Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        İSRAİL’in vahşetini maalesef tanıyoruz. Yıllardır Gazzelilere, Batı Şerialılara yaşattıklarını, Lübnan’a yağdırdığı bombaları biliyoruz. Ama yine de çok şükür ki alışmıyor, alışamıyor insan.

        Dün 60’tan fazla kişinin ölümü ama en çok da 8 aylık Leyla’nın toprağa verilişi kahretti beni. Böyle bir şiddetin üzeri nasıl örtülmeye çalışılabilir? Nasıl Batı ve Rusya tarafından kınanmaz? İsrail’in zulmü, Türkiye’nin haykırışı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sert çıkışı dışında nasıl anlamlı bir tepki doğurmaz?

        Bu umarsızlık ve çifte standart dünyayı çok kötü bir yere sürüklüyor. Maalesef tarihin zorlu süreçlerinden birini yaşıyoruz. Bu süreçte Türkiye’nin duruşu çok anlamlı ama bir o kadar da zor...

        ***********

        DÜNYANIN EN UZUN 50 KM’Sİ

        KUDÜS’te ABD büyükelçiliğinin açılış törenini izleyip de insanlıktan utanmamak mümkün mü, bilmiyorum. Ivanka Trump’ın sorumsuzluk abidesi gülümsemesi, eşi Jared Kushner’in taşan mutluluğu ve üstüne “Provoke edici protestolar ve şiddet (Protestocuların şiddetini kastediyor-N.A.) çözümün değil, sorunun bir parçasıdır” sözünün Beyaz Saray’da hazırlanan bir konuşma metninde yer aldığının anlaşılması, Netanyahu’nun yangına benzin döken “Bugün çok şanlı bir gün” çıkışı...

        Tüm bunlar sürerken biraz ötede Gazze sınırında kadın, çocuk demeden insanların tepesine kurşun yağıyordu. Ölenler, yaralananlar, buna rağmen geri çekilmeyenler... New York Times aynı anda hem Kudüs’teki açılışı hem de sınırdaki saldırıyı gösteren bir video hazırlamış. Dünyanın ne kadar kötü bir yere doğru gittiğini görmek için muhakkak izlemenizi tavsiye ederim.

        ***********

        SAKIN O HATAYI YAPIP BÜTÜN YAHUDİLERİ AYNI KEFEYE KOYMAYIN!

        DÜNYANIN geldiği nokta hepimizi radikalize etmeye çok müsait. Her yerde en uçların görünür olduğu bir süreç yaşıyoruz. Ama bu bizi genelleme kolaycılığına kaçırmasın. O zaman onların tuzağına düşeriz.

        Bugün ABD’nin başına seçilen bir ilkesiz ve terörist uygulamaları olan mevcut İsrail yönetimine karşı seslerini duyurmaya çalışan binlerce Yahudi var. ABD’de medya üzerinden konuşmaya, Avrupa’da İsrail’in yaptıklarına karşı olduklarını dile getirmeye çalışıyorlar.

        İsrail’in en önemli gazetesi Haaretz’de bile çok ciddi eleştirel bir ton mevcut. “İsrail çatışmaları önlemek için hiçbir şey yapmadı” başlığı dün bütün gün gazetenin internet sitesinde trending topic oldu.

        Mevcut ABD ve İsrail yönetimlerinin bu gaddarlığını ve zalimliğini kim olursa olsun vicdanlı, bu gidişe “hayır” diyen insanlarla birlikte olarak aşabiliriz.

        ***********

        AÇILIŞTAKİ O 2 İSİM

        DALLAS’lı Evanjelik Pastör Robert Jeffress ve “İsrail İçin Birleşik Hıristiyanlar”ı kuran John C. Hagee. Bu iki ismi bir kenara not edin. ABD’nin Kudüs Büyükelçiliği seremonisi, daha doğrusu provokasyonunda biri açılış, diğeri kapanış duasını yaptı. ABD için dualarla elçilik açmak rutin sanmayın. Bu bir ilk. Ama esas mesele başka...

        Jeffress de, Hagee de Evanjelikler arasında İsrail’in en kuvvetli destekçilerinden. Trump için de kampanya sürecinde aktif rol almışlardı. İsrail’i, Yahudileri çok sevdikleri ya da onların yaşam hakkını her şeyin üstünde tuttukları için değil, Hz. İsa’nın dirilişinin yolunun İsrail’e yardım etmekten geçtiğine inandıkları için destekliyorlar. Birçok Evanjelik bu sebeple İsrail yanlısı.

        Açılış duasını yapan Robert Jeffress konuşmasında, “Bütün Müslüman teröristler duysun, yaşasın İsrail!” diyerek açıkça provoke etmekten çekinmedi. Zaten Jeffres, 2010’da verdiği bir röportajda aynen şu ifadeleri kullanmıştı: “İslam yanlıştır ve cehennemden çıkmadır.... Musevi olmak sizi kurtarmaz...” Jeffress, Hıristiyanlık dışında tüm inançların insanları Tanrı’dan uzaklaştırmakla kalmadığı, aynı zamanda cehennemde onlar ile Tanrı arasına aşılmaz bir duvar ördüğünü de defalarca ileri sürmüş bir isim.

        BUNLARIN DEAŞ’TAN NE FARKI VAR?

        Bütün Müslümanları terörist gören, İslam’ı cehennemden çıkma diye tanımlayan bu sapkın bakışın DEAŞ’tan ne farkı var? Ama bu bakışın sahibini DEAŞ’ın şiddetiyle savaştıklarını iddia edenler, pazartesi günü yarım saatlik mesafede yüzlerce insanın tepesine mermiler yağarken kibir içinde, pervasızca dinlediler ve alkışladılar.

        Diğer isim, John C. Hagee ise 2005’te New Orleans’ı kasırga vurduğunda ve 1000’den fazla insan yaşamını yitirdiğinde bunun Tanrı’nın günahkârları cezalandırması olduğunu söylemişti. New Orleans halkının Tanrı’nın gazabına uğradığını dile getirmişti! Müslümanlarla ilgili söyledikleri de bundan aşağı kalır değil. Bütün Müslümanların Hıristiyan ve Yahudileri öldürmek, ABD ve İsrail’i işgal etmek hayali kurduğunu ileri sürmüştü bir söyleşisinde. En çok gürültüyü ise Hitler ile ilgili ifadeleri koparmıştı: “Hitler ve holocaust Tanrı’nın Yahudileri İsrail’e döndürme planının bir parçasıdır...” Ama bu hastalıklı söyleme rağmen bugün çıkar birliği ettiler diye İsrail bu adamı da bağrına basıyor!

        Tüyler ürpertici değil mi? Bu söylemlerin DEAŞ’ınkinden ne farkı var? Benim gördüğüm tek fark kamuflaj olarak kullandıkları kravat ve takındıkları güleryüz.

        Trump yönetimi ABD’nin çizgisini en radikal, en marjinal isimlerinkine eşitliyor. Bu gidiş nedeniyle bütün bir Batı dünyası nüanslarını kaybediyor. Batı’nın içinde buna karşı duracak bir cesur yürek yok mu?

        Diğer Yazılar