Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        ÜNİVERSİTE sınavlarından önceki gün çocuklara ders çalışmamaları, dinlenmeleri ve kafalarını başka şeylerle meşgul etmeleri tavsiye edilir. En azından benim zamanımda öyleydi. Ben de size bugün siyasetle ilgilenmemenizi, rahatlamanızı ve yarın dinlenmiş bir şekilde sandığa gitmenizi tavsiye ediyorum.

        Son günlerde seçim dışında neredeyse hiçbir şey konuşmadık. Meydanlarla kalktık, konuşmalarla yattık. İçimiz dışımız siyaset oldu. Halbuki bir yandan da yaz geldi, çocuklar tatile girdiler, deniz mevsimi başladı, hava “Aylaklık zamanı” diye adeta bağırıyor.

        Gelin bugün biraz kafa boşaltalım...

        **********

        İSTANBUL’DA PETROL BULUNDU

        TÜRKİYE ekonomisinin büyük bir cari açığı var. Bunun en büyük sebebi dışarıdan enerji ithal etmek zorunda oluşumuz. Yani mesela ülkenin bir yerinden Suudi Arabistan benzeri petrol fışkırsa, son teknolojiyle petrol kuyuları açsak bir anda cari açık sorunumuz biter ve ekonomimiz başka bir seviyeye atlar.

        Türkiye’de bildiğimiz petrol belki yok ama İstanbul’da bir nevi petrol bulundu. Yeni havalimanı yatırımı Türkiye için sınırsız bir petrol ya da elmas madeni kadar değerli. Kıymetli madenimiz olmasa da çok ciddi bir stratejik coğrafya avantajımız var. Hele ki İstanbul...

        Dünyanın en büyüğü olacak yeni havalimanı, İstanbul’da olduğu için bu kadar değerli. Havalimanları, limanlar, köprüler başka ülkeler için sadece yapıldığı sıra ekonomiye katkı sağlayan yatırımlar olabilir ama Türkiye gibi Avrupa ile Asya arası köprü bir coğrafyada bunlar bizim için orta vadede darphane gibi olacak yatırımlar.

        O yüzden yeni havalimanı inşaatı herhangi basit bir olay değil. Türkiye’yi havacılık ve lojistik sektöründe merkez yapacak bir mega proje. Türkiye’nin petrol kuyuları bulması kadar önemli...

        İstanbul’un yeni havalimanı

        **********

        DÜNYANIN İLK 50’SİNDE BİR TÜRK

        MEHMET Gürs’ün Marmara Pera’nın tepesindeki restoranı Mikla, Anadolu mutfağını yeniden yorumlayarak istikrarlı bir şekilde dünya yeme-içme arenasında kendisine çok güzel bir yer edindi. Basamakları hızla çıkıyor.

        Birkaç gün önce açıklanan “dünyanın en iyi 50 restoranı” listesinde bu yıl onun da adı var. Hem de 44. sırada. Geçen yıl aynı listede ilk 100’e 51. sıradan girmişti, önceki yıl 55. sıradaydı, 2015’te ise 96. Yani her yıl ilerledi Mehmet Gürs. Hele 2015-2016 arası 41 basamak birden! Bu büyük bir başarı!

        Öte yandan İstanbul gibi bir dünya şehrinde bu listeye giren çok daha fazla restoran olması gerekir. Maalesef mutfak konusunda hâlâ geriden geliyoruz. İstikrarlı, nesiller boyu devam eden, geleneği olan yerleri koruyamıyoruz...

        **********

        İLK 50’DE EN ÇOK HANGİ ÜLKEDEN RESTORAN VAR?

        DÜNYANIN en iyi restoranları sıralaması artık Michelin rehberinden daha çok önemsenen bir referans. Her yıl bir ödül töreniyle sıralamaya girenler açıklanıyor. Bunu yemeiçme dünyasının Oscar’ları olarak düşünebiliriz.

        13 yıl Londra’da düzenlenen organizasyon 2016’da New York’a taşındı. Oradan 2017’de Avustralya Melbourne’a gitti. Bu yıl ise İspanya’nın yemek cenneti Bask bölgesinin merkezi Bilbao’da düzenlendi tören.

        İlk 50’de Türkiye’den yalnızca Mikla var. Listeye en çok restoran sokan ülkeler ev sahibi İspanya ve ABD. İkisinden de listede 6’şar lokanta bulunuyor. Bunları 4’er lokanta ile Fransa (Paris), İngiltere (Londra) ve İtalya izliyor.

        **********

        MICHELIN YILDIZININ HİKAYESİNİ BİLİYOR MUSUNUZ?

        ARTIK biraz demode olmaya başlasa da şeflerin ve restoran sahiplerinin en büyük hayali Michelin yıldızı alabilmektir. Bu en üst lige geçtikleri anlamına gelir. Ve maalesef Türkiye’de hâlâ tek bir Michelin yıldızlı restoran olmadığı için hayıflanır dururuz.

        Michelin yıldızının Michelin lastiklerinden geldiğini biliyor musunuz? Lastik şirketinin kurucusu olan Michelin kardeşler, 1900 yılında insanları tavsiye ettikleri yerlere arabayla dolayısıyla onların ürettikleri lastiklerle yemeğe gitmeye teşvik için ilk Michelin rehberini yayınlarlar. Bu rehber tüm Michelin müşterilerine konaklayabilecekleri, yemek yiyebilecekleri, benzin alabilecekleri lokasyonları sıralar. 1904’te aynı rehber Belçika’da da yayınlanır. Ancak bu yalnızca isimlerin yer aldığı rehberdir. 1926’da yıldız sistemine geçilir.

        Diğer Yazılar