Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        PYD’nin eski eşbaşkanı Salih Müslim’in dün Çekya’nın başkenti Prag’da yakalanıp gözaltına alınması, son derece önemli. Bu aşamadan itibaren siyaset ne kadar devreye girecek, AB, PYD konusunda nasıl tutum alacak, göreceğiz.

        Müslim ile ilgili süreçte şu detaylar önemli: 17 Şubat 2016’da yaşanan Ankara Merasim Sokak saldırısının failinin PYD olduğu ortaya çıkmıştı, Müslim de bu kapsamda aranıyordu. Türkiye 2016’da hakkında kırmızı bülten çıkardı ancak bu bültenin devreye girmesi ancak 12 gün önce, 13 Şubat’ta oldu.

        Çekya ile aramızda suçluların iadesi anlaşması yok, yani AB müktesebatına göre prosedür işleyecek ancak ülkenin siyaseten Fransa ve Almanya’nın bir nevi arka bahçesi olduğu göz önüne alındığında sürecin bu ülkelerin PYD politikası paralelinde ilerleyeceğini öngörebiliriz. Müslim’in yakalanması elbette çok önemli, psikolojik olarak örgüte büyük bir darbe demek ancak iade şu aşamada çok da kolay görünmüyor.

        ***********

        REJİMİN PR ÇALIŞMASI VE PYD

        REJİME bağlı birliklerin Afrin’e girmesi ne kadar rejim kontrollü, açıkçası emin değilim. Burada hem Esad’a bağlı milisler hem de PYD rejim adına hareket ediyor görünüyor. Bu hamle pratikte apaçık bir şekilde sonuç getirici olmasa da Batı basınında bu adımın yer alış şekli rejim açısından başarılı bir PR demek.

        Sahadaki gerçeklere bakacak olursak, rejimin şu an bırakın Afrin’i alması, gücü ancak Şam ve Halep’teki varlığını korumaya yetiyor. Zaten daha fazlası olsa Afrin’den önce gitmek isteyeceği petrol bölgeleri var.

        Afrin’de koskoca TSK ve onun kontrolündeki ÖSO varken bir grup milis kuvvet mi fotoğrafı değiştirecek? Elbette hayır. Ama Suriye’de yaşanan tam anlamıyla bir vekâlet savaşı olduğu için Esad rejimi adına vekâleten bayrak dikilmesini bir kazanım olarak görüyor, o nedenle kontrollü ve planlı olmasa da rejim bayrağının dikilmesini memnuniyetle karşılıyorlar.

        ***********

        FAZLA SÖZE GEREK YOK

        PEKİ kim rejim bayrağını dalgalandıranlar ve Esad ile PYD ilişkisi nasıl? Bu soruların cevapları net değil. Evet, İdlib’in kuzeyindeki Şia birlikleri olmak üzere Hizbullah’a bağlı birtakım milisler rejim adına Afrin’e girdi. Öte yandan PYD de Esad bayrağını dalgalandırıyor. Bakın dün Afrin merkezden bana bu fotoğraf geldi. Bir elinde Öcalan posterini sallandıran PYD’liler, aynı zamanda rejim bayrağı da taşıyorlar.

        Bu görüntü son derece kafa karıştırıcı. Acaba PYD Türkiye ve Suriye’yi karşı karşıya getirmek için bir oyun mu yapıyor yoksa bu görüntü rejim ve PYD’nin anlaştığına dair net kanıt mı?

        ***********

        BU AÇIKLAMALAR YANILTICI OLABİLİR

        DÜN Afrin kantonu sözde eşbaşkanı Hevi Mustafa bir açıklama yaptı. Söyledikleri şu: “Suriye rejimi ile görüşmelerimiz devam ediyor ancak bir sonuca varmış değiliz. Biz Suriye’nin bölünmesini istemiyoruz.” Türkiye’ye yönelik son derece düşmanca bir dilin kullanıldığı açıklamanın devamını burada alıntılamak istemiyorum. Ama rejimin oraya gelecek gücünün olmadığını bilen PYD belli ki Türkiye’ye karşı rejimi kalkan olarak kullanmak istiyor.

        Kürtlere vatandaşlık dahi vermeyen, zulmeden ve kötü koşullara zorlayan Esad rejimi ne zamandan beri Kürtler için müttefik haline geldi? PYD’den gelen yukarıdaki açıklama gerçekçi değil.

        Peki rejimin işine ne gelir? Suriye’de kim daha fazla nüfuz ve alan elde ederse masaya o kadar güçlü oturacak. Dolayısıyla yer yer çıkar ittifakı yapsalar da günün sonunda PYD’nin güç kaybetmesi rejimin güçlenmesinin lehine. O nedenle Zeytin Dalı Harekâtı onun da işine yarıyor.

        ***********

        RUSYA BU İŞİN NERESİNDE?

        ESAD rejiminin bugüne kadar dayanmasının tek sebebi olan Rusya bu denklemde dışarıda bırakılabilir mi? Rejime bağlı güçler Afrin’e gitmeye kendi kendilerine, Rusya’nın haberi ve onayı olmadan karar verebilirler mi?

        Tabii ki hayır! Suriye’deki vekâlet savaşında iç içe geçmiş halkalar var. Birtakım milis güçler nasıl ki Esad’a vekâlet ediyorlarsa esasen Esad da Rusya’ya ve İran’a vekâlet ediyor.

        PYD burada maymuncuk gibi. Hem ABD hem de Rusya’nın elinde bir aygıt. Her güç, kontrol ettiği unsurların daha büyük bir alanda kontrol sağlamasını hedefliyor. Yani Afrin’de rejim bayrağının dalgalanması Rusya’nın lehine bir durum olur. Öte yandan Rusya aynı zamanda PYD kartını da elinden bırakmak ve ABD’ye kaptırmak istemiyor. Bununla birlikte Türkiye ile kurduğu iyi ilişkileri sürdürmek, Ankara’nın yeniden Washington’a kendisinden daha yakın olduğu bir tabloya dönmek istemiyor.

        Bu çok denklemli tabloya baktığımızda pekâlâ Rusya, PYD ile rejimin anlaşıp Afrin’e rejim bayrağı dikilmesini arzu eder. Belki de bunun denemesi yapıldı ama Türkiye’nin kararlı ve tavizsiz tavrıyla oyun başlamadan bitti.

        Diğer Yazılar