Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        KASIMPAŞA’da önceki gün çıkan hortum etrafı darmadağın etti... Meteorologlar memleketin ikliminin değiştiğini, artık yarı tropik iklime geçmekte olduğumuzu ve bundan böyle sık sık şiddetli yağışlarla, yıldırımlarla ve hortumla karşılaşacağımızı söylüyorlar. Kasımpaşa’daki hortumun ardından İTÜ’nün hocalarından Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu’nın dün yaptığı açıklamayı okurken verdiği bir bilgi dikkatimi çekti: İstanbul’da Osmanlı zamanında da hortumlar görülmüş ve böyle bir hadise 1940’ta da yaşanmıştı. Prof. Kadıoğlu’nun anlattıkları dikkatimi çekti, 1940’a ait gazete kolleksiyonlarını taradım ve habere Cumhuriyet Gazetesi’nin 2 ile 4 Temmuz tarihli nüshalarında rastladım.

        HEMENYANIBAŞIMIZDA!

        İstanbul’da 1 Temmuz’da çıkan hortum hayli heyecan yaratmış, Boğaz’ın iki yakasında ağaçlar havada uçuşmuş, hortum içerilere de uzanmış ve bula bula şimdi Habertürk binasının olduğu yere gelmiş ve bizim gazetenin hemen ilerisindeki eski Surpagop Hastahanesi’nin bulunduğu Ermeni Vakıfları’na ait mekândaki garajın çatısını uçurmuştu.

        Cumhuriyet Gazetesi, haberi ertesi günkü nüshasında “Ender görülen bir hadise. Dün şehrin üzerinden kuvvetli bir siklon geçerek birçok zararlar yaptı” başlığı ile vermiş, Üsküdar’da çekilmiş bir fotoğrafı 4 Temmuz günü birinci sayfasında kullanmış ve Kandilli Rasathanesi’nin uzmanlarından Kemal Bey’den bilgi almıştı. Ancak, Kemal Bey yaşanan tuhaflığın tam bir hortum olmadığını, zira rüzgârın bir hortum için gerekli şiddette esmediğini söylemişti... Cumhuriyet’in haberinde şöyle deniyordu: “Dün şehrimizde ender görülen semavi bir hadise olmuş, kuvvetli bir siklon şehrin üzerinden geçerek halkı bir hayli korkutmuş, denizde Kuzguncuk’tan Sarayburnu’na kadar seyreden bir hortum vücude getirmiştir. Saat 14.10’da şehrin üstünü siyah bulutlar kaplamış, bu esnada uğultu ile beraber bin metro kadar yüksekte bir hava cereyanı geçmekte olduğu görülmüştür. Bu cereyanın içinde nereden söküldüğü anlaşılamıyan dallar ve kökleri ile iki ağaç ve bir takım enkaz bilhassa nazarı dikkati celbediyordu. Tatavla üzerinden, Taksim’den ve Boğaz üzerinden Anadolu yakasına doğru aynı süratle seyreden bu ağaçlar ve enkaz, görenlere korku verecek bir şekilde idi. Bu esnada liman önünde bir hortum husule gelmiş, sular anafor yaparak havaya yükselmiştir. Bundan sonra şiddetli yağmur başlamıştır.

        GARAJIN ÇATISI UÇMUŞ

        Siklon esnasında Surpagop’taki garajın çatısı da olduğu gibi uçmuştur. Dünkü bu tabiî hâdise hakkında malûmatına müracaat ettiğimiz Kandilli Rasathanesi Müdür Muavini Kemal, şunları söylemiştir: Bu hâdiseye tam mânâsı ile bir hortum diyemiyeceğiz. Bunun hortum olabilmesi için rüzgârın saniyede 35 metrodan fazla sür’atle esmesi lâzım gelir ki, bu esnada rüzgâr yerden bir çok eşyayı söker, alır götürür. Fakat bazan rüzgâr 20-25 metro sür’atle esecek olursa mevzii bazı manzaralar irae eder (gösterir) ki bu da hortuma benzeyebilir. Dünkü hâdise de bu suretle bir depresyonun gelip geçmesinden ibarettir”. Önceki gün yaşanan garipliğin tam bir hortum olup olmadığına meteorologlar karar vereceklerdir ama 74 sene önce de âfeti andıran böyle bir hadise yaşamış olduğumuzu o zamanın gazete kupürleri ile belgeleyeyim dedim...

        Diğer Yazılar