kalırsa bir zamanlar zanaat cenneti olan Türkiye, şimdiki gibi bir zanaat fukarası hâline gelir!

        Evlerdeki damlayan muslukları, akan çatıları yahut kopan kabloları artık hemen her köşe başında dağıtılan “işletme” yahut “uluslararası ilişkiler” diplomaları halledecek ise âmenna; ama öyle değil ise öğrencileri “meslek” ve “ustalık” kavramlarının öneminden haber etmemiz şarttır!

        Diğer Yazılar