Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        BUGÜN bu köşede gördüğünüz ve bir kamyonetin üzerinde Marilyn Monroe’lu Amerikan bayrağını dalgalandıran gençlerin bulunduğu fotoğraf Birleşik Amerika’nın herhangi bir kasabasında düzenlenmiş şenlikte yahut kutlamada falan değil, 28 Şubat 1991 günü Kuveyt’te çekildi.

        Saddam Hüseyin’in 1990 Ağustos’unda Kuveyt’i işgal etmesi üzerine liderliğini Birleşik Amerika’nın yaptığı koalisyon güçleri bir ay devam eden hava operasyonlarının ardından “Çöl Fırtınası” adını verdikleri kara harekâtını başlatmış ve 28 Şubat’ta Kuveyt’in başkenti Kuveyt Şehri’ne girmişlerdi.

        İşgalin ilk haftasından itibaren olup bitenleri ve harekâtı Suudi Arabistan’ın Kuveyt hududundaki Dahran şehrinden takip eden gazeteciler arasında bulunuyordum ve koalisyon birlikleri ile Kuveyt’e ilk giren on gazeteci arasındaki tek Türk muhabir ben idim...

        EN ÂCİL SIVIŞMA

        Bu fotoğrafı, bir İngiliz gazeteci arkadaşım işte o gün benim makinemle çekmişti...

        Amerikan birliklerinin Kuveyt Şehri’ne girmeleri şehirde bayram havası yaratmış, yedi ay boyunca ağır bir işgal yaşamış olan Kuveytliler, ellerinde bayraklarla sokaklara dökülmüşlerdi...

        Ama sevinç içerisinde salladıkları bayrakların çoğu kendi memleketlerinin, yani Kuveyt’in değildi, Amerikan bayrakları idi! Hattâ, bazılarının üzerinde Marilyn Monroe’nun fotoğrafının bulunduğu cicili bicili Amerikan bayrakları!

        Geçen gün yazmış ve Kuveytliler’in nasıl kahraman bir millet olduklarını Körfez Savaşı’nda yaşanan bazı hadiselerden örnekler vererek anlatmıştım: Irak’ın Kuveyt’i işgale başlamasından sadece birkaç dakika sonra Kuveyt’in o zamanki Emîri memleketini inanılmaz bir sür’atle terketmiş, Suudi Arabistan’a sıvışıvermiş ve Amerika’ya “Bush amca, gel de bizi kurtar!” diye gözyaşları içerisinde çağrılar yapmıştı. Kuveyt’in kahraman ordusu da, özellikle de hava kuvvetlerindeki pilotlar, savaş uçaklarına bindikleri gibi aynı şekilde Suudi Arabistan’a iltica etmiş, hattâ yolda işgalci Iraklılar’ın üzerine birkaç bomba fırlatma zahmetine bile katlanmamış ve Amerikalılar’ın gelip kendilerini kurtarmasını beklemişlerdi.

        “KOMŞUYA AYIP OLUR!”

        Yeri gelmişken, Saddam Hüseyin’in askerlerinin, Irak’tan kat kat zengin olan Kuveyt’e girer girmez yaptıkları muazzam yağmanın ilhamı ile ortaya çıkan ve işgal sırasında Suudi Arabistan’da kahkahalarla anlatılan bir fıkrayı da nakledeyim:

        Iraklı askerler, yağma için gözlerine kestirdikleri zengin bir villaya girmişler. Villanın sahibi olan ailenin erkekleri işgalin ilk dakikalarında Emîr Hazretleri’nin izinden gitmiş, yani kapağı Suudi Arabistan’a atmış oldukları için binada sadece kadınlarla çocuklar kalmışmış...

        Askerler önce villadaki güneş kremlerini tereyağı zannetmiş, ekmeğe sürüp âfiyetle yemişler. Derken, elektronik ve beyaz eşya nâmına ne varsa toparlayıp kapıdaki kamyonlarına yüklemiş, korku içerisinde titreyen ev sahibesine “Haydi, eyvallah!” demişler ve tam çıkacakları anda kadıncağız “Durun, gitmeyin, önemli birşeyi unuttunuz!” diye haykırmış...

        Iraklılar şaşırıp “Neyi unuttuk?” diye sorunca kadın “Bana tecavüz etmediniz!” demiş... “Bütün komşularıma tecavüz ettiniz ama bana dokunmadınız! Birşey yapmadan böyle çıkıp giderseniz komşularımın yüzüne nasıl bakarım?”.

        Bunları, dün hem suçlu hem güçlü misâli “Yarbayınızı döven diplomatlarımızı sınırdışı ederseniz Türkiye’ye yapılan yatırımlar kesilir” tehdidini savuran Kuveyt Büyükelçisi’nin memleketini daha iyi tanıyabilmeniz için yazdım!

        Diğer Yazılar