Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        ÇARŞAMBA günü Muharrem İnce’nin bu köşede aktardığım sözleri gündemi altüst etti. Sonrasında İnce açıklama yaptı. Ve gördüğüm kadarıyla kendini parti yönetiminden gelen tepkiler nedeniyle bana söylediklerinden farklı bir mesaj vermeye mecbur hissetti.

        Muharrem Bey’i bir gazeteci olarak zaman zaman ararım, salı da aradım. Daha önce de, yaptığımız telefon konuşmasını kaleme almıştım ve bir itirazı olmamıştı. Zaten İnce lafını esirgemeyen, dobra bir siyasetçi. Salı günkü konuşmamızda da öyleydi. Telefonda adaylıkla ilgili iddiasını yeniden ortaya koydu, zaten bu köşede okuduğunuz hususları nasıl yazdıysam öyle anlattı. Ne ben “Yazacağım” dedim, ne de o “Yazmamak koşuluyla” dedi. Ben de daha önce yaptığım gibi konuşmayı yazdım.

        Abdullah Gül’ün olası adaylığıyla ilgili ne düşündüğünü sorduğumda rahatsızlığını çok net ortaya koydu. Bunu vurgulamak için de “İkisinin arasında kalsam, ‘Gül mü, Erdoğan mı?’ diye sorsalar ‘Erdoğan’ derim, Erdoğan’a oy veririm. Erdoğan benim gibi net adam, Gül öyle değil” diye konuştu. Bu söz elbette İnce’nin sandıkta Cumhurbaşkanı Erdoğan’a oy atacağını değil, Gül seçeneğini ne kadar yanlış bulduğunu vurgulamak için söylediği bir sözdü. Bu da aşikârdı.

        BENİ TANIYANLAR BİLİR Kİ...

        Sonuçta ben de bunu yazdım ve ortalık karıştı. Şimdi Muharrem Bey yönetimden gelen uyarı nedeniyle sözlerini revize etmiş, “Herkes kendi adayıyla gitsin, ikinci tura Erdoğan’ın karşısında kim kalırsa onu desteklerim, Gül kalırsa Gül’ü desteklerim” diyor.

        Ancak bu saatten sonra ne derse desin Pandora’nın kutusu açıldı bir kere. Zira herkesin konuştuğu ama kimsenin ismiyle öne çıkmadığı bir konuda Muharrem Bey ilk taşı atarak öncü oldu. Ardından Özgür Özel başladı, Veli Ağbaba konuştu vs... Sonuçta CHP’nin içinde ve tabanında Gül isminin geçmesiyle ilgili ciddi bir rahatsızlık vardı, ama kimse çıkıp bunu söylemeye cesaret edemiyordu. Biri “Kral çıplak” dedi, gerisi geldi.

        Hikâye budur. Bugüne kadar bana söylenmemiş hiçbir şey yazmadım, yazmam. “Yazma” denilen hiçbir şeyi de yazmadım. Beni tanıyanlar bu konuda ne kadar hassas olduğumu bilirler. Açıkçası İnce’nin bunu yazılmamak koşuluyla söylediğini bilsem yine yazmazdım. Bence cesur ve avangart bir çıkıştı ama anladığım kadarıyla parti genel merkezinin sert tepkisi nedeniyle bu çıkışı geri çekmek zorunda kaldı.

        İNCE TEK BAŞINA ADAY OLUR MU?

        GELDİĞİMİZ noktada CHP’nin adayı hâlâ netleşmiş değil. Ancak Kemal Kılıçdaroğlu’nun yaptığı tarife bakacak olursak CHP içinden, daha ılımlı, tecrübeli bir isim çıkacak gibi görünüyor. İlhan Kesici ya da Yılmaz Büyükerşen’in yanına şimdi de Kemal Derviş eklendi. Muharrem İnce parti içinde bir kesimin desteğini alıyor ancak CHP adayı olma ihtimali bence zayıf. Acaba kendisi içeriden 20 ismin desteğiyle çıkmaz mı? Böyle bir duyumum yok, aksine hâlâ CHP adayı olmak hedefini koruyor, ancak CHP’den 20 kişi bulması hiç de zor görünmüyor...

        ***********

        AKŞENER DEVAM, GÜL ADAY OLMAYACAK

        ÇARŞAMBA günü Meral Akşener’in hiçbir şekilde Abdullah Gül’ün lehine adaylıktan vazgeçmeyeceğini, Abdullah Gül’ün de Meral Hanım aday olursa çatı aday projesi çökeceği için aday olmayacağını yazdım. Bu arada yeniden bu isimler ve Kemal Kılıçdaroğlu görüşmeler yaptılar.

        Geldiğimiz nokta: Olaylar tam da yazdığım gibi ilerliyor. Meral Hanım geri adım atmıyor. CHP cephesinde Gül projesi zaten çöktü, Abdullah Bey’le ilgili tek olasılık SP adayı olarak çıkması görünüyor, Sayın Gül’ün de bunu kabul etme ihtimali yok...

        ***********

        BU CEZALAR YARGITAY’DA BOZULMALI

        CUMHURİYET Gazetesi yazar ve yöneticilerinin yargılandığı davada sona gelindi. Olumlu olan tek şey, tüm gazetecilerin tahliye edilmesi ve tutuklu kalmaması. Onun dışında neredeyse herkese ceza yağdırdı mahkeme.

        Akın Atalay’a “örgüte yardım” suçlamasından 8 yıl 1 ay 15 gün, Murat Sabuncu’ya “terör örgütüne yardım” suçlamasından toplam 7 yıl 6 ay, Kadri Gürsel’e “terör örgütüne yardım” suçlamasından toplam 2 yıl 6 ay hapis cezası verildi.

        Musa Kart hakkında “terör örgütüne yardım” suçundan 3 yıl 9 ay hapis cezasına, Aydın Engin hakkında “terör örgütüne yardım” suçundan 7 yıl 6 ay hapis cezasına, Hikmet Çetinkaya hakkında “terör örgütüne yardım” suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezasına hükmedildi.

        Önder Çelik, Hakan Kara, Mustafa Kemal Güngör “terör örgütüne yardım” suçundan 3 yıl 9’ar ay hapis cezası aldılar. Ahmet Şık, “terör örgütüne yardım” suçundan toplam 7 yıl 6 ay hapis cezası, Emre İper 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası aldı.

        Bu cezaların 5 yıldan az olanlarının bölge adliye mahkemelerinde ve 5 yıl üstü olanların Yargıtay’da bozulacağına yürekten inanıyorum. Hukuk ve adalet adına olması gereken de budur. Yargıtay’daki üst düzey hukukçularımızın da benimle aynı hisleri paylaştığı kanaatindeyim.

        Diğer Yazılar