Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Geçtiğimiz çarşamba YSK’daki işleyişi ve genel havayı anlattığım yazımdan sonra güzeller güzeli yeğenimiz Çisem Öznur’un düğünü için ailece İzmir’e gittik. Son 5 günü yoğun şekilde evlilik etkinlikleriyle geçirdim.

        Hem bunları hem de İzmir’den izlenimlerimi ve gözlemlerimi ayrıca yazacağım ama bugün geçen hafta içinde yaşanan ve asla tasvip edilemeyecek birkaç gelişmeye temas etmek istiyorum.

        FETÖ ile mücadelesi herkes tarafından bilinen emekli polis şefi Sabri Uzun’un FETÖ’ye yardım ve yataklıktan tutuklanması büyük bir yanlış. Bu, ancak bir kara mizah örneği olabilir.

        26 Nisan Cuma gecesi İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun Habertürk TV’ye konuk olduğu programda ben de olacaktım fakat sevgili Çisem’in düğünü aynı geceye denk geldiği için maalesef katılamadım.

        O PROGRAMDA SOYLU’YA ŞUNU SORACAKTIM…

        Şayet orada bulunsam Soylu’ya başında bulunduğu teşkilatın kıdemli üyelerinden Sabri Uzun’un FETÖ’den tutuklanması ile ilgili kanaatini soracak ve şunu da ekleyecektim: Türk devletinin FETÖ ile haklı mücadelesinin içini boşaltmak bu değilse ne olabilir Sayın Bakan?

        Elbette Sabri Uzun’un malum “tweet”leri saçmalık. Psikolojisinin bozuk olduğu uzun süredir zaten güvenlik bürokrasisi çevrelerinde konuşuluyor.

        Uzun, emekli olmasına rağmen 2014 sonrası konjonktüründe aktif bir görev bekliyordu. Geçmişte yaşadıklarının böylece telafi edileceğine inanıyordu.

        İstediği görevi alamayınca Tayyip Erdoğan’a karşı takıntılı hislerle yaklaşmaya başladığı anlaşılıyor. Zaten bürokratların ve siyasetçilerin beklediklerini bulamayınca kafayı Erdoğan’a takmaya başlaması adettendir.

        BU KARAR AKIL İLE İZAH EDİLEMEZ

        Fakat bu durum bir anda FETÖ ile mücadelesi malum Sabri Uzun’u Fetullahçı terörist haline getirmiyor. Yargının böyle bir karar vermesini akıl ile izah etmek mümkün değil.

        Bu meseleyi yargı çevreleriyle konuştuğumda genelde benim gibi düşündüklerini gördüm. Öte yandan yargının içinden bir önemli yetkili konuyu farklı yorumladı.

        O yetkiliye göre 17-25 Aralık darbe teşebbüsünde FETÖ’nün ürettiği yalan argümanları kullanmak ve yaygınlaştırmaya çalışmak da hukuken FETÖ’ye yardım ve yataklık anlamına geliyor.

        Bu mantığa göre Sabri Uzun “tweet”lerinde tamamen FETÖ’nün ürettiği kara propagandaları ve yalanları kullanmış ve 17-25 Aralık FETÖ darbe teşebbüsünü destekleyerek suç işlemiş sayılıyor.

        Eğer çerçeveyi bu yargı yetkilisinin ifade ettiği kapsamda düşünürsek şu an muhalefette olan herkes ve hatta daha da fazlası bu kapsama girebilir ve tutuklanabilir.

        BU TEHLİKEYE 2016’DA DİKKAT ÇEKMİŞTİM

        O dönem muhalefet cephesinde olup 17-25 Aralık FETÖ darbe teşebbüsünü bir şekilde desteklemeyen ve o kara propaganda malzemelerini kullanmayan insan neredeyse yok. Buna geçmişte FETÖ’nün içeri attırdığı isimler de dahil.

        Aslında ben bu karşılıklı aşırılaşma tehlikesine 12 Ekim 2016’da Milliyet gazetesinde yazdığım “Gidişattan endişeliyim” başlıklı yazımda işaret etmiştim. Buraya o yazının linkini koyuyorum…

        (Tıklayınız)

        O dönem muhalefetin tamamı başta Tayyip Erdoğan olmak üzere tüm AK Parti kadrolarının FETÖ’den tutuklanması gerektiği gibi fanatik söylemlere sarılmışlardı.

        Ben bu aşırılık halinin bumerang gibi muhalif siyasetçileri ve yazarları vuracağını ifade etmiştim yazımda.

        Muhalefete şahin tehdit söylemlerini bırakması için adeta yalvarmıştım. Çünkü bu dilin sonunda kendilerini hapishaneye götüren yolu açacağını görmüştüm.

        MAALESEF AYNI FANATİZM SÜRÜYOR

        Hâlâ da özellikle sosyal medyadaki muhalefet Erdoğan’ı ve Erdoğancıları FETÖ’den içeri attırma fanatizmiyle bodoslama gitmeye devam ediyor. Kendi tuzaklarını kendileri kazıyorlar bir nevi…

        Halbuki o yazıyı yayınladığım 12 Ekim 2016’dan bu yana geçen süre içinde yazdıklarım aynen hayata geçiyor. 17-25 sonrası tavırları sebebiyle çok sayıda kişi tutuklandı. Bu kapsam daha da genişleyebilir.

        CUMHURİYET TUTUKLAMALARI NE AKLA NE ADALETE UYGUN!

        Sabri Uzun’un yanı sıra Cumhuriyet çalışanlarının yeniden cezaevine girmesi bunun son merhalesidir. Bülent Utku, Güray Tekin Öz, Hacı Musa Kart, Hakan Karasinir, Mustafa Kemal Güngör, Önder Çelik ve Yusuf Emre İper’in bir kez daha tutuklanması ne akla, ne de adalete uygun!

        Bu 6 kişi, yok yere, saçma gerekçelerle içeride. Yargı içindeki sağduyu güçlerinin bir formülünü bularak hem bu 6 ismin hem de Sabri Uzun’un tahliye edilmelerini sağlayacağına inanıyorum. Sağlamaları gerektiğini düşünüyorum.

        Ben şimdi bunları yazdığım için kimi yargı yetkililerimiz 17-25 Aralık darbe teşebbüsünde FETÖ’nün hükümeti devirmesini destekleyenlerin ellerine güç geçse ne zulümler yapacağını söyleyecekler. Sözcü ve Cumhuriyet’i de bu kapsamda görerek suçluyorlar, biliyorum.

        KARŞINIZDAKİ AHLAKSIZLIK YAPSA DA O KİŞİNİN HUKUKUNU SAVUNMAK

        Cumhuriyet-Sözcü davalarının başından beri bu meseleleri kendileriyle konuştuk ve tartıştık. Özellikle benim hakkını hukukunu savunduğum bir Cumhuriyet davası hükümlüsünün benimle ilgili iftiralarını ve hakaretlerini önüme koyuyorlar. Bu vesileyle o önüme konan kişiyle ilgili konuyu aydınlatmak isterim.

        Bir insan eğer hukuksuzluğa maruz kalmışsa, size kasten ahlaksızlık da yapmış olsa adaletten yana tutumdan vazgeçilmemesi gerektiğine inanırım. Bu kişi de bu kapsama giriyor.

        Ben başından beri Cumhuriyet davasında yaşananların adaletsizlik olduğunu yazdım ve söyledim. Ayrıca bunun üstüne de bu tutuklamaların FETÖ ile mücadeleye ve AK Parti hükümetine zarar vereceğini de ikna bağlamında güçlendirici argüman olarak ifade ettim. Medya ve siyaset camiasında herkes bu tavrımı biliyor.

        Devlet yetkililerin olumsuz örnek diye zikrettiği bu kişi ise benim adaletsizlik bağlamında yazdıklarımın özellikle üstünü kapatıp sadece yarar-zarar dengesi kurarak konuştuğum yalanını hiç utanmadan söyleyebildi ve yazabildi.

        Elbette bu durum, karşınızdakini normal insan olarak değerlendirirseniz tam bir ahlaksızlığa işaret ediyor. Fakat bence ruh sağlığı epey bozulmuş olduğu için kendisini mazur görüyorum.

        Diğer Yazılar